| Multimedia; Hazal Alkın (Esin Karahan) |
Ertesi Gün...
Okay'dan;
"Ne durumdayız?"
"Hazal AVM çıkışından sonra bir arabayla devam etmiş yola. Bir süre takip edebildim ama sonra kör bir noktada kaybettim" diye açıkladı Senem. "Arabanın plakası belli oluyor ama izini sürmeye çalışmayacağım. Muhtemelen bir şey çıkmayacaktır. Defne'yi iyi tanırım, arabalar konusunda hata yapmaz, yani demek istediğim plakalar %99 sahtedir. Boşa vakit kaybederiz."
Haklıydı. Defne çokta aptal sayılmazdı.
"Kolay olmayacağı belliydi zaten" diye mırıldandım. İçim sıkılmıştı yine. Çok yakınken uzaklaşıyorduk sanki.
"Bir şey daha var" dediğinde Senem heyecan yapmıştım. Allah'ım ne olursun bir iz bulmuş olalım...
"Hazal AVM'de adamları bir şekilde yolladı, ardından bir mağazaya girdi."
"Ee? Bunun bize ne faydası var ki?"
"Hemen anlatıyorum sevgili abiciğim. Şöyle ki, girdiği mağaza teknoloji mağazasıydı."
"Mağaza kamerasının görüntülerini de aldık." Sözü Murat aldığında bakışlarım onu buldu.
"Hazal dinleme cihazları ve kulaklık almış abi."Bunu duyan Sedef kısa bir sevinç çığlığı attı.
"Ayyy ben Hazal ablayı gram tanıyorsam, bir plan peşindedir diyorum. NET!!!!""Doğru söze ne denir?" diye mırıldandı Azat şükredercesine.
"Doğru söz."
Azat, yaptığı kötü espriden dolayı Çınar'ın kafasına geçirince gülmeye başladık. Hep beraber gülerken Rüzgar'ın âniden "Şuraya bakın" demesi ile hepimiz ekran başına toplandık. Sedef'in sancısı sebebi ile hastaneye gittiğimiz gündü. Çınar yüzünden kahkahalara boğulurken Azat Çınar ile uğraştı.
"Lan ne adamsın Çınar."
"Ne yapayım abi çok heyecan yaptım."
Tekrar güldüğümüz sırada ekranda garip bir şey oldu. Koridorun köşesinden bir kadın bizi izliyordu. Kalp atışım hızını arttırdığında derin bir nefes aldım. Gözlerimi bir salise bile ayırmadım ekrandan, umutla seyrediyordum. Kadın görünmekten korkar gibi aniden geri çekildiği sırada ekranda yüzü göründü.
"Hazal..." Azat'a döndüm. "Abi yine Hazal. Her yerde, en yakınımızda. A-Ama neden hastane kıyafetiyle? Abi ne oluyor hiçbir şey anlayamıyorum!!?"
"Okay sakin ol. Devam izleyelim."
Sevdiğim kadına bir şey olmuş ve hastanede. Benim için hiç kolay değilken sakin olmak zorunda olmam, durumu çok daha zor hale getiriyordu. Ama tamam, sakin olmalıydım. Karım için... Görüntüyü devam izledik.
Hazal koridor köşesinden tekrar başını uzattı ve bizi izledi. O sırada garip bir şey oldu.Rüzgar başını tam kaldırmış koridora bakacakken Hazal görünme korkusuyla geri çekildi.
"Hadi be!!" diye bağırdı Rüzgar kendine kızarcasına. "Bir saniye! Sadece bir saniye ile göremedim mi yani!? Kılpayı be, kahretsin!"
"Senin suçun değil Rüzgar" dedi Çınar ve ekledi. "Hazal'ın refleksleri olağanüstü."
Haklıydı. Hepimiz oflayıp devam izledik.Hazal tekrar bizi izleyecekken eliyle başını tuttu. Aniden kasıldı diyebilirim. Acı çekiyor gibiydi.
"Ne oluyor!?" Korkudan sesim yükselmişti. "Ne oluyor, nesi var? Neden canı yanıyor!? Abi ben kafayı yemek üzereyim!"
O sırada, sanki sesimi duymuş gibi bir doktor Hazal'ın yanına gitti. Hazal kendine geldiğinde bizi işaret etti. Kısa bir süre bir şeyler konuştular, sonra doktor uzaklaştı. Ardından bir adam Hazal'a yaklaşıp bir paket uzattı. Defne'nin adamı olmalıydı. Hazal elindekini alıp adama bir şeyler söyledi ve adamı gönderdi. Hazal bir hemşireyi durdurup elindekini verdi ve sanırım bir şey rica etti. Onu artık çok iyi tanıdığım için hareketlerinden anlıyordum her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INTIKAM OYUNLARI 2 - Geri dönüşüm
Teen Fiction"Her şeyin bittiğini düşünüyorsun değil mi?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Hazal intikamını aldı. Defne'yi hapse tıktı ve şimdi mutlu, öyle mi? Öyle değil Hazal, öyle değil" dediğinde ise dişlerimi sıktım. "Ne geveliyorsun?" "Bitmedi Hazal, h...