Bölüm 26

13.5K 939 94
                                    

Kraliyet bahçesi, gece geç saatler

Gölgelerin arasında bir siluet tüm saray uyumuşken bekliyordu. Bekçiler bahçenin bu kısmından geçmişlerdi yani bir sonraki geçişe kadar on dakikaları vardı.

Gelecekti, biliyordu. Kendisine ne kadar kızsa da onu göreceği için heyecanlanmıştı. İlk günden beri böyleydi, onu ilk gördüğü gün gülüşüyle kalbini çalmıştı. O onun olmalıydı, başkasını kollarında olduğunu düşünmek bile onu delirtiyordu. Yumruklarını sıkmıştı, onu yanına alacaktı, onların kaderinde beraber olmak yazılıydı, bunu biliyordu.

Beyaz mermerden özenle oyulmuş merdivenlerden aşağıya doğru inen karaltıyı gördüğü an kim olduğunu anlamıştı. Adımını atışını, cüppesinin altından kurtulmayı başarmış ipeksi sarı buklesini, merdivenlerden hızlıca inerken görülen ipek geceliğini görmesine gerek bile yoktu. Tam yanından geçeceği sırada onu belinden yakalayarak bulunduğu karanlıklara doğru çekti.

"Bu ne-"

"Bu gece yine çok güzelsin, birisinin seni görmesi riskini alamazdım."

"Seni birisi gördü mü?"

"Hayır, bir süredir seni burada bekliyorum."

"Biliyorsun tatmin etmem gereken bir kocam var."

Adamın sinirlenmesi nefes alış-verişini etkilemişti. Kadının ise gözlerindeki vahşi ifade gecenin karanlığında avını izleyen bir avcı gibi parlıyordu:

"Bu yıllardır böyle sürüyor Sullivan, bunu bilerek beni kabul ettin."

"Yine de onun sana dokunması hoşuma gitmiyor, mi amor."

"Merak etme, odaya geldiği andan beri uyukluyor, o kadar çok içki içmiş ki. Sabah ben ne dersem ona inanacak, hiçbir şey hatırlamayacak."

"Tehlikeli bir kadınsın."

"Buraya benim nasıl bir kadın olduğumu konuşmaya gelmedim . Nasıl böyle bir hata yapabildin? "

"Bunu sonra konuşamaz mıyız, seni özledim." Yavaşça kadını kollarının arasına aldı :

"Soruma cevap vermeni öneririm." Derin bir iç çekerek konuşmaya başladı:

"O biliyordu, her şeyin farkındaydı. Sana zarar verecekti ve ben de onu öldürdüm. Yapılması gerekiyordu." Adam kadının boynuna minik öpücükler kondurmaya başlamıştı:

"Cesedini ortadan kaldırmak aklına gelmedi mi? Okulun orta yerinde bir ceset bırakmışsın "

Kadın yanındaki ağaca tutunarak güç aldı.

"Beni aptal sanma mi amour. O daha ölmeden yanımıza geldiler. Onun orada olduğu biliyormuş gibi." Kadının heyecanlandığını fark eden Sullivan daha da cesaret aldı.

Diğer saçların yanından kaçmış olan sarı bukleyi zarifçe alıp yerine koydu.

"Seni özledim."

Yüzünü hafifçe sevmesiyle kadın biraz daha uzaklaştı:

"Bir süre görüşmesek iyi olur, önlemleri arttırdılar. "

Adamın melodik kahkahası gecede yankılandı:

"Ben sadece kraliçemin isteklerini yerine getiren bir adamım, katil değil."

"Beni sözlerinle kandıramazsın Sullivan, bir süre görüşmeyeceğiz o kadar. O zamana kadar çok fazla ortalıklarda gözükmemeye çalış."

"Madem bir süre görüşmeyeceğiz, bu akşam özlemimi gidermeme izin ver."

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin