Payımıza Ayrılık Düştü

34 7 0
                                    

     
        Aslı mesajların bir çoğunu okumadan sildi. Zaten aynı sözler vardı bir çoğunda. "beni affet, ben bir eşeğim..." Neye yarardı özür dilemek, neyi geri getirirdi? Aslında hiçbir şeyi.

    Aslı anne ve babasının evde olmayışını fırsat bilerek Kerem'i aramaya karar verdi.

  Afettmeyecekti belki ama son kez Kerem'in sesini duymak istiyordu. Çünkü kalbi acısa da hâlâ seviyordu onu.
 
                           ***

   Eline telefonu alarak son arama listesinden Kerem'in numarasını seçti ve Kerem'i aradı.
    Telefon iki kere çaldı ve üçüncüde Kerem telefonu açtı.

    "Alo! Aslı, gülüm, hazan gözlüm, nihayet. Çılgına döndüm burda. Sesini duyamamak ne zordu bilsen. Affet beni aşkım, ne olur affet."

    Kerem Aslı'nın konuşmasına bile fırsat vermeden konuşmaya, özürler dilemeye devam ederken Aslı Kerem'in sözünü kesti.

   "Kerem, sus ve sadece beni dinle. Yaptığının affedilir bir yanı yok. Arkadaşım demeye dilim varmıyor, ona attığın mesajları tesadüfen okumasaydım kim bilir ne kadar zaman daha aptal yerine koyacaktınız beni.

   Ben seni sevmekten başka ne yaptım. Kalbimi ilk sana açtım ilk seni sevdim be ben!

   Sen bana bunu nasıl yaparsın nasıl? Hışttt! Sakın tek kelime etme ve beni dinle.
   Bundan sonra biz yani sen ve ben artık sadece kuzeniz sen artık sadece dayımın oğlu olarak kal başka bişey değiliz. Bunu da böyle bil."

    Aslı bunları söylerken yüreğine basılan kor ateşi hissettiğini anladı. Hem ağlayıp hemde bu sözleri sarfetmişti Kerem'e. Kerem haksızlığın verdiği duygu ile Aslı'nın üzerine daha fazla gitmek istemediğinden sessizce dinlemişti Aslı'yı.

     Kerem; "Bitti mi? Aslı. Peki bu söylediğinde emin misin. Bak bunun geri dönüşü olmayacak.
 
    Hatamın farkındayım. Bir daha olmayacağının sözünü de veriyorum sana.

   Ama madem bunu istiyorsun. Peki seni sevdiğimi unutma lütfen. Hoşçakal."

    Aslı" eminim artık benim için sadece derslerim olacak hoşçakal."
Diyerek telefonu kapatır. Ama gözlerinden yaşlar ırmaklar gibi akmaktadır.

"Bu nasıl bir acıdır Allahım! Diye içinden geçirir.

                           ***
   Aslı o gece sabaha kadar ağlamıştır. Ağladığı yerde uyuyakalmıştı.
   
   Sabah uyandığında her zaman yaptığı gibi telefonu eline alıp Kerem'e günaydın mesajı atacakken gece yaşananlar aklına gelmişti.

     Elini yüzünü yıkamak için lavaboya gittiğinde aynada şiş gözlerine bakıp "bak senden ne çabuk vazgeçti.
 
   Demek ki seni hiç sevmedi kızım. Hem hayatına bunca kişiyi alıp geri çıkarmış seni mi çıkarmayacaktı" diye kendi kendine konuştu.

    Aslı o gün o günden sonra hiçbir şey yemedi. Çok kilo verdi. Sınava az kalmışken bunların olması onun motivasyonunu iyice düşürmüştü.Deneme sınavlarına bile girmiyor, kimseyle konuşmaz hale gelmişti.

                              ***

   Günler sonra Kerem ilk kez mesaj attı Aslı'ya.
    "Bendeki emanetlerini ne yapayım. Sana nasıl ulaştırayım?"
  
    Aslı büyük üzüntü yaşamıştı okuduğu mesajın ardından. Gözlerine bir kez daha bulutlar çökmüştü. "ağlama kızım sakın ağlama" diyerek kendisi de mesajına yanıt yazdı.

    "Hiçbir şekilde! Sende kalsın sen gerekeni yaparsın. At gitsin!."

     Aslı yaşadıklarına hala inanamıyordu. Kalbi sıkışıyor, yüreği bedenine sığmıyordu adeta. Resmen bir deprem olmuş, kendisi de o enkazın altında karanlıkta kalmıştı.

     Aslı Kerem'den ayrıldıktan sonra aylarca günlerce kendisine gelemedi. Kendisini yazmaya, kendini en çok rahatlatan şeye verdi. Şiirlere...

   
    "Uzun soluklu sevdim seni ben oysa ki. Kalbim göğüs kafesime sığmaz gibi.

      Ne sesin var artık, ne de nefesin. Bize kalan hasret şimdi.

Biz mutluluk isterken, Payımıza Ayrılık Düştü. Artık gitme vakti."

YARE-İ DİL (KİTAP OLDU! ) Sipariş Adresi Www.pembevagonlar.com Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin