Bölüm15: ''Ölüme Bu kadar Yakın Olmak''

131 9 2
                                    

Miranda..

Ariana... Kendini kontrol edemiyordu. Onu.. Onu tutamamıştım. Kendini alıkoyamıyordu. Durmadan içiyordu.. Ve, ve gitti. Sokakta gördüğü herkesi öldürüp kanını içiyordu.. Dean ve ben ona engel olmaya çalışıyorduk ama.. ama olmuyordu. Deanın boynunu kırdı. Bir kaç dakikaya iyileşmesine rağmen Ariana katil olmuştu..  Bradd gitmeden önce Ariananın zihnine girmişti. Kabus gibi br geceydi. Ariana, Kresbrug kasabasında bir şey olduğunu söylemişti. Daha doğrusu söyletilmişti. Dean dün akşam güvenlik bakımından yanımda kalmayı teklif etmişti. Bradd e karşı bir savunmam olmadığından kabul ettim. Bu sabah Deanla birlikte Londraya dönüyoruz.. Dean a her ne kadar gelmemesi için ısrar etsemde dinlememişti beni. Eşyalarımızı alıp arabaya atladık. Yol uzun ve meşakatliydi. Atlantaya geldiğimiz kadar ne heyecanlıydık nede mutluyduk. Bradd heryerdeydi. Her yerde mutsuzluğum için savaş veriyordu. Kasabaya geldiğimizde bizi korkunç bireyin beklediğini ve beleyeceğini biliyorduk. Bunun için yanımızda tüm önlemlerimizle gelmiştik. Dean la arabadan indik.'' Kresbrug Kasabası'' yazan tabela kanlı bir şekilde yerde duruyordu. Üzeri karalanmıştı ve ''Vampirler Şehrine Hoşgeldiniz'' Yazıyordu. Dean la birbirimize baktık ve yürümeye devam ettik. Hava güneşliydi ve biz yine çok yorgunduk. Elimi tuttu ve temkinlice adımlarını atmaya devam etti. O an bir an için mutlu olduğumu sanmıştım. Taaki yerdeki kan izleri yoğunlaşana dek. İçeride ısırılmış cesetler vardı. Sonuna kadar kanları çekilmişti. Bu.. bu nasıl bir canilikti?.. Kasabada bir kişi bile kalmamıştı.. Yapacak birşeyşimiz yokru. Bradd bizi bilerek buraya çağırmıştı. Bunları görmemiz için.. Etrafı kolaçan ettik. Hava kararana dek heryerii her deliği aradık ama Bradd hiç bir yerde yoktu. Son olarak eski evime gitmek istemiştim. Anılarımı yaşadığım, Büyüdüğüm yeri tek başıma, son kez görmek istemiştim. Dean anlayışla karşılamıştı beni. Kapıyı araladığımda başıma geçen günkü gibi bir ağrı saplandı. Bradd burada olmadığı için tepki vermedim ve eski çerçevelerimize son kez baktım.. Alexandriayla çoçukluğumuz geldi aklıma.. Ne eğlenirdik diye geçirdim içimden. Bu sırada ağrı şiddetlenmeye başlamıştı. Dayanamıyordum. Deana yardım için bağıracakken biri beni belimden kavradı ve birşeyler koklattı. Kendimi tutamıyordum. Bayılmak üzereydim.. Sanırsam bir saat kadar sonra kendimi bir yere bağlı olarak buldum. Etrafta kimse yoktu. En azından ben öyle sanıyordum. Ellerimi tırnaklarımla çözmeye çalıştım. Bu sıralar takma tırnaklar gerçekten modaydı ve çok sivrilerdi. Daha sonra cebimdeki çakıyo zar zor aldım ve ipi en sonundan kesmeyi başardım. Birkaç saniye sonra Bradd içeri girdi. Bunun altından onun çıkacağını hissetmiştim ama Deana söylememiştim.. 

''ooo. Uyanmışız bakıyorum. Hemde iplerden kurtulmuşuz sanırsam'' Bir kahkaha attı ve 

'''NE İSTİYORSUN?'' diye bağırdım.

''Imm.. Sanırım biraz kan, Belki seni, Bide galba senden sonrada, senin ölmeni'' Sinsice sırıttı ve devam etti.

''Ödeşme zamanı güzellik'' Üzerime atlattı ve gırtlağımı sıktı. İyice sinirlediğii yüzünden belli oluyordu. Sinirlendikçe dahada sıkıyordu. Ayağımla onu üzerimden fırlattım. Çakıyı kalbine fırlattım ve saplandığı an çıkartıp bana attı. Ani bir refleksle tuttum.

''Seni özlemişim'' dedi. Ne saçmalıyordu bu? O anda eline aldığı iple bana yaklaştı. Etraftaki herşeyi ona attığım için Heryer boştu. O bana doğru ilerledikçe beni geri adım atıyordum. Elindeki ipi bağladı ve bana doğru sallamaya başladı. Duvara geldiğimde durdum.

''Yapma'' dedim. O sırada elindeki ipi bıraktı ve bana doğru geldi. Nefesini hissediyordum. Eliyle çenemi tutup kaldırdı.

''Sana aşıktım. Hala aşığım.. Ama yapmak zorundayım. Beni anla. O kadar şey yaşattınki bana karşılıksız bırakamazdım..''.. Onu nasıl anlayabilirdim? Saçmalıktı bu! Beni öldürmek istiyor ve.. Herneyse.. Bradd daha sonra saçlarımı tuttu ve narince okşamaya başladı. Düşüncelerini okumama izin vermiyorudu. Daha sonra aniden ellerini kafama koydu ve boynumu çevirdi. Biz vampirler ölü olduğumuz için her nekadar bizi bu şekilde öldürmeye kalksalarda on dkika sonra kendimize geliyoruz. Dediğim gibi.. Bradd benim boynumu kırmıştı ve o esnada beni yine bir yere zincirlemişti. Uyandığımda elindeki kazığı bilemeye çalışıyordu. Harektelrim sınırlıydı. Beni bir tabuta yerleştirmiş ve sıkıca zincirlemişti. Zayıflığımdan kaynaklanarak sol elimi dışarı çıkarmayı başarmıştım. Cebimdeki telefonu aldım ve Alexandriayı çevirdim. 

''Bradd lütfen bırak beni! Beni öldürünce eline ne geçicekki?''

''Ne nediyosun Mia? Yanlışmı çevirdin haha''

''Lütfen Bradd bırak beni! Yardım edinn!!''

''Mia? İyimisin? NOLUYOR! MİA KONUŞ LÜTFEN NERDESİN?''

''Neden Bizi Kresbrug kasabasına çağırdın BRADD?'' Şifreli konuşuyordum ki Bradd telefonu elimden almasın. Bu yüzden sorduğu soruları Bradd le konuşuyormuş gibi yanıtlıyordum

''Anladım Mia! Korkma.. Lütfen! Geliyorum oraya'' sesi ağlamaklı çıkmıştı. Gelmesi için dua ediyordum. Bradd bana döndü ve 

''Elveda güzellik'' dedi Üzerime çıktı. Ardından kazığı havaya kaldırdı. Gözü dolmuştu. Gözünden düşen tek bir damla kalbimin üzerine düşmüştü. Kazığı kaldırdığı gibi kalbime soktu. Son gördüğüm, Gözünden akan yaşlar olmuştu..

Vampire CityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin