[Bu bölümü en sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan Eda'cığıma. Onu bolca öpüyorum (Seni unutamam Edoş. ) Mediada Mirza. (Luke Mitchell). Bolca öpüldünüz. İyi okumalar. )
8. Bölüm
Gece oturduğu yerde başını ellerinin arasına aldı ve içini çekti. Kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. Başını kaldırıp hastanenin bomboş beyaz duvarına baktı. Babasının yattığı odaya girmek için güç toplaması gerekiyordu ama elli ayağı titriyordu.
Irmak babasının odasından çıktı. "Gece, babam seni bekliyor."
Gece başını salladı ve ayağa kalktı. Derin bir nefes alıp verdi. Annesi ve ablası ondan önce odaya girmişlerdi. Gece yavaş yavaş kapıyı açıp içeriye girdi. Babası yatakta yatıyordu ve buz gibi gözlerle baktı. İlerleyip sandalyelerden birine oturdu. Gözlerini babasına dikti. "Seninle bu son konuşmam," dedi. "Kızım hakkında ne söyleyeceksin?"
Nihat doğrulmaya çalıştı ama doğrulamadı. Öksürdü. "Gece, kızım."
Gece derin bir nefes alıp kendini sakinleştirdi. "Ben senin kızın değilim," dedi. "Ne söyleyeceksen söyle gideceğim."
Nihat içini çekti. Gece'ye çok eziyetler yapmıştı. "Senin kızın yaşıyor," dedi ve öksürük krizi tuttu.
Gece'nin içinden aşağı bir sızı geçti. Kulaklarının yanlış duyduğunu sandı. Kendine geldiğinde bir hemşire onu odadan çıkarıyordu. Gece odadan çıkmadan önce babasına yaklaştı. Bağırıp çağırıyordu. "Kızım nerede?"
"Burası bir hastane," dedi hemşire ve Gece'yi odadan çıkardı.
Irmak, Gece'nin çığlığını duydu ve Gece'nin kolundan tuttu. "Gece sakin ol."
Gece hıçkırıklarla ağlıyordu. İçi acıyordu. Kalbinin derinlerdeki bir sızı vardı. Geçmek bilmeyen bir sızı. "Benim bebeğim nerde?" diye feryat kopardı. Irmak, Gece'yi kollarına aldı. "Sana çok söylemek istedim ama bir türlü yapamadım," dedi. "Çok özür dilerim, Gece."
Gece sendeledi ve ablasının gözlerinin içine acıyla baktı. "Neden yaptınız bunu bana? Sen neden yaptın abla? Annem biliyor mu?"
Irmak başını iki yana salladı ve Gece'nin gözlerine baktı. "Beni dinle lütfen, bende yeni öğrendim. Net bir şey bulmadan söylemek istemedim," dedi ve Gece'nin yanaklarını kavradı. "Seninle aynı gün doğum yapan kişi Aslı Sipahi'ymiş. Onun bebeği ölü doğdu ve sana onun bebeğini, senin bebeğini de ona verdiler. Mirza ve sen sadece bir piyondunuz."
Gece şaşkınlıkla ablasına baktı ve başını iki yana salladı. "Bu bir oyun mu?" diye çığlık attı ve elini yüzü ile kapadı. "Benim bebeğimi niye aldınız? Ben ona nasıl kavuşacağım şimdi?"
"Bende sana yardım edeceğim," dedi Irmak ve Gece'ye sarıldı. "En iyi avukatları tutacağım senin için. Söz veriyorum Mayıs'ı geri alacağız."
Gece'nin sesi titreyerek, "Abla hiç gördün mü kızımı?" diye sordu.
Irmak başını salladı. "Sana çok benziyor. Birazda Mirza'ya..."
Gece'nin kalbi deli gibi atıyordu. Bu gördüğü kabus muydu? Gözlerini kapatıp açtı ablasının mavi gözleri ona kabus görmediğini söylüyordu. Ellerini saçlarından geçirdi. "Allah'ım yardım et!" diye feryat etti. "Dayanamıyorum!"
Irmak dudaklarını ısırdı ve Gece'yi kollarına alıp onu hastaneden çıkardı. Gece çok bitkin gözüküyordu. Otoparka kadar Irmak'a yaslanarak yürüdü. Yıllarca özlemini çektiği bebeği yaşıyordu ve bir hiç uğruna bebeği ile yaşayabileceği en güzel anıları çalınmıştı. Kızının ilk gözlerini, ilk emekleyişini, ilk yürüyüşünü, ilk gülüşünü görmemişti. Zamanı geri alıp onun ilk anne demesini duymak istedi ama zamanı geriye alamazdı. Bebeği ile bütün anıları çalınmıştı. Ama artık çalınmasına izin vermeyecekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/101088825-288-k51142.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN ŞARKISI
RomanceSevdiği adamdan kopamayan bir kadın, Gece... Sevdiği kadının kollarının arasından kayıp gitmesini çapçaresiz izleyen, Mirza... Hayatında hep kayıplar veren bir kadın, Sasha... Yıllar sonra ansızın gelen bir kadın, Rüya... Yıllarca mu...