" siyah"

698 68 128
                                    

Arkadaşlar yorumlarınız önemli.

Karanlık, karanlığın içinden sızan ince, uzun sarı bir ışık sızarak saç tellerimin arasından kapalı olan göz kapaklarımın üzerinde titreyen kirpiklerimin içinden gözüme gelmeyi başarıyordu. Yüzümde ki saç tellerim engelleyemiyordu sızan ışığı.

Acı, pusuya sinmiş bir yırtıcı gibi kendime gelmemle bana saldırırken, göz kapaklarımı aralamaya çalıştım. Dudaklarım kupkuruyken, dilimle onları ıslatmaya bile gücüm yoktu.

Titrek bir nefes bıraktım dudaklarımın arasından, kıpırdayamıyordum. Nefes almaya çalıştıkça kalbim de sol yanımda bir ağrı orayı istila ediyor beni yerime mıhlıyordu. Dışarıya karşı kapalı gibiydi algılarım. Gözlerim kapalıyken, gördüğüm tek şey simsiyah zifiri karanlık bir uçurumdu.

Kendimi zorladım kirpiklerimi araladım gözlerimi açmak için. Hafifçe gözlerimi araladığımda bakış açıma giren beyaz tavan ve duyduğum sesle kaşlarımı çattım. Burayı tanımıyordum.

" Şu avcunda ki mermiyi bırakıp, banyo'ya gir, Kana bulanmışsın." bu ses cameron'a aitti. Bakışlarımı tavandan çekerek, sadece gözlerimi yan tarafa çevirdim. Hareket edecek gücü bulamıyordum.

" Üzerimde ki kan ne kadar çok akıp, damladıysa bunu yapanın iliklerini kurutmayana kadar bana rahat yok. " sert sesin sahibiyle biran kendime geldim. Yan profilinden gördüğüm kadarıyla çenesi kasılmış, elmacık kemikleri belirginleşmişti. Bir elini sımsıkı kapatmışken, gözleri tek bir noktaya odaklamıştı. Kumral saçları darmadağandı. " Yumruğumun arasında sıkışan bu mermi dün onun kalbine de saplanıp, sıkışmıştı. " avcunda ki mermi dün o lanet silahtan, onu nişan alan namlu'nun ucundan çıkan mermiydi. Kafasını ani bir şekilde cameron'a çevirip, sıktığı yumruğunu önünde ki sehpaya geçirdi. " Bu mermiyi aynı silaha koyup, o silahla ateş edip, o siktiğim orupunun doğrurduğunu tam kalbinden vurmassam, hepinizi kurşuna dizerim."

Cameron sertçe yutkunup, kafasını sallayarak bakışlarını ondan çekip, odada gezdirdiğinde justin oturduğu koltukta arkasına doğru yaslanarak, gözlerini yumruk yaptığı eline dikerken, yavaşça kafasını aşağı yukarı sallayıp, diğer eliyle uzanıp sehpada ki siyah parıltılı silahını alarak, jarjorunu çıkardıktan sonra kurşunu içine yerleştirip, hafifçe doğrularak pantolonuyla belinin arasına sıkıştırıp, siyah tişörtüyle üzerini örttü.

" Ryan, depoya geçti. O piç'i bulacağız ve kafasına sıkmadan önce ben ağzına sıçacağım. " cameron dudaklarının arasından tıslayarak, telefonunu çıkardı.

Etraf hala karanlıktı, Sadece içerde yanan bir ışık vardı. Saat kaçtı hiçbir fikrim yoktu. Olduğum yerde hafifçe kıpırdayarak, zorlukla yutkundum.

" Söyle, yerini bulduğu anda haber versin. Yaptığım plan'nın aksine ters giden birşey olursa kafasını koparırım. " bomboş sesi odada yankılanıp, bana geri döndü.

" Terslik olmayacak. Ben bir moruğa bakayım." oturduğu yerden kalktığında gözleri beni buldu. Bakışlarımız birleştiğinde kaşlarıyla onu işaret ederek 'konuş' anlamında ağzını oynattığın da gözlerimi açıp, kapatarak onu onayladım.

Hızla olduğu yerden hareket edip, kapıya ilerleyerek çıktı. Kuruyan boğazım ve dudaklarım çöldeki kızgın kumların üzerinde gibiydi.
Dudaklarımı hafifçe aralayarak, konuşacak gücü aradım kendimde sesim çıkar mıydı ? Bilmiyordum.

" Su," diye fısıldadığım da hiçbir tepki vermeyip, olduğu yere iyice sindiğinde titrek bir nefes aldım. Duymamıştı. Tekrar söyleyecek gücü bulamıyordum kendimde, Ama yanan boğazım tersini idda ediyordu.

LeT mE lOvE yOuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin