Vampire City

Bölüm11: Mahvolmuş Bir Balo

Miranda...

Düşlerim beni kaldıramayacağım kadar uzağa sürüklüyorlardı. Yataktan aniden kalktım ve güneşin büyüleyici ışığına bedenimi teslim ettim. Perdelerden içeri  güneş ısıkları günümü aydınlatmıştı. Aklım Braddteydi. Beni karar vermem için zorluyordu. Bu aptal karar sadece canımı acıtmasına katkı sağlıyordu. Bugün büyük gündü. Sabah erkenden gidip süslemeleri koymam gerekiyordu. Cadılar bayramı bu akşamdı ve okul yoktu. Okula bizim gibi eğlenmeye geliceklerdi. Altıma Mini bir etek geçirdim. Üstüne yine tipik kıyafetlerimden giydim. Bunları seviyordum ve kimsenin ne dediği umrumda değildi. Yanıma parti sırasında giyeceğim kostümü aldım. Sırtına balta saplanmış ve üzerinde ''Gerçek'' Kan lekeleri olan bir kostümdü. Yüzüme ise dudaklarımın yanına kan sürüp gözüme kalınca bir eyeliner ve göz kalemi çekicektim.Saçlarım dağınık bir şekilde durucak ve dişlerimi çıkarıcaktım. Kısacası bir nevi vampir olucaktım. İlk defa insanların arasına doğal olarak çıkacaktım. Hatta bu korku okulunun içine hipnozlanmış bir kurban bulup üzerine yaratıklar salmayı planlıyordum ama Dean tabiki karşı çıkmıştı. Alexten önce kalkma avantajıyla arabaya atladım ve okula sürdüm. İlk defa bukadar erken geliyordum. Kapının kilidini açtım ve süslemeye başladım. Yerde belirli noktalara kan lekeleri sürüp kan döktüm. Tavanlara örümcekler bıraktım ve ağlarını sağa sola attım. Kurukafaları dolapların üzerine koydum. Öcüye benzeyen balkbaklaının bazılarını dolapların içine bağzılarını ise duvarlara monte ettirdim. Sınıflardaki tahtaların üzerine bloodymarry den yazılar yazdım. Çeşitli yerlere eskimiş aynalar koydum ve gerçek gibi görünen yansımalar bıraktım.( İnsanlar bunu Bloodymarry olaral algılayabilirler). Şalterleri kapattım ve mumlar yakıp yerlere bıraktım. Okul tam olarak mumlarla aydınlanıyordu. Bazı yerlere görünmemek üzere CD çalar bıraktım Burdansa uğultular yükseliyordu. Kapının önüne ''EVİNE DÖN! BURASI BEBEKLERE GÖRE DEĞİL'' diye kandan bir yazı yazdım. (tabiki kendi kanım değil öğlen yemeğimden biraz borç kan almıştım(!) )  Balo salonunuda aynı şekilde korkutucu bir biçimde süsledim. Ayrıca içeri giren kapıyı açtığı anda önüne yukarıdan başını sarkıtmış BloodyMarry çıkıcaktı. Hava kararmaya başladığı saatlerde yanıma bir kız geldi.

''Aman Tanrım! Bunların hepsini senmi yaptın?! Gerçkten fecci korkutucu olmuş'' 

''Teşekkürler canım''

''Ah çok afedersin! Ariana! diyerek elini uzattı ve gülümsedi.

''Miranda'' diyerek karşılık verdim.

''Saçmalama tabiki seni tanıyorum! Okula ilk geldiğinizden beri herkes sen ve yanındaki yakışıklıdan bahsediyor. Aslına bakarsan çoğu kız arkandan konuşuyor ama ben onlardan değilim'' Sözleri beni şımartmıştı. Gülümsedim. Aria çok tatlı bir kızdı. Turuncu saçları ve hafif çilli suradı onu çok sevimli kılıyordu. 

''Buna sevindim! Hey sanırım seninle iyi anlaşıcağız gibime geliyor!''

''Neden olmasın?'' Dedi ve bana aniden sarıldı. Çok cıvıl cıvıldı. Aslında ölmüş bir ruha göre beni ayakta tutabilecek potansiyeldeydi. Onu sevmiştim. 

''Bu akşam ne giyiyorsun Mia?''

''Gel gösteriyim'' dedim ve kolundan çekerek onu soyunma odasına götürdüm. Çantamı açarken bir şarkı mırıldanmya başlamıştı. Sesi gerçekten çok güzeldi.

''Hiç yarışmaya katılmayı düşündünmü?''diye atıldım.

''Ah benmi? Şey aslında evet daha önce katılmışlığım var ama önemsiz'' diyerek atıldı. Gülümsedim ve kıyafetimi gösterdim. Elimden çekti ve