-17-
(İtiraf ediyorum,o kadar güzel bir bölüm olmadı.Tekrar özür diliyorum.Bölümü ‘@Biebs29’ adlı arkadaşa ithaf ediyorum.Sizi çok seviyoruum!
Multimedyada:Davetsiz misafirimiz! (öğreneceksiniz) )
Kapıdan çıktıktan sonra direkt eve gitmeye karar verdik.Bahçeden çıkarken tüm gözler üzerimizdeydi.Ben olsam ben de bakardım açıkçası.Kendime değil ulan!Yanımdakine.Abartmıyorum.Gerçekten belirlenememiş bir uzay cismi gibi.Belirlenememiş diyorum çünkü belirlenememiş.Of çok saçma oldu.
Arabaya bindiğimizde Justin'e "Annenler ne zaman geliyor?"dedim.Bir de bu konu vardı."Bilmiyorum ki..."dedi."Arayayım."
Kafamı salladım.
Arabayı sürerken çok çekici gözüküyordu.Bir de gözündeki güneş gözlükleri...Cebinden telefonu alışı...Ben Justin'e aşık falan değilim.Ben Justin'e tapıyorum resmen!
Telefonu yavaşça aldı.Yola bakarak -yani dikkatli sevgilim- rehberden annesinin ismini buldu.Sonra yavaşça ismi kaydırdı ve aradı.Sonra aynı coollukla telefonu kulağına götürdü.5-10 saniye bekledi ve sonra annesi cevap verdi.
"Merhaba anneciğim...İyiyiz...Sen nasılsın?....Sevindim...Ne zaman dönüyorsunuz?...Kararınızı mı değiştirdiniz?...3 ay mı?...Yaaa....Anneannem kanser mi olmuş?...Ziyarete geliriz anneciğim...Tamam anne merak etme...Peki anneciğim...İyi tatiller...Görüşürüz."diyip kapattı.
"Anneannem kanser olmuş!"dedi."Oha."diye mırıldandım."İyi miymiş?"
"Tam olarak bilmiyorum ama dedem öldüğü için annemler yanlız bırakmak istemiyorlarmış.3 ay daha oradalarmış.Bir ara ziyarete gitmemizi istiyorlar."dedi.Kafamı salladım.Justin telefonu cebine tekrar attı.Sonra evimizin tersi yönüne saptı.
"Nereye gidiyoruz?"dedim."Hastahaneye."dedi.Kahretsin!Dikişlerim çıkacaktı değil mi?
***
"Ahhh!"diye acıyla inledim."Narkoz falan veremez miydiniz?"
"Böyle gerekiyormuş Lenda.Sus da adam işini yapsın."diyen Justin'e kötü bakışlarımı fırlattım.Doktor dikişlerimi çıkartırken bana narkoz vermemişti.Ya da uyuşturmamıştı.Her neyse işte.Lanet olasıca!
Beyaz üniformalı yaşlı adam ellerini kafamdan çekti ve "Geçmiş olsun."dedi.Ne kadar geçebilir ki?Canımı yak,yak...Sonra 'geçmiş olsun' de.Var mı öyle iş oğlum?
"Sonunda."diye mırıldandım.Justin bana tip tip bakarken 'ne var lan?' bakışlarımı yolladım.
"Gidebilir miyiz?"dedi Justin.Bu sefer teşekkür edici bakışlarımı yolladım.Durmadan bakış yolluyorum.Mal mıyım neyim?
"Gidebilirsiniz."dedi doktor.O an kalkıp onu şapur şupur öpmek istedim ama yapmadım tabiki.Çünkü ben uslu bir kızım.
Kafamı sallayıp hemen kalktım yataktan.Ya da yatak dememeliyiz.Bir şey işte.Ne önemi var?Montumu giydim ve odadan çıktık.
“İyi misin?”dedi Justin.
“İyiyim.”dedim.”Artık gidebilir miyiz?”
“Gidebiliriz.”
***
Eve gelince koltuğa boylu boyunca uzandım.Yayıldım.Yattım,zıbardım.
“Aç mısın?”diye seslendi Justin.
“Hayvan gibi.”dedim.
“Normal açlığın yani?”diye bağırdı.
“Çok komiksin.”dedim.”Aç değilim,yemiyorum.”