8.Bölüm

5 1 0
                                    

Bugün günlerden pazartesi. Alarmım bir kaç kez ötmüş. Allah'tan 3. Kez çalışında kalkabildim. Dün geç uyumuş olmalıyım. Kesinlikle uykuya doyamayan tiplerdenim. Neyse. Bunları boşverelim. Bugün okula gitmek zorundayım. Dize için sınavımdan yüksek almalıydım. Kız beni ingilizce ödevime yardım da etmişti  sınavıma da  çalıştırmıştı. Üstüne üstük, acıktım dediğim de ise benim için sofra hazırlattırmıştı. O, çok iyi biriydi. Ve en çok sevindiğim şey ise, arkadaş olmamız! Ben Dize'yi ilk gördüğümde ondan korkuyordum. Çekingenliğimi de unutmayalım tabii ki. Ama şimdi.. Dize'nin çekinilecek bir şeyinin olmadığını farkettim. Sadece keskin ve soğuk bakışları olabilir belki. Her ne pahasına olursa olsun, Dize iyi biriydi. Haksızlığa tahammülü yoktu. Bunu okulun ilk günlerinde bize göstermişti zaten. Bir de.. dediğini yapan biriydi. Bunu da bana dün göstermişti. Otoriterdir muhakkak. Ama iyi kalpli..

Yatağımı düzeltip üstümü çıkardım. Gözlerim yaşlıydı hâlâ. Biraz acele etmeliydim. Nihayet kıyafetlerimi giyip çantamı aldım. Merdivenlerden aşağı indim. Masanın üzerinde bir not olduğunu gördüm. Hemen aldım elime ve okumaya başladım:
"Oğluşum, ben geç gelebilirim. Bugün işte işim uzun sürecek. Anahtarını almayı unutma. Sınavında Allah zihin açıklığı versin. Dikkat et kendine."  Aynen böyle yazıyordu. Notu çantama koyup evden çıktım.

Okula vardığımda Dize yoktu. Belki sonra gelir diye bekledim. Sınav dersine geldik ama hâlâ ortalıklarda yoktu. Bende sınavdan sonra Burcu'ya sormaya karar verdim.
"Burcu, sana bir şey soracağım."
"Sor."
"Dize nerede? Neden gelmedi?"
"Dize Los Angeles'a gitti." Dur! Ne! Los Angeles mı?! Ama..ne zaman!! Daha dün beraberdik! Üstelik bana haber vermedi! İyi de, bana zaten neden haber versin ki?! Salak Umut! Sen onun hiç bir şeyi olmuyorsun işte! Anlasana! Kendi kendini kandırmayı bırak artık! Sevdiği insanlar arasında değilsin işte anla bunu anla!
"Ş-şey Umut. Ne oldu dalıp gittin." Gözlerimi yeniden Burcu'ya çevirdim.
"Ne zaman gelecek? Ne zaman gitti? Neden gitti?" Sesim garip çıkıyordu. Çünkü çok merak ediyordum. Of ya.
"Bu sabah çok erkenden gitti. Babaannemin yanına. İşleri varmış biraz."
"Peki..ne zaman gelecek?" Asıl bu sorunun cevabını bekliyordum. Bu sorunun cevabı önemliydi benim için. Bu sorunun cevabını beklerken kalbim sıkıştı. İçim bir garip oldu. Bacaklarım neredeyse tutmayacaktı artık beni.
"Bilgi vermedi o konu hakkında." Al işte. Yüreğime bir şeyler oldu. İçime yıldırım düştü. Benim..en çok korktuğum şey Dize'nin habersizce gidip bir daha da gelmemesiydi. Yoksa..korktuğum şey başıma mı gelmişti. HAYIR! Allah'ım hayır! Lütfen! Yalvarırım sana böyle bir şey olmasın! Geri gelsin o! Yalvarırım sana nolursun! Sapa salim geri gelsin! Ben Dize'yle tamamım! Nolursun!
"Ona ulaşamam değil mi?" Bunu söylerken boğazım çok acıdı. Çünkü şu an boğazımda bir düğüm vardı. Konuşmamı engelleyen. Beni nefessiz bırakan. İçimi yakan. Her yerim yanıyordu. Çok zor nefes alıyordum, çok zor..
"Ulaşamazsın Umut. İnşallah gelecektir tez vakitte." Daha fazla konuşamadım. Çantamı aldım ve eve doğru yola çıktım. Soğuk hava yüzüme çarpıyordu. Yoksa? Kalbime mi? Evet evet. Yüz bahaneydi. Asıl üşüyen kalbimdi. Onu üşüten ise rüzgar değildi. Dize'ydi! Kalbimi soğutan. Boğazıma düğüm atan. Nefes almamı engelleyen. Bacaklarımı halsiz bırakan. Dize'ydi. Bağırmak istiyordum. Gel artık gel diye. Yok, gel diye değilde, çabuk gel. Veya gel. Of bilmiyorum. Gel işte gitme abi gitme ya! Bir daha gelmemenden korkuyorum anlasana! Sensiz kalmaktan korkuyorum! Beni mutlu eden şeysin sen! Tek şey sensin! Hayattaki en güzel şeysin! Siyah umudumsun! Yapma Dize. Yalvarırım yapma. Bana bu acıyı yaşatma. Alıştım ben sana. Bir-iki haftada alıştım sana. Sensiz yapamam. Ama maalesef..ben senin umrunda değilim. Sevdiğin insanlar arasında değilim. Ben senin için hiç bir şeyim. Arada bir seni güldüren bir makarayım sadece. Başka bir şey değil. Oysa sen benim tüm hayatımsın. Dize..

Eve geldiğimde annem yoktu. Gelmeyeceğim demişti zaten. Olmamasına sevindim. Biraz kafamı dinlemek istiyorum. Belki biraz da dinlenmek. Ama nasıl yapabilirim ki? O, oradayken. Gelip gelmeyeceğini bilemezken. Nasıl dinlenebilirim? Nasıl düşünmeyebilirim ki? Yapamam. Yapamam. Çok üzülüyorum Dize. Gel nolursun. Gel. Tamam söz. Bekleyeceğim ama birazcık. Çabuk gel tamam mı Dize. Ne olursa olsun gel.

SİYAH VE SERTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin