"Eliana dikkatli ol."
Alicia'nın tembihlerinden zar zor kurtularak odadan çıkmayı başardım. Kapıyı kapatırken bile bir şeyler söylüyordu. Biraz erken çıkmıştım ama en azından rahatça yürüyerek gidebilecektim. Hem öncesinde heyecanımı dinlendirmek daha iyi olurdu. Okulun bahçesinde loş ışıkların altında yavaşça yürüdüm. İri ağaçların dalları sanki bana uzana kollar gibi gökyüzünü sarmıştı.
Isabel'in ağacı açıklık alanda çocuklarını koruyan bir anne gibi köklerini sıkıca yere geçirmiş, heybetli bir şekilde duruyordu. Altında ise bir karaltı oturuyordu, yaklaştıkça onun Daniel olduğunu anladım. Beni görünce yavaşça ayağa kalkıp gülümsedi:
"Beklediğimden erken geldin."
Gülümseyerek karşılık verdim.
"Gidelim mi?"
Ağaçların arasında yavaşça yürüyerek yatakhanenin ters tarafına doğru ilerledik. İleride görkemli bir binanın karaltısını görebiliyordum:
"Gideceğimiz yer orası mı?"
"Evet"
Binaya yaklaştıkça gaz lambalarından süzülen ışık dış cephesini aydınlattı. Sanki yeni inşa edilmiş gibi bembeyaz mermerler gökyüzüne kadar kıvrılarak uzanıyordu:
"Burası görüp görebileceğin en büyük ve en eski kütüphanelerden biri."
Ağzım açık bir şekilde binanın oymalarını incelerken kafamla onayladım
"Peki beni neden buraya getirdin?"
"Biraz bilgilenmenin iyi olabileceğini düşündüm, ne de olsa artık özel birisin." saçlarını karıştırarak devam etti:
"Bir süredir biraz araştırma yapıyordum ve ben şey.. ilgini çekebilecek şeyleri sana da göstermek istedim."
Yani bunca süre o yüzden ortalıkta değildi, yemeklere geç gelmesinin sebebi bu muydu?
Daniel görkemli kapıları itti ve büyük bir gıcırtıyla kapılar ardına kadar açıldı. Duvarlar tavana kadar kitaplarla doluydu ve her bir katı zarifçe süsleyen demir kıvrımlar içerideki ışığı yansıtıyorlardı. Her katın orta boşluğunda belirli bir düzende birkaç masa bulunuyordu ve ay ışığı içerisini tepedeki cam yerden süzülerek aydınlatıyordu.
"Bay Feodarchia seni bu saatte burada görmeyi beklemiyordum"
Önümüzde birden bir silüet belirdi; havada yavaşça süzülerek yanımdan geçti ve buz mavisi gözleriyle beni süzdü:
"Sen yeni gelen öğrenci olmalısın; ismim Petunia. Buranın koruyucusuyum."
"Memnun oldum Petunia ben Eliana Soleil."
"Bu saatte sizi buraya çeken şey nedir genç öğrenciler?"
Daniel hemen araya girdi ve:
"Eliana'nın öğrenmesi gereken çok şey var Petunia. Ben de ona yardımcı olacak daha iyi bir yer düşünemedim. "
"Daha iyi bir yer olamazdı.Bu kadar kıymetli bilgiyi başka hiçbir yerde bulamazsınız, bir an önce araştırmaya koyulun o zaman ne bekliyorsunuz! "
Petunia fazlasıyla heyecanlıydı ama gözleriyle beni süzmesi hoşuma gitmemişti.
Daniel teşekkür ederek beni kolumdan çekiştirdi ve beni ilerideki koridora doğru yönlendirdi.
"Petunia buranın koruyucu ruhudur. İçeride çok kıymetli kitaplar bulunuyor ve Petunia'nın ruhu da bu kitaplardan birisinde sonsuza dek mühürlenmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
FantasyO gece durduraksız gök gürledi..Kral Vincent şatosunda güzeller güzeli eşi Eleanor'u ve minik Prensesi heyecanla beklerken her şeyden habersizdi... Kraliçe Eleanor ise son nefesini yağmurun başlamasından hemen önce vermişti.Cadı amacına ulaşamamış...