"Hayatımız, doğru bildiğimiz yanlışlar ve yanlış bildiğimiz doğrular arasında kurulmuştur."
Şarkı önerisi: Tarkan- Yolla
(Dert küpü olanlara gelsin)ASYA DUMAN
Burası benim özel yerimdi, bunca kalabalığın arasında yalnız kaldığım tek yerdi. Şimdi burayı; kalbimin en köşesinde kalan sırrımı bir başkasına açıyordum. Bu galiba kendimi gizleme ihtiyacımdan geliyordu. Çamlıca Tepesi: Âşıklar Tepesi olarak da bilinen bu yerde ya turist görürsünüz ya da gözü kalbinin yarısından başkasını görmeyen çiftleri. Kalabalığın arasından gelen yalnızlık tam olarak bu oluyor işte, o anda sizi kimse fark etmiyor. İstanbul'u ayaklarımın altında izlemeyi seviyordum, galiba tepeden baktığım bu şehirde aslında ait olduğum yeri daha iyi görüyordum. Diğer tüm insanlar gibi bende kalabalık arasında yürüyen karıncadan farksızdım. Bu büyük şehir bütün ihtişamı ile bizi gölgede bırakıyordu.
"Burası gerçekten güzel görünüyor," dedi. Oğuz'a doğru döndüm, gözlerini sonsuz gibi görünen deniz manzarasında ve karayla buluşmasına sevinen ağaçlarda dolandırıyordu. Buraya ilk kez mi geliyordu?
"İstanbul'u daha önce bu şekilde seyir etmemiştim," dedi. Bana bakıp devam etti "Büyüleyici görünüyor."
Gülümsedim, modumu saniyeler içerisinde değiştiren adam! Ben bile üniversiteye geldiğim ilk aylarda keşfetmiştim burayı. Oğuz nasıl gelmemişti? "Turistler bile ilk buraya geliyor," dedim elimle etrafı işaret ederken. Güneşin daha da ortaya çıkardığı bal rengi gözleriyle bana bakıp gülümsedi.
"Daha önce beni buraya getiren kimse olmadı."
"Seni İstanbullu zannediyordum."
"Aslında İzmirliyim. Beş yıldır bu şehirde yaşıyorum," dedi. İzmir, en son iki sene önce Bilge ile tatile gittiğimizde görmüştüm orayı. Sonsuza uzayan gül bahçeleri ve insan seli ile renklenmiş plajları geliyordu aklıma.
"Neden burayı tercih ettin?" diye sordum. Sanki beni ilgilendiriyormuş gibi. Tekrar gülümsedi, bu gülümseyiş şu beyin yakan türdendi. Uzun süre maruz kalmak düşünme becerisini kaybettirebilirdi. Bende daha fazla etki altında kalmamak için gözlerimi ellerime indirdim. Bana neler oluyordu?
"İşimi bu şehirde kurdum, burayı sevdim ve yaşamak istedim." Gözleri gözlerimi sanki okşuyor gibiydi. Rüzgârın hafifliği onun kokusunu bana sunuyordu ve etrafımızı saran kalabalığı da aynı sessizlikle silip götürüyordu. Değerli hissettiriyordu bakışları, bir o kadar da korkutuyordu. Bana güven diyordu ama beni tanımıyordu.
"Anlıyorum," dedim. Saçlarımı sağıma toplayıp omzumdan salınmasına izin verdim. "Peki, benimle konuşmak istediğin konu neydi?"
Elini boynunda gezdirip manzaraya karşı döndü, bunun onu zorladığı belli oluyordu. Bu durum daha fazla merak etmeme neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALDATMAYAN ERKEK
Romance=Romantik komedi=™ Bu kitaptaki kişi ve olaylar -umarım- tamamen hayal ürünüdür..-------------------------------------------------------------------------------- --------------------------------- ----------------- KONU TAKLİDİ HALİNDE YASAL İŞLEM BA...