İlk Bölüm Şaçmalarından Seçmeler

6.1K 161 125
                                    

Şöyle bir durum var şimdi yazarlarımızın (!) arasında.

Başlıyorlar ilk bölümden ben mısra şu boyunda şu yaşındayım bilmem yok efendim şu kadar zenginim. Ama annem böyle ilgisiz babam şöyle işkolik.

Çıkın Allah aşkına şu ergen hallerinden yok çılamıyorsanız da gidin başka mekanda yaşayın bu ULTRA komik durumu.

Türkiye'den bahsediyoruz.  İken sene önce bir öğrenci ziyaretinde iken evin baba olacak sıfatsızı çocuklarını aşağıdan eve kemerle döverek çıkarıyordu.

Daha bu geçtiğimiz yaz adamın biri sokakta beş altı yaşlarındaki çocuğu ağzından kan kusana kadar dövdü de millet, baba(!) sıfatında olduğu için adama sadece bırak diye yalvara bildi.

Siz neyin depresyonundan bahsediyorsunuz. Ulan babalarınız iş kolikse kimin için. Sizin için.  Ama yok bizim ergenlerimiz ellerinde son model telefon, tablet, pc  ne varsa berbat (!) hayatlarını yazmaya programlı.

Açın bir okuyun dünya klasiklerini karakterin boyuyla mı başlıyor kitap.

Kadınların boy ortalaması 160-165 olan ülkemde 175 altında kadın karakter yok. Hayır nerden ithal bunlar söyleyin de bende biraz ekleme yaptırayım zira bir doksanlık babaya rağmen bir atmış beş gelmiyor boyum. Lütfen çekinmeden verin formülü yayılmasını istemeyen özelden yazsın.

Daha ilk bölümde bütün sülalesini anlatanlara  değinmek bile istemiyorum.

Desem de tabiki konuşacağım.

Bu cem kendisi bir seksen boyunda çok yakışıklı playboy kuzenim. Ama biz kardeş gibiyiz her haltı birlikte yeriz.

( anti parantez açarak konuşuyorum.  Birde sanki Türkiye de kuzenle evlenme yok gibi yazıyorlar ya ölüyorum. Kızlar bu ülkenin yarısı kendi öz be öz kuzeni ile evli neyin kafasındasınız allah aşkına)

Ve tabi olamazsa olmaz o anki sevgili anlatışı.

Bu da ( DİKKAT edin hep böyle başlarlar anlatmaya sanki görüyoruz. Biri bu yazarlara(!) yazdıklarını hatırlatmalı zira kendileri telepati ile hayal aktarımına inanıyorlar.)

  Bu da Arda kendisi çok zengin babasının şirketleri var. Ona aşık değilim.

Aşık değilsen ne işin var.

"eeeeeeee o da benim *ruspuluğum."

Siz ergenler bilmeye bilirsiniz ama biz yetişkinler hoşlandığımız adamla flört eder. Sevdiğimize inandığımız da sevgili oluruz. İnsan bir kişiye aşık olur (sevdalanır)  sözü doğrudur. Ama insan bir den çok kişiyi sever.  Hele biz kadınların sevmesi çok daha kolaydır. Elimizi tutup gözümüze bakanı sevmek gibi bir salaklığımız var.

Bitti mi ilk bölüm saçmalıkları?

BİTMEDİ!!!

Yüz metre ötede olan AŞIK (!) olduğu adamın göz rengini seçiyor vay beeeee! Çok daha ilginç bir bilgi vereceğim. Bu ULTRA yakışıklı ULTRA kaslı ULTRA zengin karakterin göz rengi ya yeşil ya mavi ama bizim güzel ergenlerimiz özgün olmak adına Maldivler deki o meşhur koyun denizinin renginden. Yok efendim yağmur ormanlarındaki mamamia ağacının yeşilinden gibi betimliyorlar.

Neden?  
Çünkü özgün olmalı ki fark edilsin.

Farkedilme korkusu yaşamayın valla bak. Burada b*k yazarsanız bile üstüne tıklayan olur.

Meşhur olmak için camiyi telvis eden adama benzemeyin.

Bitti mi?

Asla!

Çarpıyorlar,  evet esas koz esas oğlan çarpışıyor arabaları  çarpıyor yok efendim kahve dökülüyor falan.

Yeşilçam yazarlarına şapka çıkartıyorum. Nasıl bir çıta koydularsa yüz yıl geçti ama daha orjinal bir tanışma bulamadı geniş YAZAR CAMİASI .

Saçma tesadüfler de cabası. Allahın hiç işi gücü yoktu tek derdi sizin aşkınızdı o yüzden bir araya geliyorsunuz daima.

Ve biz normal dünyalılar kazara olan olaylarda pardon, kusura bakmayın, sorry, özür gibi şeyler kullanırken  bu nezaket kuralından nedense hiç bir kitap karakterinin haberi yok.

Ve tabi bu muhteşem yazarın muhteşem ilk bölümü muhteşem bir tesadüf karşılaşma ile son bulur.

Ahhhhhhhh ne romantik (!)

Ne Okusam Acaba?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin