BÖLÜM 18

638 61 33
                                    

Yatağımda yatıyorum lakin gözlerim açık. Uyumuyorum. Uyuyamıyorum. Dedemle konuşmamızı tekrarladık. Ama bir sonuç alamadık. Ben İpek için gitmek istiyorum. Dostumun bu mutlu gününde yanında olmalıyım. Öyle değil mi? Yorganı kollarımın arasına aldım. Yere bakarak bunları düşünüyorum. Acaba benim düğünüm nasıl olurdu? Arkadaşlarım her şeye rağmen gelirler miydi? Elbette gelirlerdi. Zaten gelmezlerse döverdimki onları!:)

Kapının sesiyle kendime geldim. Yerimde doğrulup normal bir sesle

Hayat: Gel!

İçeriye dedem girdi. Kapıyı tekrar kapatıp yatağa doğru ilerledi. Yanımdaki boşluğa oturup ellerimi tuttu. Tatlı bir tebessümle konuşmaya başladı.

Haşmet dede: Güzel kızım benum. Ben hiç senun kötülüğünü ister miyim? Oraya gidince görmeyecek misin oni? Açulmayacak mı yaran? Kanamayacak mı tekrar kalbin? Kaldurabilecek misin dayanabilecek misin ha güzel kızım? Eğer yaparım dedem dayanurum diyorsan git. Arkadaşının yanında ol! Hem belki oda senin düğününe gelir?

Hayat: Dedem ben evlemeyi düşünmüyorum! Hem bence gelmez o. Gitmek arkadaşımın yanında olmak istiyorum. Kendi düğünüm olmadı olmayacak da (sana yazardan bir tavsiye kesin konuşma) onun düğünün de bari mutlu olayım onun sevincine ortak olayım.

Haşmet dede: Peki yarın git! Erken gitde bir yardımın olur belki

Hayat: Peki dedem ben bavulumu hazırlayayım o zaman
Dedim mutlu olmuştum. Dedem izin vermişti gitmeme. Ayrıca beni düşünmesi de çok hoşuma gitti. Zaten beni böyle düşünen sadece o var. O da olmasa ben ne yapardım?

Dedem ayağa kalktı ve tekrar konuşmaya başladı.

Haşmet dede: Benum biraz işim var çarşuya gideceğum bir isteğin var mıdır?

Hayat: Yok dedem bir isteğim

Ben konuştuktan sonra dedem hiçbir şey söylemeden gitti.



+£×€÷$= ;&_())@( (!_#&;¤₹§©μ¬°¥₩


Uçaktan inip Kereme doğru ilerledim. Oda Beni görüp yanıma geldi ve sarıldı.

Geçen yıl ipek ile nisanına gelmemiştim. Bunun için ondan da özür dilemem gerektiğini düşünüp aklımdakilerin ağzımdan çıkmasına izin verdim.

Hayat: Özür dilerim kerem nisanına gelemedim.

Kerem: Durumları biliyorum Hayat sorun yok hadi geçelim seni bekliyorlar zaten

Kafamı sallamakla yetindim. Arabaya geçip yola koyulduk. Evleri havalimanına çok uzak değildi. Aklımda binlerce soru vardı. Bunlardan bir tanesi de Murat nerde şuan? Aslında o kadar fazla ki sayamıyorum bile. Muratın sevgilisi var mı? Beni hala seviyor mu? Beni özledi mi?


Arabanın durması ile aklındaki soruları bir kenara bırakıp arabadan indim. Valizimi kerem almıştı. Benim alabileceğim başka bir şey kalkmadığı için ilerlemeye başladım. Bahçe kapısına elimi koyduğuna ise aklıma o geldi. Muratın Beni aldattığını öğrendiğim güne.



Telefona bakıp aklımdaki soruları cevaplamaya çalışıyorum ama pek beceremiyordum. Beni kendine getiren şey ise artık dürtülmekten mor rengini alan kolum oldu. Bakışlarımı telefondan Aslı ya çevirdim. Şoktan hala çıkamamıştım.

İpek: Hayat noldu kötü bir şey yok değil mi?

Ne diyeceğimi Ne yapacağımı bilmiyordum. Gözlerim doldu ve ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Bende bunları hak etmedim.

Hayat: Ben bunları hak edecek hiçbir şey yapmadım. Benim bir suçum yok

Bir taraftan konuşuyor bir taraftan da ağlıyordum. Sinirlerim boşaldı ve kendimi tutamayarak ağlamya başlamıştım. Akan gözyaşlarımı silmek için elimi kaldırdım lakin buna bile gücüm yetmedi. Kendimi anında bıraktım sandalyeye. Benim halimi gören dostlarım ne yapacaklarını şaşırdılar. Bir şeyler konuşuyorlardı lakin ben hiçbir şey anlayamıyordum.

İpek: Aslı çabuk suyu ver kendine getirelim şunu

Bunu duyduktan sonra kafamda bir ıslaklık hissettim. Saçlarım ıslanmıştı sadece.

Bir süre sonra kendine geldim. Ama hala ağlıyordum. Konuşacak halim yoktu. Gözyaşlarımı sildim. Sandalyede doğrulup bizimkilere baktım. Benim için endişeleniyorlardı. Onlara söylemeyecektim. En azından şimdi. Çünkü hiç gücüm yok. Ellerimi masaya koydum ve masadan güç almaya çalışırken ayağa kalktım.

Hayat: Yalnız kalmak istiyorum. Lütfen hiçbir şey sormayın ve kimseye haber vermeyin.

Bir şey demelerine izin vermeden ilerlemeye başladım. Onlarda anlayış gösterip peşimden gelmediler.

Evden uzaklaşmıştım. Sahile gelmiştim. Denize bakan bir banka oturup yol boyunca düşündüklerimi burada da sürdürdüm.

O gün akşama kadar ne yapacağımı nasıl davranacağımı düşünüp bir katta almıştım. Hiç kimseye bir şey belli etmeyecek ama bu işin deucunu bırakmayıp araştıracak öyle konuşacaktım Muratla.


Eve yürüyerek gitme kararı aldığım için biraz gecikmiştim. Murat çoktan Eve gelmişti. Tabii beni görmeyince de endişelenmişti. Bu endişe tabiiki de beni sevdiğinden kaynaklanıyor ama...
Aması yok ışte. Onunla biraz kavga edip girmiştim yatağa. Ama o işim var diyerek gitmişti. Beni yalnız bırakmıştı. Gitmesi değil de gittiği yerdi canımı yakan. Ağlayarak uyumuştum o gün.

Ellerim bahçe kapısında durmuş bunları düşünüyordum. O acı günlerime dönüyordum. Şimdi öyle çok mutlu değildim belki ama huzurluydum. Ben öyle durmuş düşünürken beni bu düşüncelerden ayıran kerem olmuştu.

Kerem: Hayat orada beklemeye devam mı edeceksin?

Gülümseyip cevap verdim Kerem e

Hayat: Dalmışım!

Umarım o eski günlere acı çektiğim günlere dönmem. Birde Muratın yüzünü görmez konusu açılmazdı...


Biliyorum kısa olduğu ama maalesef vaktim olmadı. Hem tatil bitmek üzere ve ben telefonumu bir ay kadar göremeyeceğim bu yüzden yazabildiğim kadar yeni bölüm yazacağım size.

Lütfen yorum yapın ve eğer kitabım hoşunuza gidiyorsa beğenin.

Bir Damla UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin