GÜZ YAĞMURLARI

602 38 54
                                    


Düğün, eğlenceler, Hilal'in şarkılar söylemesi. Kara bulutlu İzmir'e umut olmuştu. Kendini daha fazla tutamayan Leon Hilal'i düğünden alelacele çıkarmış, buluştukları, birbirlerine sığındıkları yamaca götürmüştü. 

Öylece geceyi izliyorlardı. İkisi de düşünceliydi. Hilal yaptıklarını sorguluyor, Leon sevdiğine ihanetin yükü altında eziliyordu. Kolları arasındaki kız onu değiştirmişti. Atina ve İzmir'deki Leonlar karşı karşıya gelse diye düşündü bir an. Birbirlerine kan kusacakları kesindi. Fakat sonunda birbirlerine sarılı şekilde Hilal'in kolları arasında can vereceklerini biliyordu. İki farklı Leon vardı belki ama onların tek ortak noktasıydı Hilal. Biliyordu ki bu genç kızı Atina'da da görse ona kapılacaktı. Belki zordu inanması ama başka bir yerde, başka zamanda ve bambaşka bir durumda da olsalar yine onu seçerdi kalbi.

Hilal ise korkuyordu. Belli etmese de Leon'un mutsuz olduğunu biliyordu. Onun mutsuzluğuna derman olamamak canını yakıyordu. Onu göğüs kafesinin en ücra köşesinde saklamak istiyordu. Bir anne şefkatiyle ama bir sevgili kadar bencilce. Yüzüne bakamıyordu, o da aynıydı işte. Suçluluk duyuyordu. Bu adam sayesinde büyümüştü o. Ve büyümenin ne zorlu bir şey  olduğunu öğrenmişti aşk sayesinde.  Küçük bir kız çocuğunun ruhu ile bir adama aşık olmuştu. Ulaşılmazı istemişti ve ilk defa büyük bir emanet verilmişti ona, bir armağandı aşkı. Vatan sevdasına ne kadar kırdığını düşündü sevdiğini. Ki o vatanına ihanet bile etmişti, Hilal için. 

Ani bir hareketle Leon'a döndü genç kız. Gözleriyle uzun uzun izledi o dokunmaya kıyamadığı yüzü. Leon ne olduğunu biliyordu. Tanıyordu karşısındaki kadını. Evet, Leon'a göre o güçlü bir kadındı. Yanında durmaktan gurur duyduğu bir kadına aşıktı. Yavaşça yeni yeni çıkan sakallarını okşadı Hilal. Dokunsan ağlayacaktı ama gözyaşları akmayacaktı bu defa. İçinin feryadını bastıramıyordu artık. Leon'da saçlarını okşadı, kırmaya korkarak. Narin dokunuşlar tenlerini kor ateş gibi yakarken kapattılar gözlerini. Önce elleri birleşti, yavaş yavaş da alınları. Minik bir feryat koptu dillerinden.

'' Özür dilerim. ''

Yaşadıkları, yaşattıkları ve yaşatacakları şeylerin özrüydü bu. İkisi de ağır yüklerin altında ezilen birer yorgun yürekti. Sarıldılar sakince. Aceleleri yoktu. Zihinlerine kazımaları gereken kokuları vardı daha. Bir mühür gibi iz bırakacak öpüşleri vardı. Kaplerine geçirmeleri gereken sözleri vardı bir de. 

'' Bir şey isteyeceğim senden Hilal. Bu gece bırak kendini akışına. Unutalım bir an için tüm o yükleri. Kim olduğumuz, yaptıklarımız, bize biz istemeden yüklenen her şeyi unutalım. İki sevdalı genci olalım İzmir'in. Her an ayrılabilecekmiş gibi açık, hiç ayrılmayacakmış gibi umarsız olalım. Kokun en güzel parfüm olsun üstüme. Yanağındaki tek kırmızılık şu yanımdaki tatlı utancından olsun. Bu gece bizim olsun sevgilim. ''

Konuşmak yerine, göğsüne sığınmayı tercih etti Leon'un. En çok buna ihtiyaçları vardı. Gülümsediler. Bu sefer ki hakiki idi. İçten ve sıcak.

'' Leon, Atina'daki seni anlatsana bana. Asker olanı değil ama. Oradaki seni merak ediyorum.''

'' Sen şuna orada hiç birini sevip sevmediğini merak ettim desene. Açıkça sorabilirsin, sorun değil agapi mou.''

'' Ne alakası var canım? Ya da madem açık olacağız, evet merak ettim. Sen sanki hiç etmiyorsun.''

Yaptığı savunma gülümsetmişti Leon'u. Sahi Hilal birini sevmiş miydi önceden?  O mavilikler başka birine de aşkla bakmış mıydı? Hoşnutsuzluk kapladı tüm vücudunu. Düşüncesi bile yakmıştı canını.

'' Sevdin mi? ''

Ses tonundaki hissiyatı ruhuna işledi Hilal'in. Çekingen, korkak ama bir o kadar da meraklı bir soruydu bu. Aklına gelenlerle hafifçe tebessüm etti Hilal.

'' Sevdim. Ama uzun süre göremezdim onu. Geceleri döner, uyurken üstümü örter alnıma minik bir öpücük kondururdu. Uyuduğumu zannederdi ama ben uyumaz onu beklerdim. B-ben tapardım ona. Hayatta ondan daha korunaklı bir sığınak yoktu benim için. Sarılmayı, bana minik serçem demesini öyle severdim ki. Onu dünyalara değişmezdim. Sonra şehit oldu dediler. Ağladım, kaç gün kaç gece bilmiyorum. Yedi yıl sonra, çıktı geldi bir gün. Üstündekilerden bahsetmeyeceğim. Geldi, ama ölü kaldı. Tek bir iyi yanı oldu dönmesinin. Yanında bir de bir teğmen getirmişti. Başta görsen nasıl nefret ettim ondan. Yedi yılın intikamını ondan çıkarıyordum. Ama aramızda kalsın, geceleri sürekli özür dilemek istedim ondan. Çok şey yaşadık onunla. Onu ne kadar anlatsam az. Kendimi güzel bulmazdım ben. Bana kendimi hatırlattı o. Aynaya baktığımda görmemi sağladı. İşte biri ilk aşkım, diğeri ise tek aşkım. ''

Duyduklarına inanamadı Leon. Oysaki o Hilal'in duru güzelliğinin dillere destanlığını daha İzmir'e ilk adım attığı gün duymuştu. Derin bir öpücük kondurdu sevdiğinin başına.

'' Atina'da herkesin dilindeydi bu oğlan. Nasıl olmasın ki?  Burnu havadaydı o zamanlar. Kendini beğenmişti. İnsanlığı biliyor fakat onu etten bir duvarın altına gömmeye çalışıyordu. Herkes ona itaat ediyor, sözünü dinliyordu. Hiçbir farkı olmadığı halde kendini üstün görüyordu diğerlerinden. Ama o üniformayı çıkardığında gardı da düşüyordu. Yalnızdı. Onu anlayan bir arkadaşı vardı sadece. Onun kadar cesur olabilmeyi bir şeyleri yaşamadan başarabilmeyi istedi sonradan tabii. Anne ilgisi yoktu, baba kavramı komutanla yer değiştirmişti. O yalnızdı ve hiçbir zaman yalnızlığını gideremedi orada. Denedi, bunu senden saklamayacağım. Fakat hep başarısız oldu. İşgal için geldiği bu topraklar ona en güzel hediyeyi sundular. Ona yalnızlığı unutturdu bu şehrin armağanı. Sevgiyi öğretti, insanlığını gün yüzüne çıkardı ve cesaretlendirdi. O armağan ona benliğini geri  verdi. ''

Fark ettiniz mi? Yaraları ne kadar benziyor aslında. Dilleri farklı, dinleri farklı, milletleri farklı. Ama acılar, yaralar insanların kendilerine koydukları sınırları umursamaz. Duygular ayrım yapmaz. Duygular sadece esir alır. Bu çiftte duygulara esir düştüler.  Aşk umarsızca bağladı onları birbirlerine. Tanrı bir yazdı kaderlerini. Bu hayat hiçbir zaman tesadüflere olanak vermedi. Onlar birbirlerine, birbirleri için gönderildiler...


FAZLASIYLA DUYGU DOLU BİR BÖLÜM OLDU. UMARIM SİZ DE BENİM GİBİ DUYGULARI HİSSEDEBİLMİŞSİNİZDİR. BEĞENMENİZ DİLEĞİYLE... GÖRÜŞLERİNİZİ BİLDİRMEYİ UNUTMAYIN. 

AVTÍOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin