Bölüm 32

12.4K 890 36
                                    

"Eliana, beni duyuyor musun?"

Zihnimde yankılanan sesi tanımam çok sürmemişti. Gözlerimi açtığımda Rosa'nın şefkatli yüzü karşımda belirdi. Mor renkte döşenmiş geniş bir odadaydım, yavaşça kendimi kaldırmaya çalıştığımda yatağın yumuşak kumaşını elimde hissettim, ipekten bile daha yumuşak olabilirdi.

Rosa kollarımdan tutarak bana destek verdiğinde üzerimdeki kıyafetin ince bir kumaştan yapıldığını fark ettim, siyah gecelik neredeyse tam vücuduma oturmuştu askıları biraz büyük olduğu için kollarımdan kayıyordu ama kumaşının ne kadar rahat olduğundan bahsetmeme gerek bile yoktu, sanki pamuklara sarılmış gibiydim.

"Kendini nasıl hissediyorsun?" diyerek büyük bir bardak suyu bana uzattı. Bir dikişte suyu bitirdiğimde ne kadar susadığımı fark ettim. "Kendini çok yordun, bedeninin güçlerine alışmasına izin vermelisin."

Rosa konuşurken odanın diğer tarafında bekleyen kişiyi gördüm, göz göze geldiğimizde yavaşça yanıma yaklaştı. Gözleri dolmuştu ve bakışlarıyla benden izin alarak yanıma oturdu.

Ellerimi avucuna aldığında ellerinin ne kadar küçük ve ince olduğunu fark ettim. Yapı olarak benden küçük olmasına rağmen heybetli duruyordu.

Gözlerinden süzülen bir damla yaş yüzünden süzülerek siyah elbisesinin kumaşında hapsoldu.

"Yaptığın şey için teşekkür ederim. Şifacılar sen olmasaydın onu kaybedebileceğimizi söyledi."

"Şimdi nasıl?"

"Şimdilik kendinde değil, zamana ihtiyacı olduğunu söylediler. Bizim yapabilecğeimiz herhangi bir şey kalmadı, gerisini kendisinin halletmesi gerekiyor. Eğer yaşamak istiyorsa aramıza dönecektir.. "

Derin bir nefes aldım, o iyi birisiydi. Benim yüzünden birisine zarar gelmesine dayanamazdım. Zaten krallığa yeterince yük olmuştum, yemeği mahvetmiştim, tüm krallık bir elemental olduğumu öğrenmişti, avcılarla bir savaş başlatmıştım ve az kalsın tahtın varisinin ölümüne neden oluyordum. Buna rağmen kraliçe bana teşekkür ediyordu.

"Bütün bunlar benim suçum." Gözlerimden süzülen yaşları Celeste'nin mendiliyle silmesi sayesinde fark ettim.

"Böyle söyleme lütfen,"

"Ben olmasaydım Damien böyle bir yara almayacaktı."

"Ama onu kurtaran da sensin Eliana, sen olmasaydın belki de o canavar yıllarca bizi düşünceleriyle zehirleyecekti."

"O nerede?"

"Gry ve muhafızlar onu arıyor ancak henüz bir iz bulamadılar. Sanki bir anda ortadan kaybolmuş, hiç gelmemiş gibi."

"Buraya gelmem bir hataydı, belki de en baştan birileriyle tanışmam bu okula gelmem bile hataydı. Herkese zarar veriyorum, belki de Sebastian haklı; Gölge Ada'ya gitmeliyim."

"Asla, oraya seni asla göndermem Eliana." Rosa sinirlenip ayağa kalkmıştı " Orada başına neler gelebileceğini biliyor musun? Bu kadar güvenlikli bir yerde bile sana saldırmaya cesaret ettiler, kim bilir Gölge Ada'daki elementallere neler yapıyorlardır, eğer hala bir elemental kaldıysa tabi. Isabel'in seni buralardan uzaklara neden götürdüğünü şimdi anlayabiliyorum. Yaklaşmakta olan karanlığı hepimizden önce o fark etti."

"Ruhu tanrıçamızı bahçelerinde olsun."

"Belki de diğer konsey üyeleriyle haberleşmeliyiz."

"Konseyden yıllardır Sebastian'ı görüyoruz, diğer üyelerden hiç ziyaret almadık."

"Leydim, burada durmam sizin için de tehlikeli en iyisi okula geri dönmem."

"Eğer gitmek istersen tabi ki gidebilirsin ancak kapılarımız sana her zaman açık Eliana. Bundan böyle burada Leydi statüsünde anılacaksın."

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin