Bölüm 1

136K 2.7K 88
                                    

Bölüm 1....

Zâl koltukta dizlerini kalçalarının altına kıvırmış kocasını göğsüne yatmış, Aktan ve Mirza'nın atışmalarını dinliyordu yine. Nedense iki adamın ortak bir noktada buluştukları pek görülmezdi. Oysa bazen tepkileri, bakışları, tartışmanın hararetine dalmışken ellerini dizlerine koyarak birbirlerine eğilmeleri bile aynıydı neredeyse. Başını kaldırarak Gecem'e baktı Mirza'ya fark ettirmeden. Genç kadınla göz göze geldikleri an, aralarında paylaştıkları gizli bir gülümsemeyle aynı düşünceleri paylaştıklarını belli ettiler birbirlerine.

Sonra derin bir nefes alarak başını çocuklarının olduğu köşeye çevirdi. Ve... Aniden irkilerek doğruldu olduğu yerde. Mirza, onun hareketlenmesiyle birlikte endişeyle başını ona çevirmişti.

"Ne oldu, sevgilim?" dedi o da doğrularak.

Sahra toparlanarak ayağa kalkarken bir yandan da panikle "Mehir, Mehir yok..." diye mırıldandı korkuyla.

Mirza sakince arkasına yaslanarak iç çekti küçük yaramazlarının her kayboluşunda sonunda bulunduğu yer orası belli değil miydi zaten. "Tan'ın odasına kaçmıştır yine senin haylaz. Malum kaybolma konusunda çok maharetli seninki..."dedi gülerek.

Konuşurken hafif imalı bir ton vardı sesinde. Sahra'nın gözlerini kısarak ona dönmesini izledi keyifle, onun bütün kontrolünü yitirerek anlamsızca telaşlanması nedense çok eğlendiriyordu onu. Yıllarca en çetrefil işlerle uğraşan, savaşın, bombaların ortasında bile kılını kırpmadan fotoğraf çekebilen, daha 19 yaşındayken bir sürü gizli servisi parmağında oynatabilen karısının şimdi söz konusu olan Mehir olunca kendini kaybetmesi onun sonunda normal hayata dönebildiğini gösteriyordu çünkü.

Sahra'nın hırsla ona dönerek karşısında dikilmesi, ellerini beline koyarak öfkeyle kendisine bakması bile yüzündeki geniş gülümsemeyi silmeyi başaramamıştı..

Genç kadın "Senin haylaz mı?" diye isyan etti öfkeyle. Gözlerini kısarak eğildi hafifçe, siyah saçları omuzlarından aşağı kayarak bir yele gibi salınırken kara gözlerinde yanan bir hiddetle işaret parmağını salladı ona doğru.

" Haylazlığı söz konusu olunca benim oluyor, ama ilk kez emeklediğinde, erken emekledi diye senin kızın oluyor öyle mi beyefendi." dedi sonra kızgınlık ve alınmışlığın kol kola verdiği bir ses tonuyla.

Mirza'nın ifadesinde en ufak bir değişiklik bile olmamıştı bütün o söylev ve sinir patlaması boyunca bir de üstüne iyice arkasına yaslanarak kahkahaya boğulunca ayağını hırsla yere vurarak doğruldu.

" Alacağın olsun senin..."diyerek odayı terk etti hızla.

Oda biliyordu Mehir'in Tan'ın odasında olduğunu ya, yine de rahat etmiyordu içi. Meraktan içi içini yiyordu. Endişeli gözlerle odaları tarayarak ilerledi girişin hemen sağındaki odaya doğru ilerlerken. Gecem ve Aktan merdivenlerle ilgili sorun yaşamamak için Tan büyüyene kadar yatak odalarını alt kata yerleştirmeyi daha uygun bulmuşlardı. Bir yandan da içinden bunu düşünmüş oldukları için şükrediyordu. Ya Tan'ın odası yukarıda olsaydı, ya Mehir yuvarlanarak düşseydi, kendi kendine felaket senaryoları kurmaya devam ederken biraz ilerideki aralık kapıdan Mehir'in yerde oturduğunu ve yine nereden bulduysa, önüne döküp saçtığı oyuncakların arasında keyifle mırıldanarak oynadığını gördü. Ve ne yazık ki elindeki, Tan'a daha yarım saat önce doğum günü hediyesi olarak verdikleri oyuncak robottu ve Mehir Hanım onu yere vurup duruyordu.

"Mehir! Ah kızım! Bırak o elindekini ..."diye bağırdı Sahra dehşet içinde.

Geç kalmıştı ne yazık ki. Mehir elindeki büyük parçayı bırakarak, annesi odaya dalmadan hemen önce oyuncağın gövdesinden ayırmayı başardığı bacağı aldı eline.

HIRÇIN ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin