Bölüm13: Ölüm

172 10 2
                                    

Miranda

Sabah Dean beni okula gitmek üzere uyandırmaya çalıştı. Tabiki dün olan rezillikten sonra herhalde okula on yıl gitmemeyi düşünüyordum. Ayrıca Alex otelden ayrıldı ve bu gün ev bakmam gerekiyordu. Kimseye görünmek istemiyordum.. Bu yüzden kalktığımda altıma siyah uzun ve derin yırtmaçlı bir etek, üzerine rahat ve şık bir beyaz atlet ve gözüme güneş gözlüğü taktım. Başıma tanınmamak üzere siyah bir şal bağladım. Çok utanıyordum. Aslına siyah şal sarı saçlarımın arasında çok çekici duruyordu. Saçlarımın büyük bir bölümü dalgalı olduğu için sağ soldan çıkmıştı ve çok hoştu. Hafif ve natural bir makyaj yaptıktan sonra kendimi dışarı attım. Dean bu aralar bana gerçekten soğuk davranıyordu. Aslında buraya geldiğimiz ilk zamanlar birlikte yaşamayı bile düşünmüştük. Fakat bu olaylardan sonra benden nefret ettiğine kesinlikle emindim. Herkesten bağımsız olmak istiyordum. Alexten, Deandan ve herkesten uzak durmaya çalışıcaktım. Öğleden sonra Ariana yı aradım ve onu okulu kırıp, benle ev bakmasını istediğimi söyledim. Ve tabiki beni kırmadı. Öğleden sonra bir kafede buluştuk. Gayet hoş bir yerdi. Cıvıl cıvıl bir mekan olduğu dışarıdan belli oluyordu. 

''Aman Tanrım! Mia? Bir dakika neden başına şu şeyi örttün?''

''Biliyorsun Ariana!''

''Oh saçmalama! Herkes okulda sizin harika bir çift olduğunuzdan ve çılgın bir tiyatro gösterisi yaptığınızdan bahsediyor! Ayrıca kral ve kraliçe tacını sen ve sevgilin kazandı! Unutma'' Az önce dumura uğramış gibiydim. 

''BRADD BENİM SEVGİLİM DEĞ..'' diye bağırıyordumki bana 'Ozaman kim'' diye sorduğu zaman ne cevap vereceğimi düşünmeye başladım. 

''Ah şey.. Özür dilerim. Aslında evet. Bradd ve ben o tiyatro içi dövüş kurslarına bile gittik.''

Gülümsedi. Aslında gülümsemek ona yakışıyordu. Turuncu saçları onu çok sevimli kılıyordu. Cıvıl cıvıl ruhunu aydınlatmaya yetiyordu bile.

''Gitsek iyi olur'' dedim ve gözlüğümü takıp hızlıca arabaya bindik. Aklımdan yeni bir araba almak geçerken Ariana aniden geldiğimizi söyledi. Buralarda öğrencilerin yaşadığını pek sanmıyordum. O yüzden gözlüğümü ve başımdaki şalı çıkartıp arabaya koydum. Hava oldukça sıcaktı. Yaz geliyordu. Hazirana neredeyse iki hafta kalmıştı. Bu yüzden herkes kısacık şortlar giyiyordu. Bir emlakçıya gittik ve uygun bir ev bulmaya koyulduk. Aslında Ariana yı iki gündür tanıyordum ve gayet yakın arkadaş olmuştuk.. Ama onun hakkında herşeyi bilmiyordum. Aniden atıldım.

''Ariana! Sen Ailenlemi yaşıyordun, tek başınamı?''

''Saçmalama! Bu yaşta ana kuzusu gibi ailemle yaşayacak değilim''

''Çok iyi! Bende tam bir ev arkadaşı arıyordum! Ne dersin?''

Ah Tanrım! Şakamı! Tabiki evet yani gerçektenmi! Şey ben inanamıyorum''

''Gerçekten'' dedim ve gülümsedim. Yerinde fink atıyordu. Çok heyecanlıydı. Birlikte okula yakın bir ev seçmeye koyulduk. Daha sonra emlakçı bizi bir eve bakmamız için götürdü. Tanrım! Burası çok tatlıydı! İki katlı ve accayip şirin bir ev. Hatta gayet lükstü. Tam olarak beş odası vardı. İki katta toplam iki salonu, üç tane wc, ayrıca wc'lerin içinde jakuziler bile vardı. Bu ev iki kişi için fazla büyüktü. Odalar yeterli büyüklüğe ve açıya sahipti. Rahatça sığabildik.Ayrıca mutfak bir hayli büyüktü. Mutfaktan bahçeye açılan boydan boya kocaman bir cam kapı vardı. Bahçeyi gördüğümüzde ikimizde delirmiştik çünkü fazla büyüktü ve burayı kesinlikle harika şeylerle dolduracaktık. Ariana yanıma geldi ve

Vampire CityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin