Neredeyse iki saat olmuştu ama hala mesaj bildirimi gelmemişti. Ben ise istemeye istemeye fakülteye gelmek zorunda kalmıştım çünkü bu hafta vizeler vardı. Elimdeki kalemi parmaklarımın arasında döndürüyordum. Sınavdan tamamen kopmuş, sadece gelmeyen mesaj bildirimine odaklanmıştım. Az bir sürem kalmıştı.
Sınav bitince amfiden çıktım.
"Yazar!"
Sesin sahibi Sıraçtan başkası değildi. Sesin geldiği yöne doğru döndüm. Yanında mira da vardı.
"Nasıldı sınav?"
"Sanırım birkaç gün oturamayacağım. Senin nasıl geçti?"
Beraber kantine doğru yürüyorduk.
"Sınav güzel geçmek yerine ırzıma geçti resmen. "
Deyince hepimiz gülmeye başladık.
"Normalde iyi geçmesi lazımdı sınavının. Neden böyle oldu ki? Kafana taktığın birşeyler mi var? Dalgınsın bu aralar. "
Diye araya girdi mira.
"Hayır kafama takılan birşey yok. Sadece bölüm yazdığımdan dolayı çalışamadım. "
Evet kafama takılan birşeyler var.
Zor bulduğumuz masanın sandalyesini kendime doğru çekip oturdum. Mira tam karşıma, Sıraçta onun yanına oturmuştu. Ortamda sessizlik hakim olunca karşımdaki mirayı izlemeye başladım. Sapsarı saçları beline kadar uzanıyordu. Gözleri yeşildi. Vücudu çok güzeldi. Küçüklükten beri seviyordum mirayı ama söndürmeye başlamıştım duygularımı. Yanardağ bile birgün sönüyor. Uzun çabalar sonucunda Karşılık alamazsan, er ya da geç vazgeçiyor insan. Ama bazen vazgeçmek yetmiyor işte...
Sessizliği bozan Sıraç oldu.
"Ne içmek istersiniz?"
"Ben ice tea istiyorum."
"Bana da soğuk su al kardeşim."
Çünkü beklediğin ne olursa olsun gelmezse, ancak arkasından soğuk bir su içersin.
-----
Bilmem kaçıncı kez telefonun kilidini açıp bildirim var mı diye baktım. Sonuç yine hüsrandı. Sınavdan sonra mira ile Sıraç birlikte birşey yapmak isteseler de yarın imza günüm olduğu için biraz dinlenmek isteyip tekliflerini reddetmiştim. Üzerime rahat birşeyler giyip yatağıma kendimi bıraktım. Uzandığım yerden karşımdaki duvarı komple kaplayan kitaplığımdan göz gezdirerek okumak için kitap bakmaya başladım. Şuan ki durumuma uygun olan bir kitap gözüme çarptı. Beklentiler üzer...Tam kitabı almak için ayaklanmıştım ki odamın kapısı hızla açılarak duvara çarptı. Balın kucağındaki kitaplarla beraber yere yapıştı. Şok içinde bir kitaplara baktım birde yere yapışan Balın'a. Balın'ın da bakışları beni bulunca sonunda ağzımı açıp konuşabildim.
"Bunlar ne?"
Balın ayağa kalkıp üzerini silkti. Bana güya şirin bakışlar atmaya başlayınca bu işte bir bokluk olduğunu anladım.
"Şimdi benim yakışıklı abim."
Yatağımın üzerine çıkıp bağdaş kurdu. Ben ise hala kitaplığın önünde ona bakıyordum.
"Bunlar bizim okuldaki bazı şahsiyetlerin kitabı. Sana imzalatmaya getirmiştim de."
Deyip dudaklarını büzdü. İşin aslı anlaşılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP|| TEXTING [TAMAMLAMDI]
Short Storyanon-150817olarak yazıyorsunuz. anon-150817: Benimle bir oyun oynamaya var mısın? Gönderme tuşuna bastıktan sonra arkama yaslandım. Ben kim miydim? Wattpadin ünlü yazarlarından Dolunay. Dolunay Akın. İthaf: Mesafelerin aşka engel olamayaca...