(Esin'den)
Yok yok, bu böyle olmayacak. Sıkıntı ile oflayıp yataktan fırladım ve hızla üzerime bir hırka geçirip adamlara görünmeden evden çıktım. Çıkmadan bodrum katından kendime göre bir silah ve bir elektroşok almayı da unutmamıştım. Taksi çevirip Defne'lerin gideceği deponun yakınlarına gidip, bir süre depoyu ve çevredeki adamları inceledim.
Aniden deponun kapıları açılınca Defne, Tarık ve sandalyeye bağılanmış bir kadın görüş alanıma geldi. Kadını daha iyi görebilmek için gözlerimi kıstım. Sanki bu kadını daha önce bir yerde görmüşüm gibi bir his vardı içimde. Defne'nin çektiği silahı görmem ile harekete geçmem bir oldu.
Hırkamın şapkasını kafama iyice çektikten sonra depoya yaklaştım. Adamlara sinsice yaklaşıp hepsini elektroşok ile bayılttım. Gerçekten, Defne'nin hiç sağlam adamları yoktu. Ayrıca yanına az sayıda adam alması, Defne'nin yaptığı aptallıktı. Deponun kapısına yaklaşıp başımı hafif öne uzattım ve göz ucu ile içeri baktım. Sadece Defne, Tarık ve o kadın vardı.
"Beni bu hale getirmenin cezasını ağır çekeceksin Zehra!"
Defne'nin kükreyerek söylediği sözler üzerine Zehra denen kadın kahkaha attı.
"Hazal'ın isteği idi ama inan zevkle çizdim."
Sanırım Defne'nin vücudundaki yaralardan bahsediliyordu. Kadın devam etti.
"Sen yaptıklarından sonra bunlar az bile Defne Karahan. Sen sırf kıskançlığından dolayı Hazal'ın ailesini öldürdün. O kızın ailesini çaldığın yetmezmiş gibi bir de onu sırf miras için kullanmaya kalktın. Neyse ki Hazal sana kanmadı, o akıllı bir kız."
Zehra'nın dediklerini kaşlarım çatılı bir şekilde dinliyordum. Eğer anlattıkları doğru ise Defne gerçekten kötü bir şey yapmış demektir.
Defne'nin sözleri ile düşüncelerim dağıldı ve tekrar onlara odaklandım."Dı."
"Ne?"
"Diyorum ki, akıllı bir kızdı" dedi Defne alayla. "Artık oldukça saf biri."
"Açık konuş!" diye tıslayan Zehra ile Defne gülerek devam etti.
"Hazal elimde. Onu saklıyorum. Yani sandığının aksine onu hala kullanıyorum. Anlayacağın amacıma ulaşacağım ve sen bunu öbür dünyadan izleyeceksin."
Zehra ise sadece tek bir kelime söylemişti; "Başaramayacaksın."
Defne sinirle tuttuğu silahı daha da sıktı. Sonunda vuracağından emin oldum. Zehra'yı tam vuracağı sırada hızla belimden silahı çıkarıp havaya sıktım. Bilinçsizce yaptığım şeyin şaşkınlığını yaşayarak deponun kapısının arkasına iyice gömüldüm. Gerçekten ne yapıyordum bilmiyorum, sadece içimden bir ses Zehra denen kadının ölmemesi gerektiğini söylüyordu. Ben ise zihnimi değil de kalbimi dinleyerek onu kurtaracaktım.
"Ne oluyor orada!?" diye bağıran Defne'ye cevap gelmeyince devam etti. "Tarık! Git kontrol et."
Tarık'ın adım seslerini duymam ile yavaşça nefesimi üfledim. Kapıdan çıkıp etrafa bakındığında yerde yatan adamları farketti. Hızla öne atılıp bir elimde hala tutmuş olduğum elektroşoku Tarık'a savurdum. Tarık yere yığıldığında deponun tek kapısını hafifçe ittirerek kapanmasını sağladım ve seri hareketler ile deponun arka kapısına koşturdum ve hafif aralayarak gelişmeleri izlemeye koyuldum. Kısa bir süre sonra Defne, Tarık'a seslendi. Cevap gelmeyince bir kaç kez daha şansını denedi. Ancak sonuç aynıydı.
Defne oflayıp kapıya doğru adımladığı sırada arka kapıyı açıp içeri sızdım. Zehra beni farkedip kaşlarını çattı. Hırkamın şapkası sayesinde yüzümü pek seçemiyordu. Acele edip Zehra'nın ellerini çözdüm ve kolundan tutarak arka kapıya doğru koşturduk. Defne'ye yakalanmadan depodan ayrıldığımızda kadının orada olmamasını farketmiş olacak ki, bağırışları duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INTIKAM OYUNLARI 2 - Geri dönüşüm
Teen Fiction"Her şeyin bittiğini düşünüyorsun değil mi?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Hazal intikamını aldı. Defne'yi hapse tıktı ve şimdi mutlu, öyle mi? Öyle değil Hazal, öyle değil" dediğinde ise dişlerimi sıktım. "Ne geveliyorsun?" "Bitmedi Hazal, h...