Kan

113 37 11
                                    

Meriç 'in anlatımından ...
Yapamıyordum işte onu geri getiremiyordum . Sonunda sinirlenip odadan çıktım . Önüme gelen ilk çerçeveyi yere attım . Dikkat edince Şevval 'le olan bir fotoğrafım olduğunu fark ettim . Cam parçaları parkenin üstüne yayılmıştı . Bağırışlarını duyabiliyordum . Televizyon ünitesinin alttaki rafından bir vazo alıp duvara fırlattım . Bir üsteki raftaki CD 'leri yere attım . Ortadaki pufu yere devirdim . Fotoğrafın yanına geri döndüm . Kalbime bastırıp koltuğa uzandım . Üstüme mavi pikeyi çektim .
- Ne yapıyorsun sen prenses ?
Fotoğrafı okşayarak devam ettim .
- Neden inat ediyorsun ?
Odadan düşme sesleri gedi . Bana bağırıyordu yine .Daha önce beni hiç öyle itmemişti . Düştüğüm de gözlerinin içindeki çaresizlikle karşılaştım . Beni kendinden kurtarmaya çalışıyordu. Ben onu asla bırakmayacaktım ! Hep sımsıkı sarılacaktım ona ... Odadan öyle çıktığım için pişman oldum.
- Eyvah işi daha berbat hâle getirdim !
Ağlama sesi içimi kötü yapmıştı . Ama hâlâ yerimde duruyordum . Şevval 'in gözündeki değerim gittikçe azalıyordu . Odada çıldırmıştı resmen . Cebimden telefonunu çıkardım . Onun gülümsediği fotoğraflarını görmek istiyordum . Galerisindeki fotoğrafların hepsinde gülüyordu .
Mesajlar kısmında benim ona yazdığım yani karşılık vermek yerine görüldü atılmış mesajlar vardı . Mesajıma bile cevap vermiyordu . Kendimi ölecek gibi hissettim . Ben de yalnız kalmayı sevmiyorum . Zil sesi kendime gelmemi sağladı . Komşular sesten rahatsız olmuştur düşüncesiyle ne diyeceğime karar vermeye çalışarak açmaya gittim . Komşulardan birinin gelmesine şaşırdım . Yalnız biriydim ben . Tam yalnızlıktan kurtulacağım derken her şey ellerimden kayıp gidiyordu . Kapıyı açarken derin bir nefes alıp verdim . İçeri gelen soğuk hava mı gördüğüm kişiye olan sinirim mi üşümeme neden oldu bilmiyorum.
Yumruklarımı sıktım. Tam yumruk atacağım zaman kolumdan tutarak beni engelledi . Bir süre birbirimize baktık . Gözlerinin içine bakınca ağladığını anladım . Ne olmuştu bize ? Daha 2 hafta önce hepimiz mutluyduk . Merve hep gülümseyerek izlerdi bizi . Merve insana dedikoduyu bile sevdirirdi ! Onun olmaması hepimizin arasını bozmuştu . Sol kaşım havaya kalktı .
- Bizi ayırdığın yetmedi mi ?
- Barışmaya geldim .
Alaycı bir şekilde gülerek " Bizi sen mi barıştıracaksın ?" dedim . Kolumu onun elinden kurtarınca parmağımı göğsüne koydum .
- Şevval 'in peşini bırak artık !
- Ona kendimi affettirmeden bir yere gitmem !
- Öldürürüm seni !
- Şevval 'i nasıl öldürürsün ya?
- Ne ?
- Şevval 'e ne yaptın ?
- Bir şey ...
Konuşmamı kesti . Cidden Şevval 'e zarar verdiğimi mi sanıyordu ? Ben ona zarar vermeye kıyamazdım ki .
- Nasıl kıydın o kıza ?
Dediklerinin şokunu atlatamadan "Şeymaaaa !" diye bir çığlık duydum . Bora kocaman gözlerle beni itip içeri girdi . Ben de koşarak peşinden gittim . Tek tek odaların kapılarını açıp içine baktı . Sonunda doğru odaya gelince ona yetişebilmiştim . Kapıyı kırmaya çalıştı ama başaramadı . Cebimdeki anahtarı kullanarak ben açtım . Çarşaflar , yatak döşeği ve bir tablo yerdeydi . Etraf darmadağındı . Tıpkı bizim gibi !
Cam açıktı ,perde sallanıyordu ve Şevval etrafta yoktu . İkimizde camdan aşağıya bakmak için gittik . Şevval 'in yalnız kalmayı sevmediğini bile bile onu odaya kilitlemiştim ! Ölürse yaşayamazdım ki ! Tüm bunların kabus olmasını istedim . Ama gerçekti ,dışarıda da yoktu . Belki verandanın altındadır diye düşündüm . Ölmesini istemiyordum ve kendime sinirliydim . Yere oturup ağlayarak kafamı dizime gömdüm
- Hepsi ikimizin suçu ! Seninle aynı durumdayım !
Bora da ağlayarak yanıma oturdu . Ağlamaktan gözlerinin altı mor olmuştu .
- Şeviy de benim yüzümden intihar etti !
Kafamı yumrukladım . Her zamankinden daha fazla acı verdi
- O olmadan nasıl yaşarım ben ! Nasıl ?
Bora gidip yerdeki yatak döşeğine tekme attı . Üstüne oturup bilekliğini okşadı.
- Özür dileyemedim ondan Merve !
Gözlerim yerinden fırlamıştı resmen . Deliriyordum. Cebim titredi. Şevval 'in telefonu çalıyordu ,arayan Ezgi 'ydi . Ne diyecektim ? Düşünmeden açtım telefonu .
- Meriç , Şevval 'le barıştınız mı ?
- Daha barışamadık .
Sesim titremişti . Bir şeyler olduğunu anlamıştı.
- Bir şey mi oldu yoksa Şevval 'e ?
- Yok sadece açlıktan bayıldı .
- Son zamanlarda çok bayılıyor .
- Benim kapatmam gerekiyor .
- Onu sakın üzme !
Dayanamayıp telefonu kapatıp tekrar cebime koydum . Bora gözlerini yerden ayırmadı .
- Söyleyemedin değil mi ?
- Söyleyemezdim !
Şevval 'in durumunu görmek için perdeden destek alarak ayağa kalktım . Bora da arkamdan geliyordu . Duyduğumuz sesle olduğumuz yerde kaldık . Dış kapının kapanma sesiydi . Birbirimize verdiğimiz sözü hatırladım . Asla birbirimizi yalnız bırakmayacaktık .
- Şevval !
Şevval 'in anlatımından ...
Üstümdeki kırmızı ince pikeye sımsıkı sarıldım . Hava kararmıştı . Önüme çıkan orman saklanmak için harika bir yerdi . Yağmur yağıyordu . Yağmur damlaları üstüme düşerken pikeyi kafama kadar çektim . Meriç ve Bora kapı sesini duymuş olmalıydı . Ormana gireceğimi zor tahmin ederler . Çok ama çok üşüyordum . Meriç olsaydı ısınmam için bana sımsıkı sarılırdı .
Bora "Gel kanka !" diyip aynısını yapardı . Hepsini kaybetmiştim işte !Meriç 'e delilercesine aşıktım . Hâlâ onu sevmediğimi sanıyordu .
Vazgeçmeyecektik birbirimizi sevmekten ... Ölmediğimi anlayınca peşime düşmüşlerdir . Ihlamur kokuları etrafımı çevreliyordu . Meriç 'in odaya girince verdiği tepki aklıma geldikçe oturup ağlayasım geliyordu . Haklıydım ama ! Ne cürretle odaya kilitlemişti beni !
Ben onu odaya kilitlesem ... Allah korusun ! Akıl hastanesine götürmek zorunda kalırdım .Deli Joker işte ! Telefonumu da almıştı . Ormanda kırmızı başlıklı kız gibi dolaşıyordum . Bunu düşünmek beraberinde aklıma bir fikir getirdi . Üstümdeki pikeyi boynumun hizasında düğüm yaptım . Yürürken
elimde sepet olmadığı için mutluydum . Oysa ben bir prensesim ! Bu hâlimle şatomdan kaçıyor gibiydim . Birden hareket edemedim . Pantolonum yerdeki dallardan birine takılmıştı . Pantolonumu kurtarmaya çalışırken ben de yere düştüm . Burayı geçen yaz geldiğimizde keşfetmiştim . O gece uyku tutmamıştı . Elimi yüzümü yıkayıp üstüme bir hırka giymiştim . Ses çıkarmamaya özen
göstererek Meriç 'in yattığı odanın kapısını aralamıştım . Gözünde gözlükleri ,yanında bir kitap vardı . Kafasını yatak başlığına dayamış bir şekilde uyuyakalmıştı . Gözündeki gözlüğü sakince çıkarıp komodinin üstüne koydum. Uyanmamasına dikkat ederek ayağa kaldırıp tekrar yatağa yatırmıştım . Pikeyi üstüne örterken " Anne !" diyişini duymamla gözümden akan bir damla yaşın alnına düşmesi bir olmuştu . Öyle güzel " Anne !"demişti ki ! Daha fazla duramayıp odadan çıkmıştım .
Buzdolabından bir İce Tea alıp dışarıya çıkmıştım . Evin biraz ilerisindeki denizin çevresi sakindi . Adamın biri gitar çalıyordu. . Kumların üstüne oturup onu dinlemiştim. İce Tea 'yı yudumlarken düşüncelere dalmıştım . Bazıları ateş yakıp etrafında çember yapmıştı . Denizde yansımamı görmüştüm . Hayır o ben değildim , Şeyma 'ydı ! Daha fazla orada durmak istememiştim . Denizin çevresinde yürürken bu orman karşıma çıkmıştı . O zaman gece olduğu için girmeye korkmuştum . Şimdi mecburen girmek zorunda kalmıştım . Yerden destek alıp kalkarken başım açıldı . Kalkınca düzeltip yola koyuldum . Nereye gideceğimi bilmiyordum . Buraya geleceğimi çok önceden bilseydim . İnternetten kalacak bir yer araştırırdım . Şu an param da yoktu . Keşke ormanda nasıl ev yapılacağını anlatan bir kitap okusaydım . En azından Survivor izlemişliğim var . Kurt gibi acıkmıştım . Açlıktan sürekli bayılıyordum . Böcek filan yiyemezdim . Bu kıyafetlerle defileden kaçmış bir manken sanılabilirdim . Gücüm gittikçe tükeniyordu . Ağaçların sık olduğu bir yere gelmiştim . Hepsinin boyu uzun olduğu için dalları birleşmişti . Eğer orada durursam yağmurdan korunurdum. Bir tanesinin altına uzanıp uyudum .
Duyduğum sesle yerimden fırladım. Bu sesi nerede duysam tanırdım . Meriç ve Bora bana sesleniyordu .
Sabah olmuştu . Sesleri gittikçe yakınlaşıyordu . Arkama dönüp ormanın bilmediğim bir yerine doğru koşmaya başladım . Her yeri bulanık görüyordum . Bazen ayağım yerde bir şeye takılınca düşüyordum ve tekrar kalkıp koşuyordum . Önüme bir dere çıkınca durmak zorunda kaldım .
- Şevval !
Arkamı dönünce Meriç 'le göz göze geldim . Görebildiğim kadarıyla hem sinirli hem üzgün hem de pişman duruyordu. Uykusuz olduğu çok belliydi .

Ergen Yalancılar 2(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin