Eziğin değişimi

KARŞILAŞMA

Media: Eren

Sabah abimin o güzel sesiyle uyandım. " Prenses hadi uyan." Of'layarak kalktım yataktan "Oflamak yok! Bak bugün ne güzel bir gün." Hayırdır İnşallah kesin abimde bir şeyler var. " Oo abicim yüzünde güller açıyor. Hayırdır? Dökül bakalım." Dedim."Bu haber seni de sevindirecek. Evet... biz ikimiz ayrı eve çıkıyoruz kardeşim." Dedi. Ne?! Yok batman! " Ne abi ciddi mısın?! " " Tabiki de UFAKLIK!" Dedi. Ben hemen abime sarıldım. " Tamam hadi çık hazırlanim. Ne zaman gitmez?" " Ne zaman istersen." "Yuppi! Valla yarın sabah uygun benim için şimdi ben üstümü giyiniyim. Evi gezmeye gidelim sonra kahvaltı." Abim kafasıyla onayladı ve odadan çıktı. Hmm acaba ne giysem ?

Üstüme düz beyaz bir t-shirt giydim kot gömleğimide giyip düğmelerini açık bıraktım. Siyah bir kot giyip siyah topuklu ayakkabılarımı giydim.
Saçlarımı açık bırakarak rimel ve eyelenir sürdüm.

Hazırım! Hemen aşağı indim "ABİ BEN HAZIRIM HADİ ÇIKALIM!" Dedim bağırarak " Tamam prenses geldim." Dedi. Beraber çıkıp abimin arabasına bindik. Yaklaşık 20 veya 15 dakika sonra cok büyük ama küçükte olmayan bir evin önünde durduk. Abimle aynı anda arabadan indik. Evin kapısına vardığımızda abim kapıyı açtı. Hemen içeri daldım. Ev güzeldi. Amerikan mutfak beyaz ve siyah salon. Yukarı doğru ilerledim. Hemen rastgele bir kapı açtım. Abimin odasıydı. Daha çok siyah hakim olan abimin odası. Ben daha renkli severdim. Hemem başka bir kapı açtım. Bu benim odamdı. Kırmızı ve beyaz. En sevdiğim iki renk. Daha sonra aşağı indim. "Prenses sanırım ben ölücem." "Abi ne oldu?!" Dedim şaşķınlıkla. "Açım aç!" Dedi. "Ee hadi çıkılalım." Dedim ve beraber dışarı çıktık 2 gün sonra karneler alınacak ve bir gezi olduğunu duydum. Daha doğrusu yaz kampı. Dersler falan... Gidicem çünkü Almanya'da okula gidemedim ve bir sürü şey kaçırdım.

Abimle küçük bir kafeye gelmiştik. Hemen siparişleri verip sohbet etmeye başladık. "Ee prenses beğendin mi evi?" "Beğenmek ne kelime bayıldığım." Dedim. Siparişler geldi ve yemeye başladık abimin bir lokması benim 3 lokmam resmen. Kahvaltımızı yaptıktan sonra eve gittik. Bavulumu hiç yerleştirmediğim için hazırlamamada gerek kalmadı sonra Kayra'yı aradım. " Alo güzellik?" "Kayra'cık naber?" Dedim gülerek Kayra'cık denmesinden nefret ederdi. "Off be Pelin." "Neyse,hadi bizimkilerle dışarı çıkalım." "Tamam ben ararım." Dedi. "Tamam Çiçek kafede buluşalım." "Tamam gödüşünüz." Deyip yüzüme kapattı. Domuz! İnsan bi konuşmamı bekler. Selinay ve Ömer birlikte yaşıyordu ikiside küçükken ailelerini kaybetmişler. Yetimhanede tanışmışlar. Kayra,Buse ve Semih akrabaların yanında kalıyorlar. Hemen aşağı inip anime haber verdim. Ve dışarı çıktım,kafe yakın olduğu için kulaklığımı takıp yürümeye başladım.

Kafeye geldiğimde kulaklığımı çıkartıp bizimkileri aradım. Ama görduğüm kişiyle dona kaldım. Şu an karşımda Eren vardı. Eren DUMAN. Hemen bizimkileri bulup onların yanına gittim. Fısıldayarak " Kardeşlerim,arkadaki meteoru görüyonuz mu? Ha! İşte o benim düşmanım diğer kızların gözdesi Eren DUMAN." Dedim. Kızlar şok olmuş ifadeyle bakarken erkekler onlara onu yiyecekmiş gibi bakıyodu. Hepsi bütün her şeyi biliyordu. Kafede biraz oturduktan sonra ev olayını anlattım. Onlarda hayırlı olsun falan dediler. Ondan sonra kalktık. Telefonuma mesaj gelmişti ben hem yazıp hem yürüyodum. Sonra sert bir şeye çarptım kafamı kaldırdığımda Eren'i gördüm. "Önüne baksana kızın!" Dedi. Domuz! Ben hemen kendimi savunarak "Sen asıl önüne bak be! Ben kendi doğrultumda ilerliyorum!" Dedim. O bu dediğime kahkaha attı. Ayh! Ne kadarda güzel güldü o öyle! Hayır! Kendine gel Pelin. Ismimi duymamla bizimkilere döndüm. "Pelin Su hadi gel!" Dedi ben Eren'e kötü bir bakış atıp bizimkilerin yanına gittim. Kayra beni eve bıraktı. Bende hemen odama çıkıp biraz test çözüp sosyal medyada takıldım. Sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Eren'in Ağzından

Evde Savaş,Tuna ve ben oturuyoduk. En sonunda sıkılıp kafeye gitmeye karar verdik. Hep birlikte kafede oturup sohbet ediyorduk. En sonunda burdada sıkılıp kalkmaya karar verdik. Bu sıkılmalar kampta geçer umarım. Okul kampı. Tuna pek bize benzemez fazla inek. O gidince bizde onu yalnız bırakmamak için gidicez. Bunları düşünürken bir şey bana çarptı kafasını kaldırdığında bi tane taş hatun beklemiyodum doğrusu. Hemen terslenip "Önüne baksana kızım!" Dedim. O da altta kalmayıp "Sen asıl önüne bak be! Ben kendi doğrultumda ilerliyorum!" Dedi. Bende kahkaha atmaya başladım. Yalnız sinirlenince baya bir sexsiydi. Sonra birileri seslendi " Pelin Su hadı gel!" Dediler. O da bana dönüp kötü bir bakış atarak gitti. Hmm... Demek Pelin Su acaba nerden tanıdık geliyor bu isim. Ha! Tabi ya! Bizim okulun eziği. Acaba nerdedir? En son tokat attığım gün ağlayarak gitmişti. Ağlak bebek. Her neyse banane! Heme arabama atlayıp bara sürdüm. Bara girip bir viski istedim. Sonra bir kız geldi. Sırnaştı kızı hemen kucağama çekip öpmeye başladım. Kız bekliyormuş gibi karşılık verdi. Bu gece kiminle geçireceğim belli oldu...