2.8

3.2K 352 216
                                    

Chanyeol.

Baekhyun'un yazdığı son mesajı gördükten sonra içimdeki suçluluk duygusuyla birlikte bir damla gözyaşı süzülmüştü yanaklarıma. Kendi yaptığın şeyden utanmanın, tiksinmenin ne olduğunu ben daha şimdi anlıyordum. Hepsi benim aptallığım yüzümden olmuştu. Ne olacaktı ki o partiye gitmeseydim? O kadar içmeye ne itmişti ki beni?

Ben suçluluk duygusuyla kendime eziyet ederken elimde olan telefondan gelen mesaj sesiyle birlikte tüm dikkatimi telefona vermiştim.

Gökyüzü💙: Chanyeol biliyorum söz verdim ama sanırım ilk kez sözümü tutamayacağım. Belki bir daha dönmem diye sana veda etmem gerektiğini düşündüm. En azından yaşattığın güzel zamanlar ve bana seni hatırlatacak anılar verdiğin için. Her şey için teşekkür ederim. Kendine iyi bak.

Olmazdı. Gidemezdi. Çok saçmaydı çünkü. Onun bana veda etmesi çok saçmaydı hem de. O gitmeden önce eve gidip engel olmalıydım. Evet, tam olarak bunu yapmalıydım.

Koşuyordum. Kaç dakika geçti bilmiyordum ve umursamıyordum da. Baekhyun'a yetişmeliydim. Sonunda evine önüne geldiğimde cebimdeki anahtarı zorlukla çıkarıp titreyen ellerimle kapıyı açmayı başarmıştım. Merdivenleri kalkarken tek istediğim Baekhyun'un odamızda olmasıydı. Yoksa kaybedecektim onu. Sonsuza dek hem de.

Yatak odasının önüne geldiğimde kapıyı açmaya korkuyordum. Odanın boş olmasına dayanabilir miydim bakın bunu bilmiyordum işte. Duyduğum hıçkırık sesiyle bir anda ellerimi kapı kulpuna doğru gitmiş ve kapıyı açmıştı.

Gördüğüm manzara beni öldürtecek cinstendi. Baekhyun yatakta çenin pozisyonunda uzanarak ağlıyordu. Gözünden tek damla bile akmasın diye uğraşan ben onun için için ağlamasına neden olmuştum.

Benim geldiğimi biliyordu ama hiçbir tepki vermiyordu. Kımıldamıyor veya ağlamasını durdurmaya çalışmıyordu.

"Baekhyun..." çatallaşmış sesimle fısıldamıştım adını.

"Gidemedim! Lanet olsun o kadar alışmışım ki sana gidemedim! Bırakamadım! Gitmek istedim, hâlâ da istiyorum ama yapamıyorum. Aşkın o kadar derinliklerime işlemiş ki."

Bağırarak başlanan konuşması fısıltıdan farksız şekilde bitmişti. Dayanamıyordum. Şu an o kadar utanç duyuyordum ki kendimden yer yarılsın da içine gireyim diyordum.

"Her şey güzel gidiyordu. Hayatımda ilk kez sorunsuz bir şekilde yaşıyordum. Mutluluğu iliklerime kadar hissediyordum. Fakat şimdi tek hissettiğim hayal kırıklığı ve acı. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun Chanyeol?"

Cevap veremiyordum. Ne diyebilirdim ki? Her şeyin suçlusu bir nevi benken nasıl açıklama yapardım ki?

"Susma lanet olası! Susma! Bir şeyler söyle! Canım acıyor diyorum! Hiç mi umrunda değil?!" Tam karşımda durup yumruklarını göğsüme vurarak bağırıyordu.

"Yalvarırım Chanyeol bir şey yap. Senden nefret etmek istemiyorum ben! Nolur konuş!"

Yaşlı ve ağlamaktan kızarmış gözlerini gözlerime dikerek söylemişti. Yapabileceğim tek bir şey vardı ve Baekhyun'u kaybetmemek için yapmalıydım bunu.

"Benimle gel." dedikten sonra elini tutmuş ve onu incitmeyecek şekilde sürüklemiştim kendimle birlikte. Karşı çıkmıyordu. O da istemiyordu bitmemizi. O da inanacak bir şey istiyordu. O da benim gibi bu boktan durumdan kurtulmamızı umuyordu.

Evin kenarında duran uzun süredir kullanmadığım motosikletime taraf ilerledim. Baekhyun da beni takip ediyordu. Kasklardan birini onun eline tutuşturmuş ardından kendim de diğer kaskı takmıştım.

"Nereye gidiyoruz?" bağırmaktan ve ağlamaktan yorgun düşmüş sesiyle sormuştu.

"Beni bırakmaman için doğruları anlatacak kişiye."

~~~~~~
Yüksek hızlı ve tehlikeli bir sürüşün sonunda istediğim yere ulaşmıştık. Öylece dikilirken ikimize de tek kelime etmeden kapının açılmasını bekliyorduk.

"Burası kimin evi ve neden buradayız Chanyeol? Gitmek istiyorum." dedikten sonra gidecekti ki kolundan yakalayarak izin vermemiştim.

"Hae Jin'in evi ve sana istediğin açıklamayı yapabilmek için buradayız. Lütfen açıklamama izin ver. Ondan sonra  yine de gitmek istersen söz engel olmayac...."

Lafımı bitirmeden kapının açılma sesiyle ikimizin de bakışları aynı yeri bulmuştu. Bir zamanlar hayatımın aşkı sandığım kişi karışımdaydı ve benim ona karşı tek hissettiğim kızgınlıktı.

"Chanyeol? Neden buradasın ve arkadaş kim?"

"Sevgilim Baekhyun ve neden burada olduğuma gelirsek yaptığın şeyi telafi etmeni istemek için geldim."

Kafasını sallayıp geçmemiz için kapının önünden çekilerek bize yol açmıştı.

"İçeride konuşalım lütfen."

Baekhyun bana bakıp içeri geçtikten sonra ben de onun ardından içeriye doğru adım atmıştım. Bir şeylerin yola girme ihtimali vardı. Hae Jin olanları anlatırsa belki her şey yeniden eskisi gibi olurdu.

Üçümüz de koltukta otururken daha fazla beklemeden konulmaya başladım.

" Hae Jin senin yüzünden yeterince acı çektim ben. 2 yıla yakın bir zaman hayatım senin yüzünden karmakarışıktı. Fakat şimdi sonunda hayatımın aşkını buldum. Onu kaybetmek istemiyorum. O giderse ben gerçekten yaşayamam. Lütfen anlat o geceyi." 

Baekhyun'a baktığımda yeniden gözlerinin dolduğunu görüyordum. Hae Jin'in konuşmasını bekliyordu o da benim gibi.

"Üzgünüm Chanyeol ama..."

Kontrol edemeden attığım bir bölüm. Hatalarım varsa affola. :") Her şey için teşekkür ederim ve sanırım 3.0'de yani 2 bölüm sonra final yapacağım. Hem sıkılanlar olmasın, hem de tadında bırakalım diye.
Sizi seviyorum💜

beautiful mess/chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin