"İstemiyorum, istemiyorum, istemiyorum!"
Jungkook ağlamaklı bir çığırtı bırakarak yorganının altına saklandı. İki günden beri dişi ağrıyordu ve bu minik bedenine fazla gelen ağrı bir türlü geçmek bilmiyordu. Ağrı kesici alsa bile...
"Dişçi canını acıtacak bir şey yapmayacak, Jungkook. Sadece bakacak ve ağrının geçmesi için sana yardım edecek."
Yorgana iyice gömüldü ve şiddetle kafasını sallamaya başladı. En son gittiklerinde, Jungkook'a göre dehşet bir aletle küçücük olan dişlerinden birini çekmişti ve bu hiç hoşuna gitmemişti.
"Dişçiden sonra sahile gideriz ve sana dondurma alırım. İster misin?"
Jungkook yavaşça başını yorganın altından çıkardı ve gözlerini kırpıştırarak baktı. Cazip gelmiyor değildi, ama yine de bu onu ikna edecek güçte değildi.
"Hayır..."
Annesi seslice nefes aldı ve dudaklarını büzdü. Onu ikna edebilecek şeyler düşünmeye başladı. Çünkü oğlunun ağlamasına hiçbir zaman kıyamamıştı. Onu tek yumruğunu gözüne yerleştirmiş, diğer elini yanağına koymuş bir şekilde ağlarken görünce içi gidiyordu.
"Hm... Peki Taehyung'a gitmek ister misin? En son iki hafta önce bize geldiğinde çok sevmiştin."
Jungkook hayır demeye hazırlanırken gözlerini büyüttü. İşte bu onu ikna ederdi.
"Cidden mi?"
"Hmhm. Neden olmasın? Heeyoung ile buluşacaktık zaten bebeğim."
"Tamam o zaman..."
Jungkook yorganın altından tamamen çıkmış ve yastığına sinmişti. Evet, en son iki hafta önce Taehyung onlara geldiğinde görüşmüşlerdi sadece. O kadar çok sevmişti ki Taehyung'ı, annesi ona almaya geldiğinde gitmemesi için ona sarılıp dakikalarca sızlanmıştı. Ertesi gün ise akşam gitmesine izin verdiği için annesine tavır almıştı.
Biraz da mutfaktan yiyecek kaçırmış olabilirdi. Bayan Jeon'un en deli olduğu şey buydu.
Bayan Jeon Jungkook'un şişman ve kızarmış olan yanaklarına sesli bir öpücük bıraktıktan sonra dolabından kıyafet çıkartarak Jungkook'a verdi. Odadan çıkmadan önce bir kez daha saçlarına öpücük bırakmayı unutmamıştı.
"Bende hazırlanayım ve çıkalım."
**
Bayan Jeon dişçiden çıktıktan sonra arkadaşının evine doğru giderken burnunu çeken Jungkook'u kucağına aldı. Jungkook bundan hoşlanmasa da o sırada pek de sorun etmemişti.
"Bebeğim o kadar ağlamana değdi mi sence?"
Jungkook bir kez daha burnunu çekti ve kafasını iki yana salladı. Tekrar o aletleri gördüğünde dişinin ağrısı çoğalmıştı ve hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Ama düşündüğü gibi acıtmamıştı da.
"Peki, şimdi Taehyunglara."
Arabaya binmeden hemen önce gördüğü lolipopu annesine aldırmıştı. Doktor yaklaşık bir saat boyunca yiyecek yememesini istediği için dudaklarını memnuniyetsiz şekilde büzerek lolipopu elinde tutmuştu.
Taehyungların evinin önüne geldiklerinde Jungkook arabadan hızlıca ineceğim derken yere kapaklandığı için tekrar çok kısa bir süre kriz yaşandı. Ama, lütfen, sizce Jungkook bunu umursamış mıydı? Hayır.
"Sunhye!"
Bayan Kim, kapıyı açtığında kocaman gülümsedi ve arkadaşına sarıldı. "Oh, Jungkook da gelmiş!" Bayan Kim bu sefer dizlerini kırdı ve Jungkook'a küçük bir sarılma verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby // vkook
Fanfiction"Büyüdüğünde benimle evleneceğine söz verir misin, Taehyung?" küçük Taehyung + küçük Jungkook