Tarifsiz bir acıyla gözlerini açtı ayağa kalkmaya çalıştı ama başaramadı her hareketinde vücudunda ki acı daha da artıyordu. Çabalamayı bırakıp kendini toprağa bıraktı. Keşke şuan yer yarılsa onu içine alsa acısı dinseydi. Olanları bir bir hatırlamaya başladı ağzından küçük bir hıçkırık kaçtı ardından gözyaşları firar etti. Kaç kişi olduklarını bilmediği adamlardan biri üstüne abanırkenki halini hatırladı ve istemsizce gözlerini kapayıp kafasını yana çevirdi. Bacaklarını kendine çekti küçülebildiği kadar küçüldü yok olmak istedi hiç var olmamak bu dünyadan kurtulmak istedi bağıra bağıra ağlamak istedi ama tek yapabildiği sessiz sessiz hıçkırmak oldu. Zorlukla ayağa kalktı ama bu o kadar da iyi bir fikir değildi bir an gözleri karardı ve kusmaya başladı, içinde ne varsa çıkardı. Üstü başı kan ve çamur olmuş ayağının tekinde ayakkabı yoktu. Etrafı karanlık ve nereye gideceğini bilmiyordu. Bir adım attı acıyla ağzından küçük bir inleme çıktı. Ayağının üstüne tam basamıyor topallayarak yürümeye başladı. Nerede olduğu veya nereye gittiğini bilmiyordu tekrar ağlamaya başladı keşke annesi burda olsaydı geçti her şey kötü bir rüyaydı deseydi belki de babası olsaydı bunlar hiç olmazdı. Zaman mekan kavramını yitirmiş hayat artık bitmişti. Bir feryat bir figan bir çığlık kopmadı dudaklarından, sebepsiz nedensiz bir bilinmezliğe doğru gidiyordu. Oda bilmiyordu artık her şey herkes bomboştu içinde kopan fırtına gözlerinin en derinine ulaşmıştı. Napardı şimdi kime sığınırdı bedeni ruhu içine sığmazken o kime sığınırdı. Nasıl bir hayattı bu daha kaç darbe indirecekti ona daha ne kadar kaldıramayacağı yük binecekti omuzlarına Karanlıkta yürümeye devam etti adım atacak hali yoktu zihni uyuşmuştu. Allahım daha ne kadar acı çekebilirim ki... ben bu yükü nasıl taşırım kimsesizim kime sığınırım? Ne yaparım? Böyle mi olacak alın yazım? Yüzüm gülmicek mi? Ben.. ben bunu nasıl taşırım? Nefret ediyorum erkeklerden sadece bir et parçası için bir hayata kıymak revamı bu mu her şey ? Hazan 19 yaşındaydı daha ona kalan tek şeyde yoktu artık ne kalmıştı şimdi ona? Onu hayata bağlayan hep büyüyüp bir meslek sahibi olacak mutlu bir evlilik yapıcak ve çocukları olacaktı. Ya şimdi o hayali bile uzaktı artık ona her şey elinden ona sorulmadan alınmıştı. Yaşamak istemiyordu artık aldığı nefes bile canını yakıyordu. Az kaldı dedi içinden annem babam az kaldı kavuşmamıza artık yaşayamam bu yükle Allahım affet beni dedi içinden. Annesiyle babası iyi ki yaşamıyordu yoksa nasıl bakardı yüzlerine ne derdi ne yapardı? Affedin beni ne olur koruyamadım kendimi yetmedi gücüm. Gözlerinden yaş yağmur gibi akıyordu görüşü bulanıklaşmıştı iyice ilerde depo gibi bir yer vardı oraya kadar gidebilirse orda dinlenecek sabah olduğunda düşünecekti gerisini. Depoya yaklaştıkça görüşü netleşti önündeki adamları fark etti karanlıkta yüzleri seçilmiyordu. Gidip yardım istemeliydi ama ayakları gitmiyor geri kaçmak istiyordu koşarak nefesi nereye kadar yeterse oraya kadar kaçmak istiyordu. Sonunda adamlardan biri onu fark etti. Kim var orda diye bağırdı, Hazan cevap veremedi yardım edin demek istedi ama sesi çıkmadı. Ne olmuştu neden bağıramıyordu düşünemedi daha fazla sadece yürüdü tam yaklaşıyordu ki biri bağırdı
- Yere yat
Ama anlayamadı önce bir silah sesi sonra sol tarafında bir sızı hissetti anında yere yığıldı bedeni hala silah sesleri yankılanıyordu kulaklarında gözleri yavaş yavaş kararmaya başladı. Tüm bunların arasında son gördüğü şey bir gölge ona yaklaşmıştı ve sonrası yok bilinci kapanırken tek isteği lütfen artık ona kimse zarar vermesin
***
İşte ordayım. Yetimhanenin kapısında. Rüya gibi bir hayat yaşarken bir anda nasıl çamura batarsınız. Birbirlerini çok seven anne ve babamın ölümü ile buraya düştüm. Hissiz yüzümle insanlara bakıyorum sanki her kadın annem , her adam babammış gibi. Tuhaf. Hiç tanımadığım insanların bana acı çektirmesi.
Kapıdan içeri girerken sol taraftaki üç küçük papatya çarpıyor gözüme. Bu psikolojik bir durum mu ? bilmiyorum. Tek bildiğim her gördüğüm şey gibi şu zararsız küçük papatyalar bile bana acı veriyor. Babamın her akşam eve elinde küçük bir papatya ile gelirdi. Annemin yüzünde ki gülümseme. Daha sonra ise yüzümde bi gülümseme oluşuyor. Öldüklerini hatırlıyorum gülümsemem soluyor. Hayatım bir yangınla kül oldu.
Yangın. Babam o gün işe gitmedi ama adamlar geldi babamı alıp götürdüler ve sonra ölüm haberi annem karşımda telefonu düşürüyor elinden. Gözlerim doluyor. Orada küçücük bir kız ölürken... gözlerimi kapatıyorum gözyaşlarımı akıtıyorum. AKIYOR AKIYOR AKIYOR. Sanki içimdeki yara kanıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONBAHAR ( Hazan'ım)
Teen FictionBu bir kız olamaz dimi siktir valla da kız lan bu saatte ne işin vardı kızım senin ormanda ahada yavru ceylan gibi vurduk ya kızı hay a...... Koyim böyle işin Volkan kızı kucağına alıp Savaşa döndü. - Siktir Savaş kız vurulmuş. Allah kahretsin. ...