LeT mE lOvE yOu

özel bölüm

Arkadaşlar bu geçmişten bir bölüm. İlerledikçe tb ler artacak.
Sınav haftamdı o yüzden uzun bir bölüm değil.
Yorumlarınızı dikkate aldığımı bilerek yorum yapın. Ayrıca sorusu olan da özel den veya yorunlarda sorabilir.
+35 +100 yorum.

Kaşlarım hafifçe çatıldığında kirpiklerimi kırpıştırarak gözlerimi araladım. Görüş alanıma giren beyaz tavan ve ışıltılı kristal avizeyle kaşlarım daha fazla çatıldı. Burası yabancıydı ?

Kollarımı iki yana açacağım sırada elimin sert birşeye çarpmasıyla hafifçe doğrulup, korkak bakışlarla yan tarafıma bakarken, gördüğüm selüitle boğazıma bir yumru oturup, yutkunamamı sağladı.

Oda karanlık olsa da pencereden sızan ay ışığı yüzünü aydınlatıyordu. Kirpiklerinin karanlık gölgesi yüzüne düşmüştü. Kalbim aniden alev alıp, yandığında gözlerim doldu. Burda yanımdaydı, ilk defa bu kadar yakınımdaydı. Hergün kalbimi titreten karanlık yanım burdaydı.

Aşkın, karanlık tonu benimleydi.

Hafifçe doğrulduğum yatakta yan dönüp, kafamı yatağın pervazına yasladım. Bir bacağım iki bacağının arasındayken diğer bacağım onun bacağının üzerindeydi. Çıplak bedenim gövdesinin yarısını kaplamıştı. Ona dokunmamı bile istemezken olduğumuz bu pozisyon dolan gözlerimden bir damla'nın süzülüp, üzerimde ki siyah çarşafa damlamasına sebep oldu.

Tamamen, onunla mühürlenmiştim.

Saçları darmadağanken, kaşları hafifçe çatıktı. Bir meleğe benziyordu. siyah bir meleğe. Siyah örtü sadece bacaklarını örterken, çıplak göğsü aldığı yavaş nefes alışverişleriyle inip, kalkıyordu. iri ve kemikli ellerininin birtanesi göğsünün üzerinde, diğeri yastığının altındayı. Ne çok isterdim o kolların ona kendini teslim eden bu bedeni sarmasını.

Bu geceyi, bu saatleri, bu odayı, unutursa bu kalp herkes bilsin ki o kalp, durmuştur ! Atmıyordur , ve bu beden bir başkasının dudaklarını, bir başkasının mührünü taşırsa bilinsin ki bu beden benim bedenim olmaktan çıkmıştır.

Siyah örtüyü yavaşça kaldırıp, beyaz çarşafa baktığımda bacak aramın tam hizasında ki birkaç kırmızı leke, dudaklarımın hafifçe yukarı kıvrılmasına sebep oldu, kasıklarımda ki ağrı ve bacak aramda ki sızlama yüzünden bacaklarımı birleştiremiyordum.

Bakışlarım tekrar onu bulduğunda onun beni istemesi gerçeği içimde ki karamsarlığa ışık tutarken, sabah kalktığında yanında olmayacak diyen aklım, ışığın önünü kapatıyor, yanlış yaptın diyen mantığım siyaha buluyordu ruhumu.

Yerde ki kırmızı elbisem , iç çamaşırlarım ve tekinin nerde olduğunu bilmediğim ayakkabılarım bana o anları tekrar yaşatıyordu.

Söylesemde, söylemesemde bilse de bilmese de ona hayrandım. Kalbim titriyordu sanki, titreyen parmaklarım benden izinsiz bir şekilde havalanıp, öpmeye doyamadığım boynuna ordanda keskin çenesine uzandı. Dolgun dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu. Bir iz kalmışmıydı benden ona. Onun izlerini taşıyordum, boynum da iz bırakan morluklar ve bacak aramda ki sancı ne bu geceyi ne de onu unutturacaktı.

Bende ona bir iz bırakmak istiyorken, yavaşça boynuna uzanıp, dudaklarımı adem elmasına bastırdıktan sonra sertçe yutkunmasıyla adem elmasına geçirdim dişlerimi boynunu hafif kıpırdattığında kıpırdamadım bacaklarının arasında ki bacağım onun ağırlığını vermesiyle yerine mıhlandı. Adem elmasında ki dudaklarımla eşsiz kokan boynunu emip, birkez daha dişlerimi geçirdikten sonra kafamı doğrultup, izime baktım. Bırakmıştım adem elmasına herkesin görebileceği yerde kızarmış bir yuvarlak vardı.