13.BÖLÜM

154 14 30
                                    

Gece aklimdaki düşünceler yüzünden sık sık uyanmıştım. Ben mi diye sorduğumda bir şey dememişti. Tepki bile vermemişti.

Görkemi anlamak zordu. Görkemi sevmek zordu. Görkemi yaşamak zordu. Görkemi görmek zordu. Görkemi duymak zordu. Görkemi hissetmek zordu.

Görkem zordu. Ve ben zoru seçmiştim. Zoru sevmiştim. Zoru yaşamıştım. Zoru görmüştüm. Zoru duymuştum.

Çoğu zaman acı çeksem de onu sevmek güzeldi. Onu yaşamak güzeldi. Onu görmek güzeldi. Onu duymak güzeldi.

Belki de o güzeldi...

Ya da benim sevgimdi onu güzelleştiren. Belki de benimdir onu böyle imkansız yapan. Belki benim mesafelerimdir onu ulaşılmaz yapan.
Belki de benimdir aramızdaki uçurumu oluşturan.
Benim o geçmeyen en güzel sevdam.
O benim ilkim.
O benim sonumdu.

Sabah alarm sesimle uyandım. Bugün dersim 9 da başlıyordu. Yataktan gözüm kapalı kalktım. Çünkü çok yorgundum ve uykum var.
Elimi yüzümü yıkayıp dolabımın karşısına geçtim. Baktım baktım baktım... Ve buldum!!
Beyaz ince bluzumu onun altına da lacivert eteğimi giydim. Altına da topuklu ayakkabılarımı giydim. Saçımı alttan toplayıp kahküllerimi düzelttim ve hazırdım.

Neslinin dersi kaçta bilmiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Neslinin dersi kaçta bilmiyordum. Ama Hazırlanmışsa giderdik.
Berna ya da mesaj attım onun da dersi bugün 9 da başlıyordu.

Odamdan çıkıp Neslinin odasına girdim. Odaya girdiğimde Nesli aynada makyajını duzeltiyordu beni henüz fark etmiyordu. Bir anda "Nesli!" Dedigimde yerinde sıçradı bu sayede elindeki göz kalemi de gözüne girmişti. Ben onun bu haline gülerken o acı çekiyordu e makyaj taraftarı değildim ben ne de olsa.
Nelsi acı çekerken benim halimi görünce o da gülmeye başladı "delisin sen" ben hala gülerken o da elinde makyaj temizleme suyuyla yüzünü siliyordu. Gülümsedim. Iyi ki gelmişti. Iyi ki yanımdaydı.

"Nesli?" Bana dönmeden "Efendim "
Aklımdaki diğer meseleyi konuşmanın vakti gelmişti.
Nesli burda rahat edemezdi sonuçta. Benim de çok rahat ettiğim söylenemezdi ama tek başıma beni bırakmayacaklarını da biliyordum. Selma teyze ve Ahmet amca beni sahiplenmişlerdi resmen. Bunu bana da fazlasıyla hissettiriyorlardı. Onlara minnettarım ama Nesli varken...
"Bundan sonra nerde kalmayı istersin?" Bana anlamamış ifadeyle bakarken "yani biz ikimiz ayrı evde mi kalalım yoksa burda mı?" Nesli de bunu merak ediyormuş gibi karşıma geçti " Güneş ben burda rahat edemem. Kusura bakma. " ona gülümseyip "ne kusuru canım?" Benim gülümsememe karşılık verip "Güneş bence bir apartman dairesi tutalım okula yakın bir yerlerde böylesi daha iyi olur" kafamı salladım. Nesli de tekrar yüzünü eski haline çevirmeye çalışıyordu.

Biz burdan taşınacaktık. Görkem den çok uzak. Ilk defa bu kadar uzakta olacaktım. Peki onsuzluga alisabilir miydim? Belki de zorundaydım... Kendim için. Nesli için. Ve onun için.

Yanına yaklaşıp arkasından sarıldım ona. O da bana yüzünü dönüp yanağımdan öperek bana sıkıca sarıldı. Sessizce "iyi ki geldin Nesli" sırtımı okşayıp birşey demedi. En çok da bu huyunu seviyordum. Sessizliğin zamanını çok iyi biliyordu.
Nesliden ayrılıp "hadi kahvaltı yapalım" çantasını alıp "tamam" dedi.
Birlikte mutfağa geçtik. Masaya oturduğumuzda Selma teyze ve Ahmet amca bize gulumsediginde onlara dönüp "Günaydın herkese dün akşam kuzenim Nesli geldi ve biz bir karar aldık " ilk önce herkes yani Ahmet amca ve Selma teyze (çünkü Görkem şirkette) günaydın dediler sonra merakla bize bakmaya başladılar. " Nesli de burda okumaya başladığı için biz burada kalamayiz "
Selma teyze kaşlarını çatmış bana bakarken "nedenmis canım evimiz çok büyük bence Nesli de sığar " ona gülümsedim "sığar ama rahat edemez ben de yük oldum size fazlasıyla zaten lütfen biz okula yakın bir daire tutup yasayabiliriz. " Ahmet amca " yük ne demek kızım sen bize ailenin emanetisin bir daha duymayayim öyle bir şey bu daire işinde anladığım kadarıyla da çok kararlisiniz anlaşılan o zaman sizin istediğiniz olsun." Mutlulukla yüzümüzde oluşan gülümsemeye ikisi de bize bakıp gülerlerken biz de Nesliyle birbirimize bakıp gülüşüyorduk.
Belki de bu evde son kahvaltımızı yapıyorduk. Belki de son değildi. Ama biz son gibi sohbetler içinde etmiştik kahvaltıyı.

HERKES GİDER Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin