Evin içinde dolanıp duruyorum saat beş buçuk beklemekten nefret ediyorum. Dışarıda bunaltıcı sıcaklık var uykum geliyordu zaman geçsin diye uyumak için odama girdim telefonun alarmını ayarlayıp yatağa uzandım gözlerimi kapatığım gibi yeşil gözler gözümün önüne geliyordu. İçimi bir mutluluk kaplamıştı o sırada uyumuşum uyandığımda saat on buçuğa geliyordu. Yan odadan sesler geliyordu bizimkiler gelmişti gezmekten... Benim evde olduğumdan kimsenin haberi yoktu sanırım. Hızlı bir şekilde üstümü giyinip dışarı kapısına hızlı adımlarla ilerliyordum. Abim seslendi
-Sen evdemiydin?
-Uyuya kalmışım.
-Nereye böyle elini yüzünü yıkasaydın...
-Vaktim yok haşçakalın.Koşar adımlarla meydana ilerliyordum geç kalmıştım sonunda meydandaydım saat on bir'e beş vardı. Kimi bekliyeceğimi bile bilmiyordum.
Acaba gittilermi? Diye düşünürken telefonum çaldı (özel numara)-Efendim.
-Recep Kardaş ile görüşecektim.
-Benim buyrun.
-Bazı beklenmedik nedenlerden dolayı randuvu iptal edildi..
-Peki bir diğer randuvu ne zaman?
-Telefonumu bekleyin haber vermek için arayacağım.
-Tamam hoşçakalın.Yavaş adımlarla eve doğru gidiyorum. Arkamda birinin beni takip ettiğini farkettim bu bir şüphe olabilirdi. Ama tetbiri elden bırakmamalıydım. Yönümü değiştirdim. Bir sokaktan diğer sokağa giriyorum. 20 25 metre arkamdaydı uzun boylu zayıf biriydi. Sokağı dönünce bir apartmana saklandım ışıkları açmadan merdivenlerden çatı katına kadar yavaş ve sessiz bir şekilde ilerledim. Sakin ve soğuk kanlıydım çatıdan yavaş yavaş aşağıya bakıyordum sokağın sonunda elektirik direğinin hemen yanındaydı. Sakin bir şekilde binalara ve balkonlara bakıyordu. O sırada karşı apartmanda bir adam balkona çıkarak atrafa bakındı bir dakika boyunca içeriye girince beni Takip eden adamda sürekli o pencere bakmaya başladı. Nefes nefeseydim yanima güvercin kümesi ve sandalye vardı. Sandelyeye oturdum beni takip eden adamın gitmesini bekliyorum saat gece bir buçuk o hala aynı yerde. Bende aç ve çaresiz bir şekilde bekliyorum sandalyede gözlerimi kapattım yeşil gözler geldi gözümün önüne bir rüyanın içindeyim ama gerçek gibi bir evin içindeyiz karşımda gülçin var bana bakarak gülüyor. Bir ses duyuyorum yabancı bir ses kalk diye gözlerimi açtım karşımda 23 24 yaşlarında esmer bir bayan...
-Ne işin var burda sende kimsin?
-Şey ben...
-Ne şey sen nasıl çıktın çatıya?
-Merdivenden.
-Tabi ya iki gündür güvercinlerimi çalan sensin.Hırsız diye bağıracakken hızlı bir şekilde yanına yaklaşarak ağzını kapattım.
-lütfen bağırma ben hırsız değilim, gece çıktım çatıya zor durumda kaldım.
Elimi çektiğim gibi koşarak merdivenlerden indim sokak kalabalıktı. Koşarak sokaktan çıktım bağıracağını düşünmüştüm ama bağırmadı. Bitkin bir haldeydim yavaş adımlarla ilerliyorum sürekli arkamı dönüyorum hala peşimde biri varmı diye.. ama kimse yoktu yolumu uzatarak bir sokaktan diğer sokağa giriyorum. Bizim sokağa geldiğimde arka balkondan tırmanarak girdim eve, kimse yoktu evde üstüm berbat haldeydi yorgun ve açtım odama girdim. Gülçin ve ecem vardı ben odaya birden girince gülçin korkup eliyle yüzünü örttü. Ecem beni o halde görünce karmaşık duygular içindeydi
-(titrek ve korkmuş bir ses tonuyla) ne oldu sana bu halin ne
-Sakin ol! korkulacak bir şey yok. Konuşmamız lazım acil gel benimleHızlı adımlarla küçük odaya girdik ve kapıyı kilitkedim.
-Gitme dedim sana içimde kötü bir şey vardı dedim ama dinlemedin beni...
-Buluşmadım kimseyle sakin ol!
-Ne oldu o zamanBaşımdan geçenleri anlattım ona biri tarafından takip ediliyorum kim olduğunu bilmiyorum, benden ne istediğini de bilmiyorum tek bildiğim ondan önce benim onu bulmam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yavaş yavaş ölüyorum
General FictionOnu gördüğümde garip bir his kapladı içimi~arkadaşlar kitabım töre yada terör kitabı değil dir...