BÖLÜM 19

1.3K 72 19
                                    

Selamlar olsun. Ve bu hikâye de geri döndü gün itibariyle. Şimdi, bölüm kısa oldu ama devamı gelecek, birkaç güne atacağım söz. 

Ben bu hikayeyi çok seviyorum gerçekten. Tümü olmasa da, yaşanmış bir hikayede alındığı için belki de, ayrı bir yeri var bende. Ve yazmayı da bırakmayacağım. 

Bir şey paylaşmak istiyorum. Bir süredir, kendimi hiç mutlu hissetmiyorum. Çok yorucu zamanlar geçirdim, yayıneviyle olan sorunlardan sonra fark etmedim ama içim yazmaya küsmüş benim. Şimdi onunla barışma çabasındayım, çünkü ben yazmazsam yapamam. Yarım yaşıyor gibiydim, ama yazmaya yeniden başlayınca eksik olan her şey tamamlanmaya başladı. 


Belki mucizeler olmadı, belki anahaberlere çıkmadı kitaplarım, belki yeni bir yayınevi bulamayacağım ve yarım kalacak ama bunlar yazmamı engelleyecek şeyler değil, olmamalı. Ben zaten başlarken de kitap basılsın hayali kurmamıştım. Ben burada yazarken, beni dünyanın en mutlu insanı yapan mesajlar ve yorumlar aldım. Kitabımı kendi hayatına dahil eden, çok seven, benimseyen ve sahiplenen insanlarla paylaştım her şeyi. Bu da bana yeter.

Bin şükür, kitaplığımda adıma ait iki tane kitabım var. Hiçbir şey olmasa bile bu yeter.

Bu kadar iç dökmesi de yeter :) iyi okumalar hepinize

"Ay kızın beli kopacak ama" diyen Semih'in annesinin gözleri yerinden çıkacaktı. Çünkü gelinlikçi kadın belime sardığı o şeyi inatla sıkıyordu. Hayır, şişman değildim ki ben neyin inceltmesinin peşindeydi yani.

Gelinlikçi kadın vazgeçti ve belimi özgür bıraktı şükür ki.

"Size başka iki model daha göstereyim o zaman" deyip gitti. Elinde iki gelinlikle geldiğinde, birine sabitlendi gözüm. Oldukça sade, omuzları dantelli bir modeldi. Biraz elbise gibiydi ama zaten nikâh olacaktı ve uygun olurdu. Hemen onu istedim ve kabine geçip hemen diğer gelinliği çıkardım. Büyük bir keyifle o gelinliği giydim ve dışarı çıktım. Semih'in annesiyle göz göze geldiğimde, ikimiz de gülümsedik. Buydu işte, bulmuştuk gelinliği!

Hemen paketlendi, üzerime tam olmuştu zaten. Ödemeyi Semih'in annesi ben üzerimi giyinirken yapmıştı bile. Bana kendimi kötü hissettirmemek için elinden geleni yapıyordu. Çok şanslıydım gerçekten.

Gelinlikçiden sonra da ayakkabı ve birkaç başka ihtiyaç daha alıp eve geçtik. Semih'le Zafer de yorgunluktan bayılmış, koltuklarda oturuyorlardı. Gelinliği bulmamıza en çok Semih sevindi ama bütün merakına rağmen ona göstermedim. Annesi uğursuzluk konusunda birkaç cümle edince, Semih de üstelemedi. Zaten hayatımızdaki uğursuzluklar yeterli derecede kotayı doldurmuştu.

Erkenden uyuduk hepimiz çünkü ertesi gün nikâhımız vardı. Ben heyecandan uyuyamadım yine ve kendimi balkona attım. İçimde hem mutluluk vardı hem de deli bir korku. Her şeyin bu kadar yolunda gitmesi içimi rahatlatmıyordu ve her an bir şey olacakmış gibi geliyordu.

Ben bu düşüncelere dalmış yine kendimi kaybetmişken, saçımda hissettiğim elle hafiten zıpladım yerimde.

"Benim Bulut kadın" dedi Semih, "Korkma"

"Dalmıştım" dedim gülümseyerek. Ona bakınca içimde beliren duygular bana çok iyi geliyordu.

"Nerelere daldın anlat bakalım" deyip yanıma oturdu ve kolunu doladı bana.

"Bilmem, öyle her şeyi düşünüyorum işte"

"Sanırım en çok nerede yaşayacağız, dönersek ne yapacağız kısmını düşünüyorsun?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dünyanın En...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin