Misafir

1.7K 907 529
                                    

Saat gece on ikiye geliyordu. Koşturarak açık manav aramaya başladım. Sonunda bulmuştum. Bir kilo erik alarak en yakın arkadaşımın balkonuna tırmanmak için arka bahçeye gittim. Ama bu gece arkadaşımın kuzeni Büşra uyanıktı. Uyumasını bekledim bir süre. Işıklar sönünce demirlerden yukarı doğru tırmandım. Benimki uyumuştu yavaş yavaş yanına yaklaştım gözleri ağlamaktan şişmişti. Üzüntüsü her halinden belliydi. Hırkamı çıkarıp üstünü örtüp. Yanına uzanarak gök yüzündeki yıldızları seyrediyordum. Her yıldız bana peçeli bayanın gözlerini anımsatıyordu. Hayallere dalmıştım. Ecemin uyanacağı yoktu bende tatlı uykusundan uyandırmak istememiştim. Eriklerden Ecem in baş harfini yazdım. Tam eve gitmek için kalkmıştım ki uzaktan akrabalarımızın   evimize misafirliğe geleceğini hatırladım. Gece saat dört gibiydi sabah ezanı okunmadan eve gitmek için sesizce balkondan aşağı indim. Kulaklığı takıp müziği son ses açtım çalan şarkı. Yavuz Bingöl'den türkü gözlüm duygulandım, bir daha onu görmicektim sade kırk beş dakika, kırk beş çok kısa zamandı nasıl unutabilirdimki gözlerini ama unutmalıydım. Bir daha görmeye bilirdim ama içimde bir umut vardı. Onu tekrar görme umudu. Eve gelmiştim ama anahtarım yoktu bende sessizce balkondan tırmandım. Benim odamın ışığı açıktı kardeşim uyanıktır diye odama girmedim. Sabah ezanı okunmuştu. Bende gün doğmadan abdesimi alıp namaz kılmak için odama girdim. İçeri girince şok oldum iki tane bayan namaz kılıyordu. Ben hala şaşkınlık içerisindeydim. Onlar yeni başlamıştı namaz kılmaya. Bende şaşkınlığımı bir kenara bırakıp mutfağa gidip namaz kılmaya başladım. Namazımı bitirdikten sonra dışarda sıcak hava vardı. Bende balkona çıkıp  yerdeki halıya uzandım yıldızları seyretmeye devam ettim. Bu hayatta bir şey daha seviyorsam oda yaz yağmurundan sonraki sıcak havaydı yıldızlara bakarken uyuya kalmışım. Abim beni uyandırmak için yanıma geldi...

-Recep uyan..
-Çok uykum var abi beş dakika daha
-Kalk misafirlere hoşgeldin de.

Ben uyanmıyınca başımdan aşağı bir şişe su döktü o an zıplayarak ayağı kalktım.

-Hadi misafirler bekliyo seni zaten dün gece kızları korkutmuşsun..  
-benim odamda yatacaklarını söyleseydiniz korkutmazdım. 
-Eve erken gelseydin söylerdik.
(Sinirli bir şekilde)çocuk gibi davranma artık git elini yüzünü yıka büyük odaya gel. Dedi

Üstümü değiştirmek için odamın kapısına tıklattım kimse varmı diye

-Buyrun
-Müsaitmisiniz üstümü değiştirmem lazım da..
-Tabi buyrun bizde tam odadan çıkıyorduk zaten..

O an kapı açıldı karşımda o vardı yeşil gözlü bayan. İkimizde şaşkınlık içerisindeydik. Annem mutfaktan bana seslenip yanına çağırdı hala şaşkınlık içerisindeydim. Ayaklarım titriyordu heyecandan dolayı

-Gece nasıl girdin eve? 
-(Gülerek) balkondan. 
-(Sinirli bir şekilde)ben sana kaçkere balkondan eve girme dedim? 
-Gece saat 5 gibi geldim. Eve hepiniz yatıyordunuz napsaydım?

Ablamda geldi yanımıza
-Git çabuk üstünü değiştir hasta olucaksın yoksa.. 
-Tamam tamam gidiyorum.

Hızlı adımlarla odamın kapısına gittim. Onu camdan dışarıyı  seyrederken gördüm ilk yüzünü gördüğüm andı. Yüzündeki gülümseme dünyaları verseler değişmiyeceğim tek şey oldu.

(Bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçmez. Bir kadının gülümsemesi direk olarak erkeğin kalbinin derinliklerine iner...)

Yavaş yavaş ölüyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin