BÖLÜM 14

835 104 10
                                    

Kısa diye sitem etmeyin :) ara sıcak kıvamında olsun. Merak etmeyin, yeni bölüm yakın. Çünkü yazarken çok iyi hissediyorum bu hikayeyi. Kış Masalı'ndan sonra hissettiğim tanıdık duygular bunlar. Onları da çok özledim ya... Neyse :)

İyi okumalar olsun :)

"Sana karşı hissettiğim bu şey, bir akşamüzeri seni bir sokakta yaşlı bir kadınla sohbet ederken gördüğümde başladı. Önce tanıdığın biri sandım, ama sonra anladım hiç tanımadığını. Üstelik kadın da muhtemelen, yani öyle tahmin ediyorum ki dilenci ya da bir şeyler satan biriydi"

"Hatırlayamadım,"

"Normaldir, sürekli yapıyorsun çünkü bunu"

"Sen nereden biliyorsun?"

"Sabırlı olursan anlatacağım" dediğinde gülümsedim.

"Sabrı az bir sevgilin var, buna alışmalısın" deyince saçlarımı öptü.

"Az çok neyin varsa seviyorum, çok seviyorum hem de. Neyse, sus bakalım şimdi, anlatıyorum"

"Peki"

"Kadınla gülümseyerek sohbet ediyordun, öyle samimiydin ki onunla konuşurken, içim bir anda ısındı sana. İş yerinden biliyorum seni ama muhabbetimiz yok. Biliyorsun, ben öyle iş yerinde herkesi sevmem, herkesle muhabbetim var ama samimi değilim. İşte o gün, seni farklı bir gözle görmeye başladım ben. Bilmiyorum neden, birkaç kez sana yakın yerlerden geçtim, bazen yürüdüm bazen arabayla. Birkaç kez daha gördüm seni, daha da ısındı içim. Sonra, iş yerinde seninle iletişim kurabilmek için bir sürü yol aradım. Takmıştım seni tanımaya, bir şey yapmam lazımdı. Seninle ilgili olmayan konular için bile gelip sana sorular sordum. Sen de hiç geri çevirmedin beni, hep cevapladın. Bazen, iş çıkışlarında seni izledim. Akşam yürüyüşünü yaparken az geriden takip ettim seni. Sokağı süpürenlere kolay gelsin demen, gördüğün yaşlılarla sohbetlerin, çocuklarla kısacık oyunların, dinlediğin müziğin yüzünde bıraktığı gülümseme ya da dalgınlık... Hepsini izledim, her anında daha çok ısındım, sonunda da âşık oldum sana. Özgün'e olan duygularını ben senden önce anlamıştım aslında. Aranızda çok tuhaf bir enerji vardı sizin, çok kıskandığım ve çok fazla inciten bir enerji. Sonra ona olan duygularını söyledin bana. Sakın aklına yanlış bir şey gelmesin, ben senin yanında olduğum zamanlarda sana dostça yaklaştım. İstediğim tek şey acını azaltmaktı, sana yardımcı olmak. Ama çok mutsuzdun ve sen mutsuz olunca ben daha da üzüldüm, kahroldum ama elimden bir şey gelmedi. Biliyordum üzüleceğini ama engel olamadım, olmak istedim ama işte... Defalarca kırıldın, döküldün... "

"Biliyorum..." dedim iç çekerek.

"Sonra senin de beni sevmeye başladığını hissettim ve cesaretimi toplayıp sana duygularımı açtım. Sonrasını zaten biliyorsun, sevgilim oldun işte, dünyanın en güzel armağanı..."

"İyi ki..."

"Sende başka bir tat var, bildiğime emin olduğum ama çok yeni bir şey bu. İnsan senin yanında kendini evinde hissediyor, ait olduğu gerçek yerde. Ama bir yandan da yeni bir yer keşfediyormuş gibi, her an hayrete düşebiliyor, her an şaşırabiliyor getirdiğin güzelliklere. Adın Bulut ya, bazen bembeyazsın böyle pamuk gibi, bazen kararıp yağmurlar bırakıyorsun. Seni ilk gördüğüm an değil, içini ilk gördüğüm an sevmeye başladım. Ve bu her gün artarak devam ediyor" diye anlattığı şeyleri dinlerken kalbim titredi.

"Semih..." dedim. "Ne güzel adamsın sen, ne güzel seviyorsun beni. Kimse senin kadar sevmedi, kimse böyle değer vermedi bana. O kadar başka hissediyorum ki senin yanında, anlatabileceğimi sanmıyorum, tarif edilebilecek gibi değil çünkü"

Dünyanın En...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin