Defne'nin garip telefon konuşmasından sonra direkt odama çıktım. Yanıma sürahi ile su almayı unutunca tekrar aşağı indim. Fakat tekrar Defne ve Tarık'ın konuşmasına kulak misafiri oldum.
"Zehra. Hatırlıyorsundur belki, cezaevinden Hazal'ın tanıdığı bir kadın."
"Evet" dedi Tarık hatırladığını belli edercesine.
"Cezaevinden kaçtığımı öğrenmiş. Bunu duyar duymaz Hazal'a ulaşmaya çalışmış ama ulaşamayınca ailesini aramaya başlamış. Yani başta Okay'ı. Bu demek oluyor ki kritik bir durumdayız. Eğer Okay hapisten kaçtığımı öğrenirse işimiz biter. Hazal'ın neden kaybolduğunu ancak o zaman anlar ve peşime düşer."
"Nasıl öğrenmiş ki?" diye sordu Tarık merakla.
"Cezaevindeki tertiplerinden."
Cevabı duyduğumda az kalsın bir kahkaha patlatıyordum ama kendimi son anda tuttum. Cezaevindeki tertiplerinden, hah! İyidi bu."Peki ne yapacağız?"
"Çözüm basit. Ya Zehra ölecek ya da kısa zamanda Hazal'ı öldüreceğim" diyen Defne'yi duymam ile gözlerim kocaman açıldı. Ne kadar da soğuk kanlıydı. Bir de çözüm basit diyordu. Manyak mı ne?
"Yani bütün plan iptal olacak."
"Eğer adamlarım Zehra'yı daha erken bulursa planı devam sürdüreceğiz. Ama eğer Zehra Okay'ı bulurda öterse ve beni bulurlarsa yapacak başka bir şey kalmıyor. Hazal'ı öldürmek zorunda kalırım. Duâ edelim ki adamlarım Zehra'yı bulsun ve icabına baksınlar. Sen ne olur ne olmaz adamların sayısını arttır, evin etrafını sarsınlar. Benim haberim olmadan evin etrafından bir sinek bile geçemez ona göre!"
Kaşlarımı çattım. Defne ikinci kez Tarık'a emir vermişti. Bu durum kafamın karışıklığını oranla arttırıyordu.
"Neyse geç oldu ben yatıyorum. Her şeyden haberim olacak Tarık, anladın mı?"
Tarık "Anladım" dediği an suyu falan boşverip hızlı ve sessiz adımlarla odama çıktım. Defne'ye yakalanırsam bu işin sonunu göremezdim. Odamı kitleyip yatağıma yattığım gibi duyduklarımı kafamdan tekrar tekrar geçirdim. Zehra kimdi? Hazal kimdi? Okay kimdi? Defne ve Tarık neyin peşindeydi? Bahsettikleri plan ne ile ilgiliydi? Defne neden Tarık'a karşı üst mertebeden konuşuyordu? Ve en önemlisi tüm bunları benden neden gizliyorlardı?
Planın ellerinde patlamasından korktukları ortadaydı. İyi de Defne'yi bu denli tedirgin edebilen şey nedir? Uzun bir oflayıştan sonra şimdilik bunları düşünmenin kimseye faydası olmayacağını tespit ettim. Yani uyumayı tercih ettim.
---
Sabah uyandığım gibi spor kıyafetlerimi giyip sabah koşusu için evden attım kendimi. Çıkmadan Dilan'a haber vermeyi de unutmamıştım. Tarık gittiğim her yeri bilmek istiyordu. Paranoyak herif.
Koşu sırasında düşünceler ardı ardını kovalıyordu. Dün duyduklarım kafamı karıştırıyordu. Defne ve Tarık'ın planını merak ediyordum doğrusu. Onları tedirgin eden şey neydi yahu!?
Eve gider gitmez Defne'ye neden Tarık'a üst mertebeden konuştuğunu soracaktım. İlk işim bu olacaktı kesinlikle.Koşmaya devam ettiğim sırada kafama giren saplantı ile olduğum yerde kaldım. Bu ağrı da neydi böyle? Şakaklarımı ovuşturarak başımın ağrısını biraz olsun hafifletmeye çalıştım ama işe yaradığını söyleyemezdim. O ân gözlerimin önüne bir görüntü geldi. Kendimi görüyordum, yanımda biri vardı ama yüzünü seçemiyordum. Önümde ise bir bomba vardı. Yanımdaki kişi ile bir şeyler konuştuktan sonra gitmişti. Bir süre sonra duvardan sesler geldi ve elime aldığım demir ile duvara vuruyordum. Sonunda ise bombayı imha etmiştik.
O sırada Defne ve bir adam geldi bulunduğumuz depo gibi bir yere. Defne'nin yanındaki adamın yüzü kanlar içindeydi. Sonra Defne yanımdaki kişiye çıkmasını söyledi. Ardından da patlayan silah ve Defne'nin yanında gelen adamın yere yığılması. Ve benim hüngür hüngür ağlayışım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INTIKAM OYUNLARI 2 - Geri dönüşüm
Teen Fiction"Her şeyin bittiğini düşünüyorsun değil mi?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Hazal intikamını aldı. Defne'yi hapse tıktı ve şimdi mutlu, öyle mi? Öyle değil Hazal, öyle değil" dediğinde ise dişlerimi sıktım. "Ne geveliyorsun?" "Bitmedi Hazal, h...