~14~

238 13 7
                                    

~14~

Keskin nişancı.

Siktir. Defne'ye nişan aldığını farkettiğim an onu sertçe ittirdim.
"Tuzak! Arabaya koş, keskin nişancı var!"

Elim hızla belime gitti. Silahı çıkarıp sıkıca kavradım. Arabaya doğru koşarken arkama kısa bir bakış attım. Okay'ın peşimizden geldiğini görünce silahı ona doğru uzatıp tetiği çektim. Ateş alan silah ve çıkan yüksek ses ile Okay ile göz göze geldik. Anında durdu ve gözlerime hayal kırıklığı ile baktı. Veya yalvarırcasına... Sanki 'gitme' demek istiyordu. Arkamı dönüp hızla arabaya bindim ve doğruca eve gittik. Takip edilmediğimize emin olunca rahat bir nefes aldım.

Kurşun ona gelmemişti. Yani ona sıkmamıştım. Sadece dursun ve bizi takip etmesin diye yere, ayağının dibine ateş etmiştim. Neden bilmiyorum ama onu vuramamıştım. Vuramazmışım gibi geliyordu. Tuhaf bir histi.

"Nereden anladın tuzak olduğunu?"

"Azat hata yaptı, bende yakaladım. Bakışlarını takip edince de sniper'ı gördüm. Hedef sendin teyze."

Defne sinirle dişlerini sıktı.
"Bunu onlara ödeteceğim."

"Ödeteceğiz" diye düzelttim onu. Bana gururla bakarken aklına bir şey gelmiş gibi durdu.

"Neden Okay'ı vurmadın?"

"Ölüm kaçıştır teyze. Çok kolay olurdu. Ben eziyet etmek istiyorum."

Sesim oldukça sert ve kendinden emin çıkmıştı. Defne de inanmıştı. Sessiz araba yolculuğumuz sonunda bitmişti. Eve girdiğimiz gibi oturma odasına geçip Defne'yi bekledim. Tabi ki ona sormam gereken bir kaç soru vardı!

"Evet. Hangi sorudan başlamak istersin?"

"Soru soracağımı nereden anladın?"

"Hadi ama Esin. Yüzündeki belirsizlik ifadesini yüz metreden anlarım."

Başımı sallayıp ilk sorumu sordum.
"Beni oraya zorla götürdüğünü ve beni tehdit ettiğini düşünüyorlardı, hatta eminlerdi. Neden?"

Defne sıkıntılı bir nefes verdi.
"Çünkü seni Hazal Şahin sanıyorlar. Sana 'Hazal' diye sesleniyorlar, bunu fark etmişsindir zaten."

Hazal Şahin mi? Ben mi?

"Ne alaka ya?"

"Hazal'ın kim olduğunu hep merak ediyordun değil mi? Hazal senin ikizin."

"E-Efendim?"

"Evet doğru duydun. Hazal senin ikizin ama kardeş değilsiniz. Yani fotokopi gibi düşün. İlla duymuşsundur, bazı insanlar birbirine fazlasıyla benzer. Hatta İngiltere'de bir belgesel programı bile çekildi. Birbirine tıpatıp benzeyen ancak kardeş olmayan kişileri bir araya getirdiler. Sende onlardan birisin yani."

"Dalga mı geçiyorsun?" diye sordum sinirle. Hadi ama!! İkizin ne ya? Film mi çeviriyoruz!? Belgesel programı diyor ya, gelde delirme!

Defne inanmadığımı anlamış olmalı ki telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı. Telefonu bana çevirdiğinde kendi fotoğrafımla karşılaştım.

"Yani?"

"Bu sen değilsin, Esin. Bu, Hazal Şahin."

Ona baygın baygın baktığımda başka bir fotoğraf gösterdi. Fotoğrafı gördüğümde âdeta dilim tutuldu. İşte bu imkansızdı. Yutkunarak Defne'ye baktım.

"Evet doğru görüyorsun. Bu Hazal ve Okay'ın yanyana çekilmiş bir fotoğrafı. Bildiğim kadarıyla sen Okay'la fotoğraf çekilmedin öyle değil mi?"

INTIKAM OYUNLARI 2 - Geri dönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin