Jungkook gözlerini araladı ve kendisine ilgi ile bakan çocuğa baktı. Taehyung Jungkook'un durması ile kendini toplarladı ve Jungkook'a yarım bir gülümseme gönderdi. Jungkook utangaç bir şekilde gülümsedi. Taehyung, onun bu halini gördüğünde gülümsemesini genişletti ve usulca alkışladı. Saniyeler sonra Jungkook saçlarında hissetiği sıcak eller ile irkildi. Taehyung her zamanki gibi saçlarını karıştırıyordu fakat bu sefer çok yavaştı. Her tutamı yavaşça okşarken gözlerini Jungkook'un kızarmış yanaklarında gezdirdi. Gördüğü manzara ile gülümsedi ve gözlerini onun gözlerine çıkardı.
Jungkook, Taehyung'a utanmış bir tavırla bakarken Taehyung Jungkook'a hüzün ile bakıyordu. Her ne kadar gülümsemeye çalışsa da boğazındaki yumru her dakika onu rahatsız ediyordu. Aklına ne zaman o gün yaşadığı an gelse kalbinde büyük bir acı hissediyordu.
Neden yapmıştı bunu? Neden bir insan durduk yere başka birine böyle davranırdı ki? Taehyung hayatı boyunca şiddet görmemişti. Hayatını hep olumlu bir şekilde geçirmişti. Her şey gayet güzel giderken anında gerçekleşen bir olay onu çökertmişti.
Düşüncelerini yanağında hissettiği titrek el ile kesti. Jungkook kendisine korku ile bakıyor ve yanağındaki gözyaşını silmekle uğraşıyordu. Taehyung irkildi ve hemen kendini toparlamaya çalıştı. Ağladığından haberi yoktu bile.
"Sen iyi misin?" Jungkook korku ile sordu. Taehyung gözleri dolduğundan onu bulanık görmeye başlamıştı. Kollarını kaldırdı fakat yeterli güç bulamayınca geri indirdi. Dudakları titrerken hıçkırdı ve gözyaşlarının çenesine doğru akmasına izin verdi.
Daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladı. Göğsü hızla inip kalkarken kendini durduramıyordu. Çığlık atmak istiyordu. İçindeki acıyı susturmak ve gülümsemek istiyordu.
Jungkook şaşkınca kollarını zayıf bedene doladı ve kendisine çekti. Taehyung'un titrek nefesini boynunda hissettiğinde titredi. Derin bir nefes aldı ve sarılışını sıkılaştırdı. Ne olduğunu anlayamamıştı. Neden durduk yere ağlamıştı? Yujin'in dediği şey bu muydu? En önemlisi Taehyung'a ne olmuştu? Kendi kendine sorular sorarken Taehyung hıçkırmaya devam ediyordu. Şuan tek istediği Taehyung'u sakinleştirmek ve neler olduğunu sormaktı.
Onun dudakları hafifçe boynuna değerken Jungkook elini yumuşak saçlara götürdü ve her bir tutamını ilgiyle okşadı. Utanarak dudaklarını güzel tutamlara uzattı ve usulca öptü. Anında gelen güzel koku ile gözlerini kapattı ve yeniden öptü.
Taehyung başını kaldırdı ve kızarmış gözlerle ona baktı. Nefesleri birbirine karışırken Jungkook kalbinin hızlı atışını hissediyordu. Taehyung yavaşça kendini geriye çekti ve hırkasının ucu ile gözyaşlarını sildi. Derin bir nefes aldı, başını önüne eğdi. Şuan ağlamasada düzensiz nefesler almaya devam ediyordu.
Jungkook zamanın geldiğini anladı ve usulca Taehyung'u dürttü. Taehyung başını kaldırdı ve baygınca ona baktı. Jungkook gördüğü manzara ile yutkundu. Kalbinin büyük bir acıyla sarsıldığını hissetti. Sevdiği adam o kadar çaresiz görünüyordu ki. Aralıklı burun çekişleri, kıpkırmızı olmuş gözleri ve titreyen elleri Jungkook'a işkence gibi geliyordu.
Jungkook telaşla sordu, "Ne dedin?" Taehyung onu izlerken gülümsedi. Jungkook yanlış yaptığını fark etmemişti bile. 'Ne oldu' demek istemişti fakat Taehyung'un ani ruh değişimi ile aklı karışmıştı. Taehyung dudaklarını yaladı ve yeniden gülümsedi.
Jungkook gerçekten neler olduğunu anlamıyordu. Saniyeler sonra Taehyung ona anlatmaya başladı, "Yanlış söyledin ben bir şey diyemem ki." sonlara doğru dişlerini göstererek gülmeye başladı. Jungkook olanları anlayınca iç çekti ve gözlerini kapattı. Cidden nasıl bu iki şeyi karıştırabildi? Oysaki çok çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opere D'arte : Taekook
Fanfiction-Taehyung işitme engelli bir genç, Jungkook her şeye rağmen onun peşinden giden aşık. "Ateşe düşmeden son kez sarılmama izin ver sevgilim. Öyle bir sarılayım ki sana bu son geceymiş gibi. Bu gece kanatlarını sadece bana sar ki huzurla düşler ülke...