Sonrası arkadaşlar .. Sonrası sapıtma hikayem
Dolu dolu geçen üç seneden sonra sudan çıkmış balığa döndüm . Zamanımın çoğunu onunla geçiriyordum , yemek yerken bile " aa o çok sever bu yemeği ya bir tabakta ona götüreyim " dediğiniz adam hayatınızdan tamamen gidiyor . Rutin hayatınızın bir parçası haline gelen aktiviteye son vermek .. Evet evet tam olarak bu ! Son ayrılıktan sonra acı çekmeyeceğime kendime söz vermiştim ama sabahları öyle anlar oluyordu ki kalbimin hiç görmediğim bir yeri paraya kıyıp aldığım Tory Burch babetim ayağımı vurmuş gibi acıyordu . Bazen kapı kolu bile o kokuyormuş gibi geldiği olurdu . Hep böyle mi olmak zorundaydı ? Ayrıldıktan sonra Ümit Besen - Nikah Masası gibi yaşamak zorunda mıydık ? Feleğin sillesini yemeden Yıldız Tilbe dinlemeden yeni bir ilişkiye başlanmıyor muydu ? Üç ay geçmeden eski sevgili aranmamalı mıydı ? Erkekler ayrılırken asla ağlamamalıydı yoksa tekrar barıştığımızda onları ağlayan adam olarak mı niteleyecektik ? Bütün sosyal medya hesaplarından " sensiz de iyiyim " mesajı vermek zorunda mıydık ? Ayrılığın kuralları neydi ? İşte bu bölümde sizlere Koca Dudak' sız geçen ilk iki ayımı anlatacağım
1. Kural : Ayrılırken gözlerinden küçücük bir yaş aksın , ama asla waterproof rimelini akıtacak kadar ağlama !
Her zaman güçlü görünmek zorundayız . Biliyorum kızlar olarak en büyük silahımız gözyaşlarımız AMMMA burda önemli bir detayı unutuyoruz . İlişki devam ederken edilen kavgalarda ( hele ki haksızsak ) kolayca yırtmak için çoğu zaman gözyaşlarımız bizim en büyük kurtarıcımız olmuştur . Üzülerek sebebini söylüyorum ki erkekler sandığımız kadar minnoş canlılar değiller . Yırtmak için gözyaşlarımızı kullandığımız zamanlarda onların bize acıdığını sansakta kavganın bitme sebebi çok bellidir ; ağlamamıza dayanamayacaklarından değil ağlamamızı çekemeyeceklerinden tartışma orada son bulur . E doğal olarak da ayrılık konuşmasından sonra yapılan ağlama seansları onları daha da uzaklaştırmaya sebep olacaktır . Ne yapıyoruz kızlar ağlamıyoruz !!
Dipnot : Aslında özellikle " ağlayan erkek " minnoşluğu hakkında ki yanılgılar hakkında konuşmak istiyordum . Şimdi biz kızlar sanıyoruz ki " ay aşkım ya oda çok üzgün bak nasıl ağladı ayrılırken " . E be salak ! Ağladı da ne diye ayrıldı ? Madem ağlayacak kadar çok seviyordu ne diye hala her gün kız kankilerine bu hikayeyi anlatan salak sensin ? Madem ağladı neden sen her gece sen içip içip sürünüyorsun da beyimiz hayatına sıfır sıkıntı devam ediyor ? KANMAYIN DOSTLARIM HEHEYT KANMAYIN !!
Bir de terk edildikten sonra ağlayan erkek arkadaşlarımız var ki .. Biliyorum bunu duymak hoş değil ama HİÇ ŞİRİN OLMUYORSUNUZ ! Hem sevgilinizin kız kankileri tarafından " of abi çok duygusal oda ya boşver iyi yaptın " etiketi yiyorsunuz hem de ciddiyet yerlerde . Üstüne bir de tekrar barıştığınızda " ayrılırken ağlayan adam " oluyorsunuz . Yani anlayacağınız şu ki malesef Şebnem ablamız çok doğru söylemiş : Erkekler ağlamazzzz silin gözyaşlarınızı !!!
2. Kural : Spotify " Bugünde Melankoliden Ölmedik " listesi en çok dinlenenlere girecek !!!
Koca Dudak' la ayrıldıktan sonra ki ilk bir ay evimizde dinlenen tek müzik kanalı Slow Türk olmuştu , Youtube keşfetim " İncir Reçeli son sahne " , "Aşk Tesadüfleri Sever son sahne " , "Issız Adam Eda ve Alper karşılaşma sahnesi " vb . acı dolu videolarla doluydu , bizim şarkılarımız ( tabi üç sene olunca tek şarkıyla yetinemedik ) çevremdeki insanları kusturana kadar dinlenmişti . Sahi bunlar olmak zorunda mıydı ? Ayrıldıktan sonra ki sabah hiç bir şey yokmuş gibi radyo Fenomen dinleyemez miydik ? Sizden giden insan neşenizi de alıp götürmek zorunda mıydı ? Yoksa ayrılıkları çok fazla mı abartıyorduk ? Bunu başaran insanlarla ilgili hikayeler duydum , ama doğruyu söylemek gerekirse benim çevremde gerçekten sevipte ayrılıktan sonra Yıldız Tilbe' ye düşmemiş bir insan evladı bile yok ..
3. Kural : Sosyal Medya hesaplarında pembe sıçıyormuşçasına mutlu görün !
Naçizane fikrim şudur ki ayrıldıktan sonra uygulanması en zor ve zahmetli olan kural .. İçiniz buram buram kan ağlarken daha üç dakika önce tanıştığınız ( sırf eli yüzü düzgün diye ) karşı cinsinizle kahkahalar eşliğinde snapler atmak zorunda kalırsınız . Hatta bazen o kadar acınası bir duruma geliriz ki kamerayı yemek yiyen arkadaşınıza çevirir " aaa bak Ahmet ne tatlı yemek yiyor hihihihi" diye insta storyleri katledebilirsiniz ... Durun çok gaza geldim her sosyal medya hesabını ayrı ayrı inceleyeceğim ..
a)Snapchat : Kızlar olarak ayrılık sonrası favori mekanımız . Her akşam değişik yerlerde içilen içkiler (kız kızaysan karşındakini asla çekme ki kiminle olduğunu bilmesin kudursun .. ) , siz sevgiliyken asla görüşmediğiniz erkek arkadaşınızın tabiri caizse " yavşak aşkım onunla konuşmayacaksın " diye nitelediği erkek kankalarla 43 saniyelik storyler , mum ışığı ve rakı eşliğinde arkadan Müslüm Gürses çalan snapler... Erkeklerde ise olay tam olarak şöyle gelişiyor ; sizinle birlikteyken " ya aşkıaaağm çok yorgunum ne gezmesi yiaaa " diye postunu koltuğa seren hayvan bir anda gece hayatının aranılan adamı olmuştur. Her gün farklı yerlerde yemek storyleri , snapchatten kız düşürmek için evcil hayvanının " amanında nasılda ponçik uyuyor" temalı resimleri , snapchat puanında 12000 den 37000 lere sıçramalar .. Ah ah adam orda av peşinde sen hala " Ponçik Ahmet nefes alabiliyor " snapleri at .
b) İnstagram : Bu mecreayı kızlarımız arkada Demet Akalın şarkısı çalarken araba snapi çekmek için kullanıyor genelde , ya da güzel bir makyaj sonra " Kaybettiklerine dönde bir bak istedim " konulu boomeranglar . Erkekler mi ? Onlar düz canlılar . Snapchat ' teki yavşaklıklarını aynen instagramda da devam ettiriyorlar , değişen bir şey yok..
c) Twitter : ALLAH BE EN SEVDİĞİM . Profiline gir gündeme sallar , komik çocuk videoları ve bazı kadın fenomenlerin " güç kadının ellerinde oley " rtlenmiş , bir kaç kankayla " ahahahah evet dün geceyi acil tekrarlamalıyız <3 " gibi bir kaç mention .. Şimdi o profili yana kaydır , bak bakayım beğendiklerine : " Rakıgunlugu : Yoruldum artık anlıyor musun, her bir hareketinden anlam çıkarmaya çalışmaktan, yüreğimin her seferinde ağzıma gelmesinden yoruldum!" . Söyleyeceklerim bu kadar ...
4. Kural : Aramazsan arama yar aramazsan aramaaa zaten merhem olmazsın sen benim gönül yaramaaaağ !
Ah Hakan Altun beynimin içine girmişte şarkıyı öyle bestelemiş .. İki ay boyunca gelen her aramayı aynı heyecanla açar mı bir insan ? Ben yaptım . Telefonun çalmasına da gerek yoktu , beş dakika ekrana bakmasam hemen koşa koşa ana ekrana gelen bildirimlere saldırırdım ... Bazı bilir kişiler üç ay geçmeden eski sevgilini asla aramamanız gerektiğini söylüyor , bazıları terk edilen tarafın asla ve asla ilk aramayı yapmaması gerektiğini söylüyor , bazıları da terk edenin asla aramaması gerektiğini , bunun geri dönüş sinyali olduğunu söylüyor . E ne yapalım operatörleri dava edelim de konu mu kapansın ?? Açıkçası hangi kural daha doğru bilemiyorum , bildiğim tek şey ne olursa olsun ölen duyguları onun sesiyle canlandırmamanız gerektiği .
6. ve Son Kural : Onu düşünmeyi bir an bile bırakma , bıraktığın an karşına çıkacaktır ...
Her günün onunla geçmiştir , her gece kendi kusurlarını düşünüp neden bittiğini anlamaya çalışmışsındır , mutlu olduğun her an ona ihanet ediyormuşsun gibi vicdanın seni mutsuzluğa sürüklemiştir . İki ayın sonunda onu kafamdan tamamen çıkarttığıma emindim , eski neşemde yerine gelmişti , hayatıma odaklanmaya başlamıştım , artık haftada iki aklıma geliyordu üstelik başka birini hayatıma sokmadan bunu kendi başıma yapmıştım . Anlayacağınız tam hayatımı yoluna sokmaya başlamıştım ki arkadaşımın doğum gününe gidiyordum evren bana son kazığını attı ; hiç ummadığın bir anda hiç ummadığım bir yerde kanlı canlı karşımdaydı ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstediğim Tek Şey Az Biraz Mutluluk
RomanceHiç bir zaman " Ay kızım asla yazmayacağım . At gibi giden it gibi döner . Süründürücem o köpeği . 4S kuralı var bir kere bak nasıl pişman olacak o . Arayacağımı düşünsün hahahaahah ben bitirdim bunları kızım yenisi aşağıda arabayı park ediyor" ins...