BÖLÜM 5

997 123 12
                                    

Merhaba :)

İyi okumalar olsun :) Sevdiniz mi hikayeyi? Daha çok fikir bekliyorummmmmm

Öpüyorum hepinizi :)

BİR HAFTA SONRA

Bir şeyler olması gerekenin dışında gidiyor gibiydi, hissediyordum ama ne olduğunu tam olarak anlayamamıştım.

Öncelikle Özgün, beklediğimin altında tepki verdi karşılaştığımızda. Mesajına cevap vermeyip aramalarına da dönmeyince üstelememişti bir daha. Anlamıştı konuşmak istemediğimi muhtemelen. Ama işe döndüğümüzde ne yapacağını da deli gibi merak ediyordum bir yandan. Merakıma değmedi, oldukça normaldi bana karşı. Aslında gözleri bir tuhaftı ama bunu da kendi paranoyama yordum.

İlk girişte karşılaştık sabah.

"Günaydın" dedi normal bir şekilde ve yürüyüp gitti. Semih vardı yanımda, ikimiz de birbirimize baktık kısa bir an. Sonra Semih:

"Umursamıyorum ayağına mı yatıyor yoksa umursamıyor mu anlamadım ben" diye yorumda bulundu. Ben de anlayamamıştım ama çok üzerinde durmadım ve işe geçtim. Sonraki karşılaşmamız, öğle yemeği sonrası sigara içerken oldu. Arkadaşlar yaramla ilgili sorular sorarken, Özgün de normal bir ilgi ile dinliyordu bizi. Arada telefonuna bakıyor, arada da sohbete katılıyordu. Sadece bir kez değiştiğini gördüm yüzünün, o da Zafer'in Semih'in attığı kahvaltı resmi ile ilgili yaptığı yorumda oldu.

"Abi böyle güzel sofralar kurabiliyorsun da biz neden nasiplenemiyoruz?" deyince Özgün ikimize ışık hızında bakıp sonra hemen telefonunu eline aldı. Ama gerildiğine yemin edebilirim o cümleyi duyduğunda.

"Yaralı ve yardıma muhtaç kişilere özel servisimiz o Zafer, o yüzden herkese olmuyor" diye yanıt veren Semih bana göz kırptı. Ben de ona gülümsedim hafifçe. İnsanların bu durumu farlı bir yerlere yormasını istemiyordum ve çok uzamasın diye yorum yapmadım.

Sigaram bitince herkese afiyet olsun deyip yürüdüm ve çalışmaya devam ettim. Sonrasında, Özgün'den ne bir özür dileme çabası geldi ne de bir tepki. Olanları yok saymış gibi, hatta beni de yok saymış gibi davranıyordu. Ama öyle olmadığını hissediyordum, çok içimde bir yerlerde.

Haftanın son günü, plan yapıldı ve mangala gitmeye karar verildi. Epey kalabalık bir ekip olarak, toparlandık ve çıktık iş yerinden. Ben yine Semih'leydim ve başka kimse binmedi arabaya. Alışverişin bize düşen kısmını yapmak için markete girdik. Biraz seçeneklerle ilgili Semih'le kavga edip, inatlaşıp sonunda uzlaşabildik ve neyse ki piknik alanına geldik. Biz geldiğimizde Özgün de gelmişti, yanında da Özlem vardı...

Benim fark ettiğimi anlayınca elimi tuttu Semih.

"Sakin..." diye fısıldadı.

"Tamam" dedim ve yürüdüm, gülümseyerek. Bizi görünce herkes bir coştu çünkü içecekler bizdeydi. Hemen ne aldığımızı sordular paketleri alırken. Semih huysuz çocuklar gibi:

"Her şeyi Bulut seçti, ben seçmedim valla" dedi.

"İyi yaptım, sana kalsa abuk sabuk şeylerle dolduracaktın" diye cevap verince atışmaya başladık.

"Her şeyin en iyisini sen bil zaten"

"Tabi ki biliyorum, senin gibi absürt şeylere meraklı değilim en azından. Normal insan birası aldım"

"Normal insan birasıymış, biraz uzmanı" diye devam ederken araya giren Nihal:

"Siz karı koca gibi olmuşsunuz ya" deyince ortalık bir anda dondu. Hepimiz susunca:

Dünyanın En...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin