"Teşekkürler."dedim.Açıkçası böyle birşey demesini beklemiyordum.Evet evet,hiç beklemiyordum.
"Hazır mısın sen?"dedim ardından.
"Evet."
"Çıkalım mı o zaman?"
"Olur."
Otelden çıktığımızda kapıdaki görevliye birşeyler söyledi ve araba 30 saniye içinde kapıda oldu.Justin'in açmasını beklemeden -ki bekleseydim de açmazdı- ön koltuğa yerleştim.O da ardımdan şöför koltuğuna oturdu.
"Nerede kalıyor bu senin eski sevgili?"dedi.'Eski sevgili' demesini umursamadan evini tarif ettim.Buraları biliyormuş sanırım.
Araba yavaşlayınca otele uzak olmadığını anladığım Cedriclerin evine geldiğimizi anladım.
"Gelmemi ister misin?"
"Gerek yok.İşim bitince ararım seni.Teşekkür ederim."dedim.
"Kendine iyi bak.Yine bir yerlerine dikiş attırmak zorunda kalmayalım."
"Merak etme yavrum,o sadece bir kere olur."dediğimde sırıttı.
"Umarım."
Arabadan inip evin önüne geldiğimde durdum.Arkama baktım.Justin hala arabanın içinde bana bakıyordu.Kafamı çevirip derin bir nefes aldım.Sonra zile bastım.Kapıyı yaşlı gözleriyle Shelley teyze açtı.Cedric'in annesi.
"H-hoşgeldin yavrum.İyi ki geldin.Geç.Cedric içeride."dediğinde ezbere bildiğim evde ilerlemeye başladım.Cedric'in odasının önüne geldiğimde hiç tereddüt etmeden içeri girdim.Yatağında uzanmış,üzerinde bir battaniye vardı.Karşısında da bir televizyon,elinde kumanda.İzliyor işte bir şeyler.Geldiğimi anlasın diye yalandan öksürdüm.Aniden kafasını bana çevirdi ve gözleri kocaman oldu.
"L-lenda...Sen...Geldin!"dediğinde gözlerimden bir-iki damla yaş süzüldü.
"Geldim tabi şapşal."
"Gel ve sarıl artık bana.Kalkıp yanına gelip seni havada döndürmeyi isterdim ama...Biliyorsun işte."dedi ve acı acı gülümsedi.Hızlı adımlarla yanına gittim.Yatağının köşesine oturdum.Sıkıca sarıldım ona.Sıkıca.Hiç bırakmayacakmış gibi.Canını acıtmamaya özen gösteriyordum.
"Özledin mi beni bari?"dedi.Herşeye rağmen bu sevecen tavrı en sevdiğim huyuydu sanırım.
"Tahmin edemeyeceğin kadar çok."dedim.
"Bu gün benimle uyur musun?"dedi.Hiç tereddüt etmeden kafamı salladım.
"Yanlız bir dakika birini aramam gerekiyor."dedim.
"Özleyeceğim seni."dedi.Gülümseyip odadan çıktım ve Justin'in numarasını tuşladım.
"Efendim?"
"Şey Justin,Cedric'in bana ihtiyacı var.Bu gece burada kalmak istiyorum."
"Tamam."
"Teşekkür ederiiiim.Çok sağool.Çok iyisiin.Seni çok seviyoruuum."diye son hecelerini uzatarak konuştum.
"Önemli değil.Ararsın."diyip kapattı.Hala egoist ama pofuduk bir ayı gibi bence.Pofuduk ayı?Saçmalama Lenda.
Tekrar Cedric'in odasına girdiğimde çantamı ve montumu masasına koydum.
"Sevgilin var değil mi?"dedi.
"Ne?"
"Telefondakine 'seni çok seviyorum' dedin ya."dedi.
"Hayır,yanlış anladın.Ailemin vekaletimi verdiği ailenin oğlu.Seninle kalmama izin verdiği için öyle dedim.Abilik yapıyor da şu aralar."dedim.Abilik falan yapmıyordu.Sadece Cedric iyi hissetsin diye böyle demiştim.
"Bak Lenda,lütfen bana acıma.Burada olmak zorunda da değilsin."dediğinde yanına gidip uzandım.
"Acımıyorum sana.Yanında olmak istiyorum."dediğimde zorlukla gülümsedi.
"Teşekkür ederim."
***SABAH***
Gözlerimi açtığımda Cedric'i görünce gülümsedim.Onu haratsız etmek istemesem de kıprandım.Hemen gözlerini açtı.Uykusu derin değildi.Ufak şeylerde uyanabiliyordu.
"Uyandırdığım için özür dilerim."
"Asıl ben özür dilerim."dedi.
"Neden?"dedim.
"Sanırım itiraf vakti geldi.Öncelikle benim oyunuma uyanlara kızma.Onlara ben yalvardım.Seni unutamadım daha.Çok ama çok özlemiştim sadece.1 hafta olsa da özlemiştim işte.Son kez birlikte uyuyalım istedim,son kez yanımda ol istedim.Özür dilerim Lenda.Duygularınla oynadıysam özür dilerim.Felç falan olmadım.Bu bir bahaneydi."dedi ve yataktan kalktı.Yürüyebiliyordu.
"F-felç o-olmadın mı yani?"dediğimde kahkaha attı.Sonra saçma sapan dans etmeye başladı.Evet,felç falan olmamıştı.Ama beni oyuna getirmişti.
Profilimden yeni kitabıma da göz atın lütfeeen.Sizi çok seviyoruuum.
-Tutku