-57-

47.4K 1.7K 517
                                    

Çok derin bir kuyuda haps olmuş ve beni kurtarması için kahramanımı bekliyordum. Bedenim her seferinde daha çok sarsılırken bedenime işleyen o buz tabakasından çıkmıştım. Gözlerim kapalı bedenim yorgun elimin üzerinde bir sıcaklık ve sevdiğim adamın muhteşem sesi.

Kalkıp ona sıkıca sarılmak ve onu asla bırakmamak istiyordum. Ağlıyordu hissediyorum. Bir tepki verememek canımı yaksada sıcak eli bir anda elimden ayrıldı. Bir eksiklik oluştu. Kalbim deli gibi çarparken zar zor adını söyleyebildim. Ben bile kendi sesimi duyamazken onun duymasını beklemem gerçekten bir aptalık...

Gözlerim birbirlerine yemin etmiş gibi açılmıyor ve beni çok zorluyordu. Biraz daha zorlayıp sadece yarısını açabildim. Özgür önünde hemşireyi kenara iterek hızla elimi tutup dudaklarına bastırdı.

Sonra gözleri gözlerimle buluştu. Kahvenin en güzel tonu ağlamaktan bulanmış ve göz çevresi kıpkırmızıydı. Elinin bir tanesi karnıma doğru giderken gözleri tekrar beni buldu.

"Beni affet."

Bedenim konuşmamı engellerken elimi hafifçe elinin üzerine koydum. Kafamı sallarken başını eğip göbeğimi öptü.

"Özür dilerim miniğim"

Neden tek bir bebeğimiz varmış gibi konuşuyordu. Bizim iki bebeğimiz vardı.

"Özgür neden öyle dedin."

"Beni affet bitanem bebeklerimizden birini kurtaramadım."

Beynimden vurulmuşa dönerken gözlerimi kapatım o an bedenimden gelen yoğun hüzün ve sinirle bedenim titremeye başladı.

"Ece, Bitanem Ece"

Özgür ismimi sayıklarken ben sadece titriyor ve bağırıyordum.

"Bebeğimmmmmmm"

Tüm sesim hastaneyi inletirken Özgür beni sakinleştirmeye çalışıyor bedenimi yatağa sabitlemeye çalışıyordu. Ben hala bağırırken içeri giren bir kaç doktorların ikisi ayağımı ikisi elimi tutu. Özgür bana çaresizce bakarken bir doktor da iğneyi hazırlıyordu.

Ben hala çığlık atıyor. Bebeğim diye bağırıyordum. Her şey onun yüzünden olmuştu. Onu affetmeyecektim onun yüzünden bir bebeğimi kaybetmiştim. Beni yarım bırakmış ölüme terk etmişti.

Kolumda hissettiğim acıyla gözlerimi kapatım. Ve ağzımdan çıkan son cümle...

"Seni asla affetmeyeceğim"

***

Günler geçmiş ve ben bir kere olsun Özgür' ü görmemiş sesini bile duymamıştım. Minik oğlum hala o Barlas piçinin elindeydi. Onu çok özlemiştim. Ama elimden birşey gelmiyordu.

Sadece bekliyordum.

***

Ecesiz tam 1 hafta onun deniz gözlerini, çiçek kokusunu, minik sıcak elleri olmadan 1 hafta artık beni görmek istemiyor. Ve bebeğimizi geri istiyordu. Mert'e Rüzgar' ı bulmadan gözüme gözükmeyin demiş ve bana iletmesini söylemişti.

Ah be kadın senden güç almadan nasıl sana onu getirebilirdim ki...? Oturduğum yerden kalkıp kendime bir şarap koydum ve bardağı fondikledim.

Hiçbir şey onsuz kalmaktan daha acı değildi benim için. Özlemiştim... Ah ahh neden bu kadar inatçısın be Ecem.

Kerem gene bilgisayarın başında oturmuş sinyal bulmaya çalışıyor. Mert evdeki korumaları artırıyor. Tunç'ta Ece'nin yanında kalıyor ve bana olan her şeyden haber veriyordu.

"Kerem hala bir haber yok mu?"

"Abi bizi hiçbir numradan aramadığı için sinyal bulamıyorum."

Kafamı tamam anlamında sallarken Mert'e baktım. Onunda yüzü solgun ve benim kadar o da çok ağlamıştı. Kardeşlik böyle birşeydi işte kötü günde bile beraber olmak.

Telefonum çalarken ekrana baktım.

Arayan=Tunç...

Telefonu açıp kullağıma götürürken gene bir ağlama sesi ve evin içinde kırılan eşyalar. Ece sakinleşemiyor ve hergün evi darmadağın ediyordu. Gözlerimi kapatıp derince bir nefes aldım.

"Abi bebeğim de bebeğim yerinde durmuyor dağıtıyor. Mutfağa girip yemek yapmaya çalışıyor. Sinirden az önce elini kesti. Sonra yere çöküp daha çok ağlamaya başladı. Durduramıyorum"

"Sen ona iyi bak haledeceğim Rüzgar 'ı bulup geleceğim ona bunu söyle"

Telefonu kapatıp cebime koyarken cebimden sigara çıkarıp derince bir nefes aldım. Az kaldı. Çok az kaldı... oğlumu da bulup bu şehri terk etmem için az kaldı. Bu şehri ya ben yakıp kül edeceğim ya da o beni yakacak ve ölüme gidecektim.

Kutudan çıkardığım son sigaramı da yakıp sandaliyeme yaslandım. Geçecek bitecek bu acı kimse benim ailemi yarım bırakamaz hele ki o yarım kalan benim karımsa onu yarım bırakan piç Barlas ölümün azralin Özgür Çakır' ın elinden olacak merak etme seni tam hak ettiğin yere Cehenneme yolayacağım.

Elimde ki şarabı tekrar fondik yaparken cebimde çalan telefonu çıkardım. Ekranda gördüğüm yazı kalbimi hızlandırırken hızla telefonu açtım.

Arayan= Gizli numara...

"Alo"

"Özgür Çakır"

"Oğlum nasıl Barlas"

Iğrenç bir kahkaha atıp. Telefonun yanından gelen öpücük sesiyle bedenim sinirle titredi.

"Merak etme oğlum çok iyi"

O it oğlum mu demişti. Bana mı öyle geliyordu. Boşta ki elim yumruk olurken, boynumu sağa sola çıtlatım.

"Ona sakın bir daha oğlum deme"

"Ne, sana yalan mı söyleyeyim? Benim oğlum"

Saçlarımı çekip inlerken Barlas piçi de hala gülüyordu.

"Bana oğlumu geri ver Barlas"

"Hm bir şartla veririm Özgür Çakır"

"Neymiş lan o şart"

Derin bir nefes alıp onun sunacağı şartı bekliyordum. Söylediği cümle ile sinirlerim alt üst olurken elimde duran bardaktan çatlama sesi geldi.

"Karın benim olacak

1=Bölüm nasıldı.?
2=Ayrılık Özgür ve Eceyi için nasıl bir yola sürükleyecek.
3=Barlas'a sövebilirsiniz?

Arkadaşlar Muammer arkadaşımızın Maraz5534 Sen Misali kitabına bakıp destek olur musunuz?

Mafya'nın Karısı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin