Şu mektup olayı kafamı karıştırdı. Dize çok zeki bir kız. Yani ne bileyim arkasında mektup bırakmak falan.. saçma!
Şu an hâlâ Dize'nin odasındayım. Mektubu cebime soktum yatağına gittim. Gözlerim doldu, çenem titredi. Burada onun kolları arasındaydım.
"Dize.." gözyaşlarımı serbet bıraktım ve yastığını elime aldım. "Gel artık, gel nolur gel. Çok özledim," küçük bir hıçkırık. "Gel..""Umut, kalk hadi. Annen arıyor." Burcu'nun sesiyle irkildim. Uyuyakalmışım Siyah'ın siyah yatağında. Gözlerimi yarım yamalak açtım ve Burcu'ya baktım. Kendimi kısa sürede toparlayıp telefona baktım.
"Teşekkürler Burcu."
"Rica ederim."Arayan: Annem.
"Efendim anne."
"Oğlum neredesin! Gel hadi! Filiz ablan ve Alya'nın yanına gidiyoruz! Unuttun mu?!" Alya benim çocukluk arkadaşım. Hiç gitmek istemiyorum buradan.
"Gelmesem-"
"SUS! ÇABUK! ÇABUK EVE GEL! AYIP OLACAK."
"Off tamam!""Görüşürüz Burcu."
"Görüşürüz Umut."
Burcuların evinden ayrılıp kendi evime doğru yürümeye başladım. Köşede ise o marketi gördüm. Dize'ye gecenin yarısı çikolata aldığım o market."Ya çok teşekkür ederim! Çok güzeller bunlar! Seni çok seviyorum!"
"Hey, bu gidişle çikolataları kıskanacağım!"
"Kıskanma. Sen daha değerlisin."
•
Dize'nin kazaklarından birini aldım ve kokluyorum. Saçların, mandalina kokuyorlar. Sende mandalina kokuyorsun Siyah.
Onun kokusunu içime çektikçe daha çok yanıyor içim.
"Bulacağım seni Gamzelim!"
•
"Nihâyet gelebildin Umut Bey!"
"Anne Alya'ya selamlarımı iletirsin." Gözlerini büyüttü. Bende kaçarımın olmadığını düşündüm.
"İyi ya geliyorum!"Annemle beraber arabaya bindik ve kafe'ye doğru ilerlemeye başladık. Alya'nın yanına gitmek istemiyorum ben Dize'yi istiyorum anne. Beni ona götür.
Arabadan indik ve Filiz ablayla Alya'nın oturduğu masaya doğru ilerledik. Ruhsuz bir şekilde masaya ilerlerken Alya geldi yanıma.
"Merhaba Umutt!!" Geldi ve sıkıca sarıldı. Ben tabii ki karşılık vermedim. Ben bu boğucu parfüm kokularını değil; doğal mandalina kokusunu istiyorum.Annem bana cins cins bakıyor. Anlasana anne. Dize'ye ihânet edemem ben. Alya'da benden ayrılınca yüzü biraz düşmüştü. Banane. Benim hiç değişmeyecek bir sevgilim var : Dize Tuna.
"Gelsene Umut. Oturalım. Ay hiç değişmemişsin valla!"
"Sağ ol Alya." Alya'da karşıma oturdu. Bende ki ruhsuzluğu anladı sanırım.
"Ne oldu sana Umut? Yüzün düşmüş?" Gözlerimi Alya'ya çevirdim. Alya ; kumral saçlı, pembe. Dize ; siyah saçlı, siyah.
"Yok bir şeyim Alya."
"Yaa saçmalama! Ben bilirim! Dökül."
"Yok bir şey Alya!" Sesimi biraz yükseltmiştim. Ondan ürktü galiba. Üstelemesin!
"Umut! Neden bağırıyorsun kıza bakayım?!"
Mı mıy ede ede "üzgünüm," dedim.
••
Annemle Filiz abla koyu sohbetlerine bir kaç saat sonra anca son verebildiler. Saat geç olmuştu. Bende Alya'yla parkta yürüyorum. Hava soğuk."Umut hayatın nasıl gidiyor?" O olmayınca berbat.
"Eh işte Alya senin?"
"Seninki eh işteyse benimki de eh işte." O güldü. Ama ben zoraki güldüm. Kırılmasın diye o da.
"Umut ya sende bir şeyler var bana açılır mısın?" Elimi tutmaya yeltendi ama ben geri çektim. Elimi tutamazdı. Asla.
"Yok bir şeyin dedim ya Alya. Üsteleme lütfen."
"Peki Umut. Umut ya ben seni mıncırmayı özledim. Biraz mıncırabilir miyim?" Alya'ya şaşkım gözlerle bakıyorum. Dize yok diye Alya'ya pas verecek değilim tabii ki de.
"Hayır Alya. Bırakır mısın!"
"Tamam."
Alya'yı bıraltıktan sonra ağaçlara baktım. Ağaçlar ve ağaçların çevresi karanlık ama biraz farklı bir şeye ait gölge var. Bir insan gölgesine benziyor. Tam olarak kestiremiyorum ama buraya bakıyor olmalı. Biraz daha inceliyorum: galiba bir kadına ait. Çok derin baktığım için Alya endişelenmiş olmalı.
"Umut ne oldu?"
O bana soruyor ama ben o gölgeyi galiba çözdüm.Dize?