Neden sonra çok derinden bir ses duydu. Kurtarıcıların sesi miydi? Hayır. Böyle bir şey mümkün değildi. Kişi kendi enkazının altında kalmışsa ona hiç kimse yardım edemezdi. Sesi tekrar dinledi. Çok derinden tiz bir ses duyuluyordu. Ama neyin sesi olduğunu tanımlayamıyordu. Oysa o ses ki kişiyi kendisi yapan ötekinin sesiydi. İçgüdünün belki de benliğin derin kuyusundan geliyordu. "Sen enkazın altında kalacak kadın değilsin, cesaretini, elini ve tırnaklarını kullan" diyordu. Yankılar halinde gelen bu sesi defalarca dinledikten sonra önce bedeni kımıldadı. Neden sonra kan içindeki elleri, korkunun kırık camlarını, bezginliğin beton parçalarını, endişenin eğri demirlerini ayıklayarak, hayatı için küçük bir umut tüneli açtı. Saatlerce kazdı. Kazdıkça ilerledi. İlerledikçe kurtuluşa daha çok yaklaştığını hissediyordu. Sonunda aydınlığı gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZİNİN GÜNEŞİ
RomantizmBir düşü vardı sevgilinin. Sevmek demek bir delinin bir düşe inanması demekti.