#19

2.2K 116 10
                                    


Bölüm Adı ;
'KAÇIŞ'




Karanlık.
Göz bebeklerimin üstüne yuva kurmuş olan göz kapaklarım sanki bir uğuyla birbirine yapıştırılmış gibi açılmıyor ,retinam ışığı göremiyordu. Yüzüme çarpan serin hava , yanımdan hızla geçen bir trenin arkasında bıraktığı sert rüzgar kadar acımasızdı. Nefesim havayla karışıp dudaklarımdan bir sigara dumanı gibi karanlığa süzülürken , yavaş yavaş gözlerimi açtım.
Orman.
Gecenin ihtişamlı lambası Ay,ağaç dallarının arasında gökyüzünde ışıl ışıl parlarken,bu koca ormanlık alanı aydınlatmaya yetmiyordu. Korkum akciğerlerimi kamçılayarak nefesimi kesiyor, boğazım hıçkırıklarımın altında alev alıyordu.
Yalnızlık.
Koskoca ağaç gövdelerinin arasında küçücük kalan bedenim zayıf düşüyor,ne olduğunu anlamaya çalışırken huzursuzca etrafıma bakınıyordum.

"Kimse yok mu?"

Yorgun sesim yapraklara çarparak yavaş yavaş ilerlerken ,çıplak ayaklarıma batan taşlar canımı yakıyordu. Endişem soluklarımı kelepçeleyerek,bana kesik kesik nefes aldırdığında, Ay umutlarım gibi ışıklarını yeryüzüne dökerek gözden kaybolmaya başlamıştı.
Ve Ay gökyüzünü tamamen terk ettiğinde, yeryüzü kendini ateşe vermeye hazır değildi.
Sessizlik.
Gözlerim bir ışık tanesine muhtaç kalmışcasına yanarken, sesimi kimselere duyuramıyordum.

"Yardım edin!"

Çaresizlik içime büyük bir boşluk açarken,sesimde o boşluktan ileri gidemiyordu.

Kıvılcım.
Arkamda küçük bir ışık belirdiğinde,sırtımın üstünden ne olduğunu anlayamamış,bedenimi ters çevirirken gözlerimin kısılmasını engellemek için avucumu başıma siper etmiştim.

Babam ve Annem.
Babam geniş omuzlarıyla karşımda dimdik duruyor,parmaklarının arasındaki çakmağı sıkıca bastırırken gözleri cehennemin ilk ateşi gibi alev alev yanıyordu.
Ve annemin ölü vücudu ,babamın kuvvetli vücudunun yanında, ağaca boynundan bir iple asılmış , aşağı doğru öylece sallandırılmıştı.

Attığım çığlık şeytanın müzik kutusunda en sevdiği bir parça gibiydi. Ve şeytan tekrar tekrar sevdiği parçayı dinlemeye meyilliydi...

Babam bana alayla gülümsediğinde gözlerindeki karanlık , annemin bembeyaz elbisesinin üzerine çökmüş ve aydınlık arayan gözleri siyaha boyanmıştı.

Ve babam annemin beyaz elbisesinin ucunu ateşe verdiğinde,koskocaman orman bir güneş gibi aydınlığa boğuldu.

Babam kötü giden hayatında yollarının aydınlanması için hep annemi yakmıştı.

Cehennemin ateş püskürten lavları cennet odalarına karışmış ve cennet alev alırken, iyilikte kendini cennet meyvelerinin tutunduğu dalda sallandırmıştı .

Kalbim akciğerlerimin arasında yerinde zıplarken, korkum da boğazımı yapışmış ve güçlü kollarıyla nefesimi kesiyordu. Tenime dokunan günün ilk ışığının yanında , yorganın altindaki bedenimi terleten ılık hava tüm çıplaklığıyla saçlarıma karıştı.

Gördüğüm rüyanın her zerresi yaşadığım hayatın birer kırıntısını omuzlarken, bu gerçeklik canımı yakıyordu.

Dirseklerimden destek alıp yukarı doğrulduğumda yanımda kimse yoktu. Belli bir kısımlarına ağrı saplanan vücudumu battaniyeden kurtarmaya çalışırken ağzımda küfür geveliyor , düne dair yaşananları hatırlayabilmek için gözlerimin sahne perdesini aralıyordum. Dudaklarımdan huzursuzca üflediğim ılık hava ,düşüncelerimin ruhuma karışarak buharlaştığı gibi soğuk havada bulanıklaşırken evin kapısını araladım.

TAPILASI ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin