Kalbim kulaklarımda atıyordu , sanki beyin sıvımı şırıngayla çekmişler gibi hissediyordum . Sarının söylediklerini uğultu olarak duyuyordum , bayılacağım sandım . Keşke bayılsaydım ve bu his , bu gördüklerim rüyadan ibaret olsaydı. Ama değildi . Bütün bilincimle orda öylece duruyordum . Evet daha öncede üzülmüştüm , ama içimde göremediğim bilmediğim bir yerin acıdığını ilk kez hissediyordum . Derin bir nefes alıp yanlarına yürümeye başladım . Beni ilk önce gören İlker'di . Hemen sandalyesinden kalkıp bana doğru yürümeye başladı ki o sırada Koca Dudak'la Cenk'te ( yazlıkta yaşı bana yakın olan tek kankim yaz kış görüşürüz hala) beni fark etti . Sonra bir anda durdum . Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum . Koca Dudak'ta yerinden kalkıp bana doğru koşmaya başladı . İlker kolumdan tutmuş bana bir şeyler söylüyordu . Ben hala söylenen her cümleyi uğultu olarak algılıyordum . Arkadan Beethoven Overture to Egmont çalıyordu sanki, herkes ağır çekim hareket ediyordu. Yanağımda bir sıcaklık hissettim . Sanırım ağlıyordum ve bunu herkesin içinde yapıyor olmam benim için hiçbir sorun teşkil etmiyordu . Son gücümle bana yaklaşan Koca Dudağı itip eve yürümeye başladım .
Eve geldiğimizde Sarı bile ağzını açıp tek bir şey söyleyemedi . İki gün iki gece ne telefonlarını açtım ne kapıya geldiği zaman çıktım ne de bizim çocuklarla konuştum . Sadece ağladım . Üçüncü gece saat üçtü sanırım , annemler uyumuşlar Sarıyla birlikte terasta gizli gizli sigara içiyorduk ki aşağıdan bir öküz bağardı
- BERİL ÖZÜR DİLERİM BERİL BEN BUYUM BERİL BENİ DEĞİŞTİR BERİL
En büyük salaklığımızda bu işte ; " Bir insanı değiştirebileceğimize inanmak " . Yine söylüyorum istisnalar dışında , o kişinin istisna olup olmadığını deneme riski yine sizin sabrınıza kalmış . Bir insanı asla değiştiremezsiniz , evet günlerce aylarca hatta yıllarca değişmiş gibi davranabilir . Ama kendi özü mutlaka aynıdır ve er yada geç bir gün ortaya çıkarır . Birini değiştirmeye kalkmayın , bırakın değişmek istiyorsa bunu kendi yapsın . Bunun dışında siz ne yaparsanız yapın yaptıklarınız akıntıya kürek çekmekten başka bir etki yaratmayacaktır , siz sadece yol aldığınızı sanacaksınız.
Bütün site aşağı inmeden hemen bahçeye çıktım . Hayatımda ilk kez bir adam karşımda ağlıyordu ve inandım . Salaktım inandım . Ağlayan bir adamın gözyaşları asla yalan olamaz diye düşündüm. Ve inanın karşımda gözyaşı döken her erkek için aynı şeyi düşünmüşümdür ve sağolsunlar hiçbiri beni yanıltmadı . Hepsinin ki anlık duygusallıktı.Sonra affettim onu . Kendimden yine ödün vererek affetim onu .Ve bu ne ilk ne de son aldatması olacaktı .Bu aşk değildi arkadaşlar, bu aptallıktı . Birine ikinci şansı vermek ; sana üçüncüyü dördüncüyü hatta beşinciyi de vereceğim ve sen her seferinde ağzıma sıçacaksın demekti . Özür dilerim yine genelleme yaptım ama bu kadarlık ömrümde hiçbir insan beni yanıltmadı . Yaptıkları hataları mutlaka tekrarladılar , beş yaşındada olsalar yirmi beş yaşında da ...
İnsanoğlu olarak yaptığımız hatalar genlerimize kodlanmış . O aldatmaya doyamadı bende affetmeye . Zamanında anneme "YAPMA" diye kızdığım herşeyi kendim yaptım. Ne de olsa anasının kızıydım.
İlişkimiz kaldığı yerden devam ediyordu .Aradan aylar geçti yeni yıl kutlamasını Koca Dudak evinde organize etmeye karar verdi . Ben, Damla ve Koca Dudak'ın bir kaç arkadaşı hep beraber içkilerimizi oyunlarımızı alıp onlara gittik . Gece 23.45 te Koca Dudağın telefonu çaldı . Arayan Bacaksız'dı ve onu nasıl özleyip geri istediğini anlattı. Telefonu ben açtım , sesimi duyunca hemen kapadı. Yeni yıla girmek üzereydik geri sayım başlamıştı . Bir anda ışıklar karardı . Arkadan bizim şarkımız çalıyordu (Model Değmesin Ellerimiz o zaman yeni çıkmıştı sanırım ) Dizlerinin üzerine çöktü , ellerimi tuttu ve o boncuk boncuk bakan gözlerini gözlerime dikip " Sen başıma gelen en güzel şeysin bir gün evlen benimle ." dedi . Hayatımda ilk kez mutluluktan ağladım . Arkadaşlarıyla bile , iki senelik ilişkimizde ilk kez beni bir araya getirmişti ve şimdi onların önünde evlenmekten bahsediyordu ve bunları söylerken daha lise üçteydik. Başardım dedim içimden . Sonunda yaptım onu değiştirdim artık telefonunu da karıştırabiliyordum , arkadaşlarıyla zaman geçirmeme de izin veriyordu en önemlisi sadece benim olmamı istiyordu . Sakın beni yanlış anlamayın evlilik en korktuğum şeylerden biridir . Şu yaşıma geldim hala en büyük kabuslarımda kendimi gelinlik giyinmiş nikahtan kaçmaya çalışırken görürüm . Ama on yedi yaşımda onu duymak güzel geldi . Gece dörtte evlere döndük . Koca Dudaktan üç gün haber alamadım . Telefonlarımı açmadı mesajlarıma dönmedi . Üçüncü günün akşamında ağlayarak beni aradı .
- Bero olmuyor yapamıyorum lütfen beni affet kendine iyi bak .
Köpeğin soyu ! Lan bana üç gün önce ilanı aşk eden anan mıydı ?? Şu " olmuyor yapamıyorum" a da hastayım . Neyi yapamıyorsun kardeşim ? Sanki ben ilişkide her gün sana eziyet çektiriyorum , her gün taş taşıtıyorum sana . İnanın neden bile demedim . Telefonu suratına kapattım . Ben biliyorum malımı çünkü onu aramam sormam önemsemem daha çok uzaklaştıracak . Bunlara it gibi davranacaksın anca öyle beyin fonksiyonları yerine geliyor . Bu sefer ağlamayacağım dedim . Hayatıma hiç girmemiş gibi devam edeceğim ve hiçbir anıyı hatırlamayacağım . Nasıl yaptım bilmiyorum ama arada böyle formatlıyorum kendimi şu an ki ilişkimde de bazı ayrılıklarda yatalak hayat bazı ayrılıklarda oh hayatıma bakıcam hobaley kafası . (Evet genelde ilişkilerimde yüz bin tane ayrılık yaşadığım için bunu normal bir şekilde anlatabiliyorum . ) O sırada daha mucize bir şey oldu . İlk bölümde ki bana maymun diyen Deniz T. bir gün okul çıkışı beni kenara çekti ve sevgilim olduğu için bana bir türlü açılamadığını ama ayrıldığımızı öğrendiğini artık duygularını içinde tutamayacağını söyledi ! DEMET ABLA İLAHI ADALET DİYE BİR ŞEY VARMIŞ HELAL OLSUN KIZ SANA ! Tabiki gülümsedim sadece ama bu hikayede burda bitmiyor oda sonra ki bölümde artık... On gün sonra okul çıkışımızda hep gittiğimiz apaçi bir nargileci vardı yine bütün ekip oraya gittik . ( Lise hayatı ve nargileciler moda yargılamayın ) İçeri bir anda Koca Dudak girdi . Ay bu çocukta da alışkanlık oldu artık pat diye mekan basmalar , sen daha dur köpek! Sülo'yla konuşmuşlar oda benim çok üzüldüğümü ve yardım etmek istediğini söylemiş ( Erkek kankalar böyle anacım hemen doğruları söylüyorlar , desene hayır ooo seni unuttu her gün başkası yok! Ne varsa kız kankilerde Damlaya sorsa cevabı yapıştırırdı " of o çok mutlu daha çok beklersin " )
Özür diledi tabi , hemen kabul etmedim ama bir hafta sonra " Sanırım bende sensiz yapamıyorum " diye tırıs tırıs kürkçü dükkanına .
2013 yazıydı . Son yazımız olabileceğini düşünmemiştik ikimizde . Size altıncı hissimin ne kadar kuvvetli olduğunu ve nasıl mükemmel bir falcı olduğumu mütevazilik YAPAMADAN söylüyorum . Arada böyle geliyorlar bana tabi . Bir gece uyurken kabusumda Bacaksız'ı gördüm . Kan ter içinde uyanıp Bacaksız'ı aradım .
- Bana hemen yılbaşında ben eve gittikten sonra ne olduğunu anlatıyorsun Bacaksız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstediğim Tek Şey Az Biraz Mutluluk
RomansaHiç bir zaman " Ay kızım asla yazmayacağım . At gibi giden it gibi döner . Süründürücem o köpeği . 4S kuralı var bir kere bak nasıl pişman olacak o . Arayacağımı düşünsün hahahaahah ben bitirdim bunları kızım yenisi aşağıda arabayı park ediyor" ins...