Aradan bir sene geçti. Tam bir sene ailemden hiç haber alamadım onlarda benden habersizler belkide öldüğümü düşünüyorlardır. Bugün dokuz eylül 2017 doğu Kudüs'te yeni açılan yahudi karakoluna polis olarak atandım ben bir yahudiyim adım David Robert. Recep kardaş a ait ne varsa yok oldu, her şey silindi. Fotoğraflar, parmak izi, mobese kamaraya ait görüntülerim hepsi silindi. bir senedir, saklanıyorum bir hayat kurdum kendime David robert olarak hayatımı sürdürüyorum, doğu kudüs'te tek başıma yaşıyorum. Tabi herkes öyle biliyor. Yeni görevim David olarak yahudi polisi olmak. MİT'ı bu yüzden beni kudüs'e yolladı tek kuralları aile kurmamamdı bense bu kuralı çiğnedim. Kimsenin bilmediği bir aile kurdum kendime.. gizli bir hayatım vardı. Bense bir tane daha gizli hayat kurdum kendime. Bir sene boyunca David olarak sade bir hayat sürdürürken, diğer yandan recep kardaş olarak Kudüs' te yahudilere karşı eylemleri gerçekleştiriyorum. Bir sene boyunca öldürdüğüm yahudi sayısı seksen dört tane.. her yerde Recep kardaş olarak beni arıyolar bense şimdi bugün onların yanına gidiyorum sakin güler yüzlü olarak gidiyorum, benden ve benim gibi müslümanlardan nefret eden insanların yanına gidiyorum. Acaba biz onlara ne yaptıkta biz müslümanlardan bu kadar nefret ediyorlar? Nasıl bir nefret mi? Kundak taki bebekleri öldürecek kadar bir nefretten bahsediyorum. bu kadar alçak bebek katilleriyle nasıl bir arada durucam aklım almıyor. Benim yanımda bir müslümanı öldürmek isterlerse ben nasıl engel olucam bilmiyorum... Her yer harabeye dönmüş, burası Kudüs biz müslümanların kutsal mekanı peki diğerleri nerde? neden bir tek filistinli müslümanlar Kudüs'ü korumak için canını veriyo? Karakolun önüne geldim aklımda hala o sorular var merdivenlerden yukarı çıktım kapıya yaklaştım arkamı dönüp gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım... Ve girdim içeri. İkinci kata çıktım, müdürün odasını arıyorum. Herkes yoğun bir şekilde çalışırken iki kişi biri kız diğeri erkek oturmuş sohbet ediyordu yanlarına giderek...
"Mehaba müdürün odası ne tarafta acaba?"
"Müdür yardımcısı bizim yanımıza geliyor. Ne söylicekseniz ona söyleyin." Dedi sırıtarak.
Kısa bir bekleyişten sonra Müdür yardımcısı yanımıza geldi...
"Demek toplandınız. Hoş geldin David." Diyerek elimi sıktı
"David olduğumu nerden bildiniz efendim?" Anlamsızca baktım ve...
"Seni ekibe ben aldım çünkü kim olduğunu nasıl biri olduğunu biliyorum... Hadi çalışma odanıza gidelim." Dedi. Müdür yardımcısı önümüzde yürürken ben tam arkasındaydım diğer iki kişi ise arkamızda fısır fısır birşeyler konuşuyorlardı... Müdür yardımcısına yaklaşarak.
"Efendim isminiz nedir?" Diye sorduğumda fazla süre geçmeden cevabı vermişti.
"Amir samar."
"Peki biz neden toplandık nereye gidiyoruz? "
Koridorun sonunda kırmızı renge boyanmış kapıyı açarak "girin içeri."Dedi Amir samar içeriye girdiğimizde etrafa bir göz attım küçük bir odaydı, orta boyda bir masa pridoksiyon makinesi ve iki adet laptop vardı.. masanın üzerinde odanın içi kırmızı renge boyanmıştı sani yeni gibiydi hala boya kokuyordu"oturun."Dedi Amir samar...
"Belki bilginiz vardır. Bir senedir başımıza bela olan Recep kardaş şuana kadar tam seksen beş polis öldürdü.. tüm eylemlerin arkasında o var. Bu ekip onu bulmak için kuruldu sadece üç kişi den oluşan bir ekip sınırsız yetkiye sahipsiniz. Asna, Amiral daha önce ikiniz beraber çalıştınız uyum sağlayacağınazdan eminim. Sana gelince David robert yukardan torpilli olduğun için polislikten atılmadın eğer bir tane bile bizden bir polis öldürürsen içeri atarım seni..." Diye devam etti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yavaş yavaş ölüyorum
General FictionOnu gördüğümde garip bir his kapladı içimi~arkadaşlar kitabım töre yada terör kitabı değil dir...