Meriç 'in anlatımından ...
Tüm sevdiklerini kaybedersin ama yıllar sonra karşına diğer yarısını kendi elleriyle istemeden öldüren bir prenses çıkar . Senin ondan vazgeçmemen için söyleyemez vicdan azabını . Bir gün başka birisinden öğrenirsin olanları ya işte o zaman prensesinin yarasını sarmaya çalışırsın . 5 yıl boyunca fark etmiyormuş gibi davranırsın . Prenses gittikçe daha dibe batar . Ama sen bunu son anda dikkate alırsın ! Prenses şatosunu terk edeceği gün prensliğini gösterirsin . Her şey düzelecek derken aynı günün gecesi içinden bir kurşun geçer . Prenses pembe elbisesiyle yere oturup gitmemen için seni sarsar ! Bir şekilde hayata tutunup onu her seferinde korumaya çalışırsın . İşte ben prensesimi böyle koruyordum acımasız , ruh hastası ve katil bir telefon sapığından ! Ona zarar veren en yakın arkadaşım olsa bile acımam . Bora ,kardeşim dediğim salak herif ona hiç acımadan zarar verecekti !
Daha önce kimseyi dövmemiştim . Bora 'ya peş peşe yumruklarımı göndermiştim . Şevval 'in çığlıkları kendimi kaybetmeme neden oldu ve ona kaba bir ses tonuyla bağırdım . Çünkü ben tam bir aptalım ! Prensesin gözünün içine baka baka kalbini kıran bir prensim işte ! Eve geldiğimde arabası uzaklaşıyordu . Peşinden gittim ama bir süre sonra onu gözden kaçırdım . Geri dönüp kaldığı odaya girdiğimde vurulduğum gün giydiği pembe elbisesini yerde tülleri dağılmış ve paramparça buldum . Kötü anılarında kurtulmak için yırtmıştır .
Hastaneden çıkarken de peşinden gitmiştim ama taksinin benden gittikçe uzaklaşmasını izlemek zorunda kalmıştım . Hastanede asansörü sırf o üzülmesin diye bırakmıştım. Üzülmesin diye derdimi söylediğimde tahmin ettiğim gibi davranmıştı . Belki yanlış zamanda söylemiştirim . Merve olsaydı bizi barıştırmadan hiçbir yere gitmezdi .
Birinin onu suçlayıp konuşmasına bile izin vermeden gitmesine de izin vermezdi . Bora çocukluk arkadaşı ve aynı zamanda sevgilisi olan Merve 'ye nasıl güvenmedi ? Peki benim prensesim beni affedecek mi ? Gözleri bir şelaleye dönüşmüştü . Önüne gelen sarı saç telini sol kulağının arasına yerleştirdim . Parmağım yavaşça gözünün altına indi . Şelaleyi durduramazsam taşardı . Prensesin şelalesinin akışını durdurmak zorundaydım . Kaşları ortada çatılmış beni izliyordu . Ama o benim şelalemin taşmasına izin vermeye karar vermişti . Aniden beni arkaya itmesiyle sırtımı duvara çarptım . Sesinin titremesine engel olmaya çalışırken " Bırak peşimi ! Sen ... Sen benim tanıdığım Meriç değilsin artık !" diyişi içimdeki canavarı uyandırmak üzereydi . Bir adım ona yaklaştım " Prenses ..." Fısıldarcasına söyledim çünkü o ses tonuyla söylemem hoşuna gidiyordu . Gözleri kısa süreliğine parlayıp tekrar eski haline döndü " Prenses öldü demiştim !" bir de taklidimi yapmıştı . Kendime geldiğimde peşimden onu sürükleyerek en alt kata iniyordum . Müge Abla ve hizmetçi şaşkın yüz ifadesiyle bakıyordu "Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim ." dedikten sonra kapıya yürüdüm . Şevval 'in bağırışı salonda yankılanıyordu " Bırak beni ya ! Bırakkk !"cevap vermedim . Arabamı bahçe duvarının önüne park etmiştim. Ellerimden kurtulmaya çalışıyordu , onu asla bırakmayacaktım . Öfkemi ona fazla yansıtıyordum " Kızım başına bir şey geldi diye meraktan delirdim !"derken dönüp ona baktım . Ayağını yere vurup " Meraktan ölesice Joker !' dediğinde Joker kim diye düşünüp en sonunda anladığım zaman gülmemek için kendimi zor tuttum.
Bahçe kapısının önüne geldiğimizde ellerimden kurtulmaya çalıştı " Hopp ! Seni bırakmayacağım prenses !" derken gözlerimi kocaman açıp ona baktım . Yine beni taklit edince onu kucağıma aldım .
- Ay bırak beni ! Bağırırım yoksa !
- Seni gezdiriyorum diye mi ?
- Sen kim oluyorsunda beni gezdiriyorsun ?
Anahtardaki düğmeye basıp arabanın kilitlerini açtım . Kucağımdan indirip yanımdaki koltuğa oturttum ve emniyet kemerini sımsıkı bağladım . Yerime geçip arabayı çalıştırdığımda radyoda çalan LP - Other People 'yi
onun bağırışı böldü .
- Nereye götürüyorsun beni ?
Gözümden akan bir yaş direksiyona düştü . Susmayı tercih ettim yine .
- Konuşsana Meriç ! Susmak için mi aradın beni ?
- Sanki telefondan aramışım gibi konuştun !
- Açmazdım ki !
- Zaten bin kez aradım ve sen sadece bir kez açtın ondada konuşmadın !
- Unutsaydın beni o zaman !
- Sen yüzüğü atınca ve bitti diyince kolay unutamadım !
- Sen bana trip mi atıyorsun ?
Şarkıya eşlik edip başımı sallarken
ona dönüp devam ettim . Saçlarıyla oynayıp dans etmeye başladım . Kocaman açılmış gözleri saatli bomba gibiydi . Elime saçından bir tutam toplayıp şarkıda kendimden geçtim .
- Meriiiiiiiiiiçççç !
Direksiyona hakim olmasaydım kaza yapacaktık . Dilimi dudağımda gezdirip ona dönmeden konuştum .
- Senin yüzünden Merve 'yle aynı kaderi paylaşacaktık prenses !
- Ne güzel kurtulurdun benden !
Bunu söylemesi bile hataydı . Ondan kurtulmak ölüm gibiydi . O olmadan hayatımın bir anlamı kalmazdı . Kalbini tam derinden kırmış olmalıydım . Bunun devam etmesine asla izin vermemeliydim .
- Senden kurtulursam ...Eğer ki kurtulursam ... Yaşayamam !
Kahverengi, sulu gözleri cama döndü . Ağlamaktan yorulmamış mıydı ?
- Ağlama ...
- ...
- Ağlama dedim !
- ....
Yol üzerinde bir market vardı . Gideceğimiz yere uzun süredir gitmediğim için alışveriş yapmalıydım . Marketin otoparkına
girerken elini kolluktaki telefonuna uzattı .Ona dönmeden elini itip telefonu arka cebime koydum . Oflayıp puflamalarına aldırmadan siyah bir Megan 'ın yanına park ettim. Arabadan inip uzaklaşma üzereyken onun peşimden gelmediğini gördüm . Geri gidip kapısını açtım . Sorgularcasına bakıyordu bana .
- Hadi gel.
- Gelmek istemiyorum !
- Ama ben gelmeni istiyorum ...
- Her istediğin olmaz !
Zorla indirip onu da peşimden sürükledim . Serin market havası biraz yumuşamasını sağlar diye düşünmüştüm . Oysa hâlâ aynı duruyordu . Cebimdeki gözlüğümü çıkarıp taktım . Market arabasıyla reyonları dolaşmaya başladık . Yeni çıkan burun ve ağız bölgesinin resmi olan Lays 'ın olduğu yere geldiğimde telefonumu çıkarıp selfie yaptım . Şevval de görsün diye gözünün önüne tuttum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ergen Yalancılar 2(Tamamlandı)
Dla nastolatkówMeriç 'in vurulmasından kendini suçlu hisseden Şevval Trabzon 'a babaannesinin yanına gidecektir. Meriç onu Bursa 'ya dönmesi için zor ikna edecektir. Erkan ise hastaneden çıkınca Jale 'yle arasını düzeltmeye çalışacaktır. Ama Jale ondan uzaklaşmaya...