Media: Selinay ve Pelin (Temsili)
⏳⏳Hafta sonu⏳⏳
Sabah gözüme gelen güneş ışıklarıyla açtım. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Banyodan çıkıp dolabımın karşısına geçtim. Bugün hafta sonu olduğu için alışveriş yapıcaktım. Siyah bir pantolon giyip üstüne nike ve işarti olan beyaz bir bluz giydim. Havalar soğumaya başladığı için üstüme siyah deri ceketimi aldım. Ayağıma beyaz adidaslarımı giyindikten sonra dün ördüğüm saçlarımı açtım ve aşağı indim. Abim üniversiteye başlayacaktı ve hangi şehire gideceğinden kararsızdı. Selinay ve Ömer her sabah erkenden kalkıp gidiyorlardı. Onu için bugün kimse yoktu. Kahvaltı yapma gereği duymadan siyah çantamın icine cüzdanımı koydum. Telefonumu ve kulaklığımı yanıma aldıktan sonra dışarı çıktım. Derin bir nefes aldıktan sonra otobüs durağına ilerlemeye başladım. Fazla param yoktu ve taksiye para harcayamazdım. Otobüs durağına geldiğimde kulaklıklarımı takıp otobüsü beklemeye başladım.
Otobüsten indikten sonra AVM'ye doğru yürüdüm. Aynı zamanda kulaklıklarımı çıkartıp çantamın içine koydum. Telefonu elime alıp Can'ı aramaya başladım ikinci açılışa açtı. "Efendim güzelim?"
"Can,napıyorsun?"
"İyiyim çalışıyorum sen nerdesin rüzgar sesleri geliyor."
"Evet... Dışarı çıktım."
"Umarım bu havada şort falan giymemişsindir."
"Merak etme giymedim."
"Tamam güzelim görüşürüz."
"Görüşürüz." Dedikten sonra kapattım. Ve gözüme kestirdiğim mağazaya girdim.Yaklaşık 2 saatir geziyordum ve fazla olmasada bir kaç şey almıştım. Fazla yorulduğum için bir kafeye gidip oturdum. Garsondan bir kahve istedim ve beklemeye başladım.
Siparişim daha gelmemişti ve ben beklemekten şıkılmıştım. Etrafa göz gezdirdiğimde iki masa ötede oturan Kızıl şaçlı bir kız ile Can'ı gördüm. Can?! Masaya tekrar baktım. Evet bu oydu. O kahve gözleri nerde görsem tanırdım. Peki ya kızıl saçlı kız kimdi? Sinirle Can'gilin masaya bakarken garson siparişi getirdi. Sende benim onları görmemi bekliyodun? Telefonumu çıkarıp Can'ı aradım. Can telefonu alıp masadan kalktı. Kısa bir süre sonra telefon açıldı "Ne oldu? Daha az önce konuşmuştuk. Bakıyorumda sesimi duymadan duramıyorsun." Dedi alayla. Sesimin normal çıkmasını çalışarak "Ya ya... Ee nerdesin? Hala şirkette misin?" Dedim. Vereceği cevaptan korkuyordum. Ya bana yalan söylerse. "Evet. Şirketteyim." Dedi. Yalan söylemişti sesimin çattalaşmasını engelleyerek "Yaa... bende yanına gelmeyi düşünüyordum." Dedim. "Yo güzelim... zaten birazdan toplantıya gireceğim. Ondan sonra başka bir şirkette toplantımız var." Dedi tedirgince. "Tamam o zaman... görüşürüz sonra." Dedim dolan gözlerimle "Görüşürüz." Dedikten sonra kapattı.
Bana yalan söylemişti. Bir süre sonra Can masaya geldi. Kadınla sohbet etmeye başlamıştı. Gülüyordu. O güzel gülmesini bana doğru değilde o kadına doğru gösteriyordu. Birden nerden geldiğini bilmediğim gazla masadan kalkıp onların oturduğu masaya ilerledim. Yandan bir sandelye çekip oturdum. Can bana afallamış bir şekilde bakarken Kadın çatık kaşlarla bakıyodu. Kadına elimi uzatıp "Merhaba ben Pelin." Kadın terddüt ederek elini uzattı ve sıktı "Merhaba... ben Dilşah." Can'a döndüm. Bana üzgün gözlerle bakıyordu. "Can... bu ne güzel bir tesadüf." Dedim yalandan gülümsemeyle "Pelin-" lafını keserek "Bu kadın kim?" "A-arkadaşım."
Can kekelemişti? Koskoca Can Yücel kekelemişti. "Arkadaşın? Pekala. Peki arkadaşın bana niye yalan söyleyip şirketteyim dedin? Niye arkadaşımla kafede oturuyorum dedin?" Ona açıklama bekleyen gözlerle baktım. Ama o hiç bir şey demedi "Can... cevap ver." Cevap yok!"Can cevap versene!"
Cevap yok. Gittikçe sesim yükseliyodu.
"Eğer 5 dakika içerisinde açıklama yapmassan bir daha yüzümü göremezsin."
Cevap yok. Demek benim yüzümü görmek istemiyor. Dolan gözlerimle Can'a baktım "Pekala! Demek yüzümü bir daha görmek istemiyorsun! Bunu gelip benim yüzüme söyleyebilirdin! Gidip bana yalan söyleyerek başka kadınlarla kafede oturarak değil! Bir daha sakın karşıma çıkma Can Yücel. Eğer açıklamama izins ver deyip etrafımda dolanırsan sana bu anı hatırlatıcam! Her şey bitti anladındın mı? Cansu hikayeside buraya kadarmış!" Dedim ve akan gözyaşlarımla birlikte diğer masadan çantamı alıp AVM'den ayrıldım. Bir taksi durdurdum ve bindim. En son gördüğüm Can'ın koşarak AVM'den çıkmasıydı. En azından arkamdan geldi.
Taksinin parasını ödeyip eve geldim. Ağlamaktan gözlerim kızardığına eminim. Yavaş hareketlerle eve girdim. Kimseye gözükmemeye çalışarak yukarı çıktım. Ama tam odaya gireceken Selinay'ın odasının kapısı açıldı. Selinay beni görünce endişelendi "N'oldu Pelin? Bu halin ne?" Ben cevap vermeden içeri geçtim oda arkamdan kendimi yatağa attım. Selinay'da hemen yanıma geldi. Selinay'a sarılarak ağlamaya başladım. Selinay saçlarımı okşayarak "Şşt ağlama. Anlatmak istemessen anların." Ondan çekilip kafamı olumsuz anlamda salladım "A-anlatıcam." Dedim ve olanları anlatmaya başladım. Selinay şok olmuş bir şekilde olanları dinliyordu.
Anlattığımda Selinay tekrar bana sıkı bir şekilde sarıldı "Ba-bana söyleyebilirdi A-arkadaşımla kafeye geldim diye." Selinay "Tamam... hadi sen duş al." Ayrıldım ve banyoya girdim. Küvete ılık su doldurarak köpüklendirdim ve içine girdim.
Su beni mayıştırırken. Aklımda hâla Can vardı. Suyun içinden çıkıp bornozumu aldım ve giydim. Odama geçip dolaptan siyah bir tayt üstüne beyaz bir t-shirt giydim. Aşağı indim yavaşça. Ve yüzüme yalandan bir gülümseme koydum. Bizimkiler oturmuş yemek yiyordu. Abimin yanına oturdum. Abim boğazını temizleyip konuştu "Pelin... ben... Ankara'ya gidiyorum." Gözlerimi büyüterek abime baktım. "S-sende mi?" Bunu bahane ederek ağlayabilirdim. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Abimin gitme üzüntüsüde buna eklenince ağlamam şiddetlenmişti. Abim ayağa kalkıp benide kaldırdı ve sarıldı. Şaçımı okşayarak "Şşt tamam. Üniversitem oraya çıkmış." Beni kolarımdan tutarak beni ayırdı. "Hem... sen annemgil gittiğinde bile bu kadar ağlamamıştın. Bir şey mi var?" Kafamı olumsuz anlamda salladım ve abime tekrar sarıldım "N-ne zaman gideceksin?" Beni daha sıkı sarararak "Yarın." Dedi.
Yemeğimi yedikten sonra uykum olduğunu söyleyip yukarı çıktım. Yatağımın üstündeki oyuncağı aldım. Bu artık benim için sıradan bir oyuncaktı. Kapayı kapatıp kilitledim. Masadan bir makas aldım ve oyuncağın ilk önce sağ kolunu kestim "Nefret ediyorum." Dedim fısıltıyla. Sonra sol kolunu kestim "Can'dan nefret ediyorum." Bu sefer normal sesle söylemiştim. Kafasını kestim. "Artık sana nefretten başka hiç bir şey hissetmiyorum Can Yücel!" Avazım çıkana kadar bağırmıştım. Parçalamaya başladım. "Güvendim ben ona!" Dedim ve tekrar bağırdım "Nefret ediyorum!" Kapı zorlamaya başladı ve abimin sesi "Pelin! Aç kapıyı" "Hayır! Açmıyorum beni rahat bırakın!" Abim endişeli sesiyle tekrar bağırdı "Güzelim! Hadi aç kapıyı konuşalım." O da bana güzelim derdi. O da benim için endişelenirdi. "Acmıcam abi! Rahat bırakın beni!" Abim sinirle kapıya yumruk attı o arada Ömer'in sesi duyuldu "Tamam. Sakin ol abi. Yarın sabah konuşuruz." Abim sinirle bağırdı yine "Ben o şerefsize göstereceğim gününü!" Abimgilin gittiğini ayak seslerinden anlarken oyuncağın parçalarinı yere attım ve yatağa uzandım.
Neden onun sesini duymak istiyordum? O beni bu kadar üzerken ben hâla onu özlüyordum. Ağlamaktan yorgun düşmüştüm. Yavaşça gözlerim kapanırken son düşündüğüm bundan sonra bir daha onu görmicek olmamdı.
Bölüm sonu... Size dayanamayıp yeni bölüm attım. Ama merak etmeyin Cuma günü yine bölüm gelicek.
Sizce Can neden böyle yaptı?
Vote ve yorum yapmayı unutmayın!
Yazarcığınız tarafından öpüldünüz 😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eziğin değişimi
ChickLitDiş telli,kilolu,sivilceli ve ezik biri olduğunuzu düşünün. Herkes sizle dalga geçtiğini,hiç bir zaman yanınınızda kimse olmadığını. İşte Pelin'de böyle bir kızdı taki... Değişene kadar. **** Müdürün odasından çıktım. O arada telefon çaldı. Tam da...