Bölüm 10

436 116 0
                                    

Merhabalar. Bölümlerin gelmesi biraz yavaşladı çünkü yeni bir hikaye daha yolda. Yakında onu da paylaşmaya başlayacağım. Beğeneceğinizi umduğum bir hikaye olacak. :) İyi okumalar.

Doktora olan ziyaretimiz sonunda edindiğimiz tüm bilgileri annem kısaca babama anlattıktan sonra bize en çok sorun olacak mevzuya geldi konu.

"Doktor, tedavinin yurt dışında olacağını söyledi." dedi annem çayını metal kaşıkla karıştırırken.

Babam " Türkiye'de neden olamıyormuş tedaviyi" derken sesi karamsar çıkmıştı.

Annem doktorun açıklamasını birebir babama naklettikten sonra babamın takıldığı bir konu vardı.

"Ne demek gönüllü?" sustu annemin açıklamasını beklemeden tekrar devam etti.

"Kızımın üstünde oyuncak gibi testler, tedaviler mi uygulayacaklar? Bilmediğimiz, denenmemiş ilaçlarımı içirecekler? Süründürecekler kızımızı, bizi oralarda. Buna hangi aile izin verir Nuran? Hem sonucu da bilmiyoruz. Yine emeklerimiz boşa gidecek. Ben umutlu değilim. Bu sadece bir maceradan başka bir şey olmayacak. İyi düşünmemiz lazım."

Babamın bile umutsuz oluşu, karamsar düşünceleri, içimde kısa bir sürede oluşan ufak umut parçacıklarının dağılmasına sebep oluyordu. Özene bezene oluşturduğum kağıttan kulem bir kelimeyle yıkılmıştı.

"Öyle şeyler söyleme, duyup üzülecek şimdi." dedi annem endişesini hissettirerek.

Annem, babamı sakinleştirecek kelimeleri bulduktan sonra fırsatı bulur bulmaz konuşmaya kaldığı yerden devam etti. Doktorun verdiği dosyaları incelemesini istedi. Biraz internetten yaptığı araştırmaları da özetle kendi notlarıyla belirtti.

Annemin anlattıkları, babamı az da olsa tatmin ettikten sonra farklı bir soruyla endişesini ortaya koydu. "Almanya ya gitmek ayrıca masraf olacak." çaresiz olmaktan hüzünlenip incelmişti sesi babamın.

Annem cıvıldayarak cevapladı. "Bu tedavide gönüllü olduğu için hiçbir masraf olmayacağı gibi, tedavi sonuçlanana kadar her şeyi onlar üstelenecek. Kaldığımız otelden, yediğimiz içtiğimiz şeylere kadar."

Bir süre daha soru cevap şeklinde devam etti konuşmaları.

"Yarın Doktor Önder Bey'i bende ziyaret edip onunla konuşmak istiyorum" . Babam kendisi de doktorla görüşmek istiyordu. Bu kadar kolay olmasını biraz garipsemişti. Ama Doktor Önder Bey'le konuşmadan önce, ne kadar tanıdığı doktor varsa eminim tek tek hepsine bu tedavi süreci hakkında yılmadan sorup bilgi alacaktı onlardan.

Bu güne kadar çok kez doktora gittik. Babam tedavi masrafları için kendi dükkânını satarak gelen parayla beni iyileştirmek için uğraşmıştı. Neyse ki sattığı dükkânda kiracı olarak kalmaya devam etmişti de bu bize yeni yer arama sorunu çıkarmamıştı. Bu yeni tedavide, bize engel olacak tek şeyin para olacağını düşünmüştük. Ama böyle bir fırsat çıkınca hepimizin kafası karışmıştı. Aynı zamanda kafamızdan geçen 'Ya kötü sonuçları olursa!' düşüncesi bizi rahat bırakmıyordu.

Yüzümün kazadan sonra operasyon geçirerek düzeltilmesi bile bizim için bir servete mal olmuştu. Kendime geldiğimde hiçbir problem yaşamamamı istemişlerdi. Fakat ummadıkları bir şey daha vardı. Gözlerim artık görmüyordu!

Fakat gözlerimdeki sorun bir türlü çözülmüyordu onca geçirdiğim ameliyata rağmen. Ama bir süre kullandığım ilaçlar çok pahalıydı. Ara sıra umutlandırıcı doktor tedavilerine, testlerine, tahlillerine de para harcıyorduk. Yavaş yavaş tüm birikimimiz erimişti.

Son olarak elimizde anneannemden kalan evimiz vardı. Bir keresinde evi satmak üzereydik ki o da ayrı bir hikâye. Gerek kalmadan borçlarımızı ödeyebilmiştik. Bunları atlatmak aylarımızı almıştı. Hala sıkıntılarımız devam etmekteydi. Çok da iyi sayılmazdı. Ben de çalışıp eve katkımın olmasını çok istiyordum. Ama bu halde...

Sanırım her önerilen doktoru denemiştim İstanbul'da. Artık git gide bu halime alışmaya ve olduğu gibi kabullenmeye başlamıştım. Asla iyileşebileceğime ihtimal vermiyordum. Mavi umutlarım her çırpınışta daha da karanlığa gömülür olmuştu.

Ama Sinem'in ailesinin de yardımıyla, aile dostları olan bu doktorla karşılaşmamız bir şanstı bizim için. Hatırı sayılır bir namı vardı Doktor Önder Bey'in. Hakkında araştırma yaptıkça ne gibi hastalıklara çare bulduğunu öğrendik. Yurt dışında da bir sürü başarısı vardı.

Birden alınan kararlarla daldığım üzücü düşüncelerden uzaklaştım.

Gözlerimin acıdığını hissediyordum. Elimin tersiyle yanaklarımdaki yaşları kurulayarak salona geçtim. Bir süre yanlarında oturdum. Neler yapabiliriz diye biraz birlikte konuştuk. Babam artık biraz daha iyimser olmaya çalışıyordu. Üzüldüğümü görmek incitmişti onu. Vücudum ağırlaşmaya başlayınca odama geçtim tekrar. Biraz durgundum. Ruhum uyuşmuş bedenimde bir köşeye çekilmiş gibi sessizdi. Zorlamadım.. Öyle kalmasında sakınca yoktu şu an.

Bir süre de yastığıma gömülerek gözyaşlarımın dışarıya çıkmasına izin verdim. Umutlanmak istemiyordum tekrar. Geçirdiğim birkaç tedaviden sonra gerçekten hayal kırıklığına uğramaktan bıkmıştım. bu konuda babama da hak vermiyor değildim.Bir iyimser bir kötümser düşünceler arasında beynim kanal değiştiriyordu. Yoruldum... Saatler sonra gözlerimin kurumaya başlamasıyla battaniyemi üzere çektim. Bu gün bitsin istiyordum artık.

***

Oylamanız devamını yazmam için beni motive ediyor. Teşekkürler şimdiden :)

İLK GÖRÜŞTE... (Duzenleme Asamasinda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin