Hazan didişerek giden dörtlünün arkasından gülümseyerek bakıyordu. Arkasından ona yaklaşan Volkan'ı unutmuştu. Volkan yavaşça Hazan'a yaklaşıp tam arkasında durdu sonra kulağına doğru eğilip kısık sesle konuştu.
- Ben ne yapayım gamzelim.
Hazan Volkan'ın bu hareketiyle neredeyse erime noktasına gelmişti. Son anda kendini toplayıp kaşlarını çattı ve arkasını döndü. Ocakta duran çorbayı alıp Volkan'ın eline tutuşturdu, kendisi de tezgahta duran salatayı alıp kırıta kırıta içeri geçti. Volkan Hazan'ın arkasından bir iki saniye baktıktan sonra sırıtarak onu takip etti.
Yemekten sonra herkes kendini bir köşeye atıp oturmuştu.
- Çok yedik be ( Savaş )
- Sen bizi böyle alıştırırsan yeşilli... ( Aşkın )
- Lan ben formumu mu kaybediyorum ? ( Kuzey )
- Ellerine sağlık çamur prenses. ( Özgür )
Hazan masayı toplamaya başladı bir yandan da onlara cevap veriyordu.
- Afiyet olsun tosuncuklarım.
Hazan böyle söylemesiyle Savaşlar önce birbirlerine baktılar sonra da gülmeye başladılar. Volkan yavaşça Hazan'a yaklaştı. Tek kaşını kaldırıp imalı imalı konuştu.
- Tosuncuklarım (!!)
Hazan Volkan'a bakmamaya çalışarak masayı toplamaya devam etti.
- Evet onlar benim tosuncuklarım.
Volkan Hazan'a biraz daha yaklaşıp arkasına geçti ve hafif eğildi.
- Peki ben neyim?
Hazan bu yakın temastan dolayı heyecanlanıp yutkundu. Tam cevap verecekken Savaş araya girdi.
- Ayı !!!
Herkes bir anda gülmeye kahkaha atmaya başladı. Hazan da hafiften kıkırdıyordu. Volkan tam Savaş'a cevap verecekken Hazan kafasını hafif arkaya çevirdi ve Volkan'ı susturdu.
- Ben pek bir fark göremedim bence çok sinirlenme.
Dedi ve masadaki tabakları alıp yine kırıta kırıta mutfağa gitti. Volkan Hazan'ın arkasından Savaş'a döndü.
- Şimdi sıçtım ağzına tosuncuk.
Savaş abisinden kaçmaya çalışırken diğerleri kahkaha atıyorlardı.
Hazan mutfaktaki işini bitirmiş, pişirdiği keki fırından çıkarmış, mısırları patlatmış ve çayı da demlemişti. Seviyordu onlar için bir şeyler yapmayı zaten elinden de bu kadarı geliyordu keşke daha fazlasını yapabilseydi. Onların, onun için yaptıklarından sonra. Her şeyin hazır olduğuna emin olduktan sonra mutfaktan çıktı.
- Aşkın bana yardım eder misin?
Aşkın Hazan'a bakıp Volkan'ı işaret ettiğin de Hazan kafasını küs bir şekilde çevirdi ve mutfağa döndü. Aşkın el mahkum Hazan'ın peşinden gitti. Aşkın mutfağa girince gördükleriyle sırıttı.
- Ooooo.. yeşillim neler yapmışsın.
Hazan iki elini önünde birleştirip gülümsedi.
- Ne yaptım ki Aşkım sadece kek yaptım.
Aşkın Hazan'a yaklaşıp yanaklarından sıkmaya başladı.
- Oda yeter yeşillim hem böyle güzel el yapımı kek yemeyeli ne kadar oldu biliyor musun?
- Yardım et de içeri götürelim o zaman sen çaydanlıkları al.
Aşkın çaydanlıklarla önden çıkarken, Hazan da tepsiyi alıp onu takip etti. Hazan tepsiyi masaya bırakıp giderken , Aşkın da çayları doldurmaya başladı. Savaş'lar ise bu fırsatı kaçırmadan dalga geçemeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONBAHAR ( Hazan'ım)
Roman pour AdolescentsBu bir kız olamaz dimi siktir valla da kız lan bu saatte ne işin vardı kızım senin ormanda ahada yavru ceylan gibi vurduk ya kızı hay a...... Koyim böyle işin Volkan kızı kucağına alıp Savaşa döndü. - Siktir Savaş kız vurulmuş. Allah kahretsin. ...