Son Pişmanlık

153 46 5
                                    

Bora 'nın anlatımından ....
Kendi aralarında fısıldaşan insanların yanından geçerken adımlarımı hızlandırdım. Ne konuştukları umurumda bile değildi. Dolabından kitaplarını çıkarırken neşeli neşeli Şevval 'le konuşan Merve 'nin yanına doğru yürüdüm . Etnik desenli bir gömlek ve kot pantolon giymişti , saçlarını iki omzuna salmıştı . Şevval dönmeden önce okulda beraber dolaşıyorduk ama o can sıkıntısından dert yanıyordu .Şevval de sarı bir pantolon ve üstüne sarı ve yatay katlanmış bir tişört giymişti . Çaktırmadan Merve 'nin arkasına geçip ellerimle ağzını kapattım . Öyle yüksek sesli bir çığlık duydum ki Şevval irkildi . Ne yaptığımı anlamadan ellerimi geri çektim . Merve ellerini yumruk yapıp arkasını dönünce yüzü daha sinirli bir hâl aldı . Etraftaki herkes merak dolu bakışlarla bizi süzüyordu .
- Bora seni öyle bir döverim ki kendine gelmen aylar sürer !
- Niye kızdın şimdi ?
- Kaçırıldığımdan beri arkamdan biri ağzımı kapatınca korkuyorum .
- Ben bilmiyordum ...
- O zaman sus !
Şevval de ayıplarcasına baktı , gözleri sağ tarafa kayınca yanında gözleri kocaman açık gülümseyen Meriç duruyordu .Bana "Sıra sana geliyor galiba kanka ." der gibi bakıyordu. İçimden dediğinin olmaması için dua ettim . Onun da morali bozuk gibiydi , sanki bir sorunu vardı ama söylemek istemiyordu .
- Merve gerçekten çok özür dilerim .
Mavi gözlerinin içinde korku saklıydı .
- Affedildin ama bu seferlik .
-Ohh !
Meriç 'in yüzüne bir gülümseme yayıldı , tecrübeliydi tabii ! Dışarıda kar yağıyordu , Bursa'ya en çok beyaz yakışıyor . Bir de Merve 'nin mavi gözleri Bursa 'yı güzel yapıyor . Üstüme kırmızı kare desenli uzun kollu bir gömlek ve ince beyaz bir tişört , altınada kot pantolon giymiştim . Elimi Merve 'nin omzuna koydum , benden bir şey saklıyor gibiydi .
- Merve ....
- Ne oldu ?
- Niye moralin bozuk ?
Gözünün önüne gelen sarı bir saç telini kulaklarının arkasına sıkıştırırken mavi gözleri daha da hüzünlü bir yapıya dönüştü ," Bir şeyim yok Bora !"sesini yine yükseltmişti. Merve bugün bana tuhaf davranıyordu , kalbini kırmamıştım ki . Dilimi dudaklarımda gezdirdim ve Merve 'ye sorarcasına baktım . Ama o umursamadı . Sinirden patlayıp tüm okulun önünde Merve 'ye bağırasım gelmişti . Onu sarsıp "Kendine gel Merve !" diye kükremek istiyordum . Saatime baktım dersin başlamasına az kalmıştı ,şans ya hepimizin dersi aynı sınıftaydı .
- Derse az kalmış .
- Gidelim o zaman .
Merve 'ye somurtmak hiç yakışmıyor , sınıfa girince sağımdaki sıraya oturdu . Delirtmeye çalışıyordu galiba beni .
Dakikalar sonra Aykut Hoca kafasındaki sihirbaz şapkasıyla derse girdi . Çekik kahverengi gözleri üstümüzde gezdikten sonra elleriyle oturmamızı işaret etti . Merve yanındaki gitarı eline alırken arkasındaki Mine sarı saçlarını düzeltip parmaklarındaki ojeyi kontrol ediyordu . Erkan masum bakışlarını Jale 'ye çevirmişti , onu hâlâ seviyordu . Jale ise hocayı izliyordu , Erkan 'a bakmamak için kendini zor tutuyordu . Merve 'yle olan bağımın onlarınki gibi kopmasından korkuyordum . Düşüncelerimi hocanın sesi böldü .
- Merve, bize gitar çalar mısın ?
- Yeter ki siz isteyin hocam , çalarım !
Eline gitarı alıp tahtanın önündeki sandalyeye oturdu . Elini gitarın telinde gezdirirken bana bakıyordu . Gitarın sesi beni etkisine alınca kendimi onun yanında buldum , meraklı gözler bana çevrilmişti . Aykut Hoca çatık kaşlarıyla beni öldürmeye çalışıyordu . Merve yerine geçmek için hamle yaparken kolundan tutup engelledim .
- Bu ne biçim şizo ?
Kimseye bakmaz o.
Bakmaz işte şizo.
Sırrını kimseye söylemez o .
Şizoo şizoo zozoozoo.
Çatmadan kaşlarını duramaz o .
Merve hiç bozuntuya vermeden şarkımın devamını getirdi .
- Yeter artık desen de anlamaz o .
Peşini bırakmaz o .
Sabrını zorlar o .
Oooooooooo.
Canını yakıyooo .
Şizoooo zooo zoooo
Bak beni dinlemiyo
Tam tersini yapıyo
Gitarı elinden alırken gözlerimi ondan ayırmadım .
- Şizo diyo yo yo
Zoyiyo yo yooo
Bana yalan söylüyo
Şizoluk yapıyo
Sabrımı zorluyo
Bana şizo diyo
Sabahtan beri gözlerini kaçırıyo
Durup dururken trip atıyo
Bana şizo diyo
Bana şizo diyo
Artık tamamen dibimdeydi . Şeytani bakışlarını bana fırlatarak şarkıya döndü .
- Sabrımı zorluyo
Deminden beri laf sokuyo
Bana şizo diyo
Bu bana koyuyo
Oooooooooo
Şizooooooo
Durup dururken soru soruyo
Rahat bırakmıyo
Şizo diyo
Şizo diyo
Ooooooo
Beraber söylememiz gereken yere gelmiştik .
- Yoooooo şizoooo
Zooo yooo
Şizo diyo
Bana yalan söylüyo
Sırrını kimseye söylemez o
Sabahtan beri gözlerini kaçırıyo
Şizoo diyo.
Şarkımız bitince kızmasını beklerken alkışlayan Aykut Hoca beni şaşırttı .
- Tebrik ederim gençler ! Bu yaşta kendi şarkınızı yazdınız .
- Merve arkadaşımız pek mutlu olmadı galiba !
Ayağıma basmasıyla acı bir inleme çıktı ağzımdan .
- Aaa gayet de mutluyum ben !
- Tabi tabi öylesin sen zaten ...
- Zil çaldı .
Telefonuma gelen bildirimle sarsıldım , okurken içim rahatladı .
" Kar yağışı nedeniyle diğer dersler iptal edilmiştir ."
Aykut Hoca ve diğer öğrenciler gidince bizim grup kalmıştı . Merve kapıyı kapatıp burnundan soluyarak yanıma geldi ve beni duvara ittirdi .
- Sen aklını mı kaçırdın Bora !
- Bu gidişle kaçıracağım galiba .
- Ayy hocaya rezil oldum !
- Öyle mi niye rözöl oldon ?
- Senin yüzünden şizo diyip durdum.
- Şarkının adını "Şizo Diyo "koydum .
- Şizo diyo yo yo Merve, Bora 'yı dövüyo yo yo ...
Şevval'in bağırışıyla arkamı dönmem bir oldu .
- Meriç !"Durup dururken trip atıyo" kısmında bana yan yan baktığını gördüm !
- Eyvah !
- Benim trip attığımı gördün mü hiç ?
- Görmek ne kelime , maruz kaldım .
- Ben ve trip atmak ?
- Evet !
- Sen bana trip mi atıyorsun ? Seni trip ata ata döverim !
- Hayır !
- Wowww ! Gençler sakin olun .
Gülerek söyleyişim Şevval 'in sinirini bozmuştu ama belli etmiyordu.
- Hadi artık gidelim .
Montlarımızı giyip otoparka gidince Merve bir şey unutmuş gibi aniden durdu .
- Şevval bizim eve gidelim mi ?
- Olur , o olay hakkında mı konuşacağız ?
- Evet .
Şevval de biliyormuş ! Gel de merak etme !
- Hangi olay ?
- Sana söyleyemeyiz değil mi Şevval ?
- Evet söyleyemeyiz .
- Peki ,demek beni dışladınız.
Merve şapkasını düzeltirken darılmış gibi bakarak " Ben kahverengi gözlümü hiç dışlar mıyım ?"dedi .
- Sen göz renginle hava mı atıyorsun ?
- Ayy yeter ama ! Hava yerine seni atarım susmazsan .
- Gözlerimi överken ben .
- Seni bi överim ! Ya da dur Şevval söylesin ...
- Seni öve öve döverim Bora !
- Heee sağol Şeviy !
Meriç 'le aynı anda gülme krizine girdik .
- Hadi biz gidelim Şeviy .
İkisi arabaya binip uzaklaşırken Meriç 'e döndüm :" Kanka ikisi birlikte benden bir şey saklıyor "
- Bence en yakın zamanda itiraf ederler .
- Öğrenemezsem uykum kaçar kardeşim . Merve 'yi huzursuz ettiği kesin .
- Merve 'ye tatlı dille sor .
- Ben daha fazla dayanamayıp onların yanına gideceğim . Sakın onlara söyleme .
- Peki kardeşim söylemem .
Birbirimize sarıldıktan sonra arabamı Merve 'nin gittiği istikamette sürdüm . Takip ettiğimi anlamasınlar diye araya mesafe koydum . Köşkün beyaz duvarları gözükmeye başlayınca önden onların gitmesine izin verdim . Yarım saat geçtikten sonra arabamı köşkün önüne park ettim . Bir bahane bulmalıydım , yoksa şüphelenirlerdi . Sakin adımlarla bahçeden geçtim , Lavanta kokuları burnuma ziyafet sunuyordu .Köşkün kapısına yaklaştığımda koku daha da güçlenmişti . Bir bahane düşünürken çoktan Mürüvvet Teyze karşıma dikilmişti . Sarı saçları ve mavi gözleriyle Merve 'nin tıpkısıydı . Saçlarının yarısını pembe düşününce az daha kahkaha atıyordum .
- Hoşgeldin oğlum !
- Hoşbuldum Mürüvvet Teyze !
- Merve ve Şevval de içerde odaya kapandılar .
- Aaa neden ?
- Dedikodu yapacaklarmış filan .
- Bensiz dedikodu mu olur ? Ben de Merve 'yle iddiaya girip kaybetmiştim . Bugün o ne isterse yapacaktım .
- Sende kapıda kaldın yakışıklım gel içeri ....
İçimden şeytani bir kahka atarken salon kapısının önündeydim . Kırmızı rujlu dudakları kıvrılınca Mürüvvet Teyze 'ye kocaman sarılasım gelmişti .
- Yakışıklım onlar üst katta .
- Teşekkür ederim Mürüvvet Kraliçem !
- Siz yeni nesil hep aynısınız değil mi ?
- Sanırım öyleyiz .
Koşarak merdivenleri çıktım . Sinsice misafir odasının yanındaki odanın kapısına yaklaştım ve üçe kadar sayıp kapıyı ittirdim .
- Selammmm !
- Boraaaa !
- Yok artık !
İçeri girer girmez dolabın önündeki gitarı alıp kapıyı ayağımla kapattım . Şevval elindeki defteri arkasına atmıştı , Merve korkuyordu .
- Benden bir şey saklıyosun.
Bunu bilmediğimi sanıyosun .
Kıyıya savruldu yosun .
Ama sen hâlâ görmüyosun .
Söylüyosun bir sürü yalan .
Sana tısladı yılan .
Delirtmeye çalışıyosun anlaşılan .
Kıyıya savruldu yosun .
Bunu görmüyosun.
Görmediğimi sanıyosun .
Bozuntuya vermiyosun.
Nasıl böyle sakin kalıyosun ?
Öldürdü mü seni yılan ?
Bitmedi mi bu yalan ?
Kıyıya savruldu yosun .
Sen hâlâ beni kandırıyosun .
Yoooo sunnnnn.
Yooo sunnnnnn.
Beni dinlemiyosun .
Kıyıya savruldu yosun .
Yılanı dinliyosun .
Beni umursamıyosun .
Yooo sunnn.
Yooo sunn.
Kıyıya savruldu yosun .
Yılanı dinliyosun .
Yalan söylüyosun .
Gitarı yerine koyduktan sonra kapıyı kilitledim . Köşke girince montumu askılığa asmıştım . Merve ve Şevval 'in arasına oturup bağdaş kurdum .
- Sen bizi takip mi ettin ?
- Bilmiyorum .
- Nasıl yani bilmiyorsun ?
- Sayende her şeyi unuttum .
- Bora ! Sabahtan beri şarkı söyleyerek laf sokuyorsun ve nedenini bilmiyorsun !
Yüzüme acımasız bir ifade yerleştirerek ona baktım "Nedenini senden daha doğrusu sizden öğrenmeye geldim ."
- Dur bi dakika anneme ne dedin ?
- Senle iddiaya girip kaybettiğimi dolayısıyla bugün ne istersen yapmak zorunda olduğumu söyledim .
- Vayy şeytan !
- Sen sus Şeviy !
- Hiii terbiyesiz Bora !
Umursamaz ifademi bozmadan ona döndüm.

Ergen Yalancılar 2(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin