Tesadüfler Silsilesi

83 22 6
                                    

" Günün birinde hayatınızı karartan tesadüfler tutunacak tel dalınız olabilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Günün birinde hayatınızı karartan tesadüfler tutunacak tel dalınız olabilir. Bilemezsiniz."

Şarkı Önerisi: Hande YENER- Seviyorsun

OĞUZ ACAR

Arabanın siyah film kaplamalı penceresinden dışarıyı, daha doğrusu apartmanı izliyordum. Şuana kadar apartmandan yirmi kişi dışarıya çıkmış, on yedi kişi de içeriye girmişti. Bunların yarısının bayan olduğunu var sayar isek... Of ne yapıyorum ben? Beş gündür sadece burada öylece durarak ne yapıyorum gerçekten?  Kravatımı gevşettim, her ne kadar kendime kızsam da yapacak başka bir seçeneğim olmadığını biliyordum. Yok o şıkkı hayatta seçmem. Yok, olmaz yapamam. Böyle iyi, çıksın dışarıya konuşalım.

"Ali, radyoyu açabilir misin?"

"Peki efendim."

Bari bugün müzik eşliğinde bekleyeyim de değişiklik olsun. Her neyse konumuz çalan şarkı değil, konumuz: evinden çıkmayan psikolog ve onu evine hapseden bir adet ben. Kısmen ben. Tamam, konuyu uzatmayacağım. Bu haberi yapan var ya.. Bir dakika, telefon.

-Efendim Emre.

-Ne yapıyorsun kardeşim?

Şöyle bir etrafıma bakındım. Umutsuz bir şekilde, hayatımın baharında, belki de çocuklarım ve eşim ile geçirmem gereken vaktimi bir psikologu bekleyerek geçiriyorum. Tamam, evli olmayabilirim ama kesinleşmiş toplum kurallarına göre evli ve çocuklu olmam gereken yaştayım ve bu varsayımda bir yanlış görmüyorum.

-Oğuz, orada mısın?

-Ne? Şey, evet buradayım. Ne diyordun? 

dedim dalgın bir şekilde.

-Sen yine bekliyor musun? Oğlum git kapısına konuşsana.

- Ulan ben bunu daha önce niye düşünmedim? Aklını alırım  oğlum senin! Dalga mı geçiyorsun?

 diye bağırdım.

Biz bilmiyoruz sanki gidip konuşmayı. Yapamıyorum ulan bunun neyini anlamıyorsun?

-He öyle beklemek çok mantıklı. Kafayı mı yedin  oğlum?

Yedim ulan! Bu kadar tesadüf bir adamı buluyorsa o odam o kafayı yer! Net.

-Oğuz benimle konuş benimle. Kendi kendine konuşunca duyamıyorum.

-Abi kapısına gidip ne diyeceğim? Bu durumu açıklamak, kitabını eleştirmek kadar kolay olmuyor damat bey.

Elimi saçlarıma daldırdım.

-Sürekli git konuş diyorsun, niye bu sefer sen gidip konuşmuyorsun?

ALDATMAYAN ERKEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin