2.2

750 101 51
                                    



Taehyung gözlerini yorgunca araladı ve yatakta oturdu. Saçları karışmış, yüzü şişmiş bir şekilde etrafına bakınırken yanında yatan bedeni fark etti. Jungkook dudaklarını aralamış usulca nefes alıyordu.

Taehyung gülümsedi ve yavaşça geri yattı. Hâlâ gülümsemeye devam ederken onun karışmış saçlarını okşadı. Saçlarının yumuşaklığı onu rahatlatırken Jungkook'a daha da yaklaştı. Burunları neredeyse birbirine çarpacak durumdaydı.

Saçlarındaki ellerini indirdi, yanağını sevmeye başladı. Yanaklarının sıcaklığını ve yumuşaklığını hissederken gülümsedi ve onun burnuna yumuşak bir öpücük kondurdu.

Jungkook kıpırdandı ve kaşlarını çattı. Taehyung güldü ve bu sefer yanağından öptü. Jungkook mırıldanmaya başladı. Taehyung uyanmadığı için öptüğü yerleri yeniden öptü. Dün de Jungkook kendisinin yüzünü öpmüştü. Taehyung o an uyumuyordu fakat mayışmıştı ve bu sebeple tepki verememişti. Aslında uyanık olsa bile sesini çıkarmak istemezdi.

Taehyung tam yeniden yanağından öpecekken Jungkook gözlerini araladı. Taehyung Jungkook'un kendisine bakması ile aniden geriye çekilirken, Taehyung kırmızı yanaklarını elleri ile gizlemeye başladı. Jungkook ise ona bakıyor ve düşündükleri ile gülümsüyordu. Gözlerini açar açmaz Taehyung'un muazzam yüzünü görmek onu mutlu etmişti.

Jungkook yatakta oturdu ve sinsice gülümseyerek ona baktı, "Günaydın." Taehyung gözlerini ellerinden çekti ve yarım yamalak gülümsedi. Jungkook sinsi gülümsemesini yüzünden silmeyerek beden diline devam etti, "Az önce ne oldu?" Taehyung yutkundu ve o da aynı Jungkook gibi yatakta oturdu, "Bugün atölyeye gitmeliyiz." Jungkook lafı dolandırması ile gülmeye başladı.

Gülerek kendini geriye attı. Jungkook deli gibi kahkaha atarken Taehyung çatık kaşlarla onu izliyordu. Jungkook elini karnına koydu ve utanmadan gülmeye devam etti. Taehyung sahte bir sinir ile onun üzerine eğildi ve acımasızca gıdıklamaya başladı.

Jungkook, Taehyung'un gıdıklayışı ile daha fazla kahkaha atmaya başladı. O kadar gülüyordu ki bazen nefes alamıyordu. "D-Dur!" Kahkahalarının arasından seslice bağırdı. Jungkook Taehyung'un ellerini itmeye başladığında Taehyung durdu ve gülerek kendini Jungkook'un yanına attı.

İkiside nefes nefese kalmış birbirlerine bakarken Jungkook kollarını hareketlendirdi, "Uyurken değil şimdi de öpebilirsin." Taehyung sinirle Jungkook'un üstüne çıktı ve bu sefer boynunu gıdıklamaya çalıştı. Fakat boynundan gıdıklanmayan Jungkook keyifle kucağında çaresizce kendisini gıdıklamaya çalışan çocuğa bakıyordu. Jungkook ani bir hareketle Taehyung'u altına aldı. Taehyung neler olduğunu anlayamazken diğer yandan Jungkook böyle bir şeyi nasıl yaptığını düşünüyordu.

İkiside göğüslerinde birbirlerinin kalp atışlarını hissediyordu. Ve aynı zamanda ikisinin de hızlı nefesleri birbirlerine çarpıyor, Jungkook'un uzun saçları Taehyung'un alnına değiyordu.

Jungkook, Taehyung'un şaşkın ama memnun gözlerine baktı. Taehyung onun için o kadar güzeldi ki, bazen kalbini söküp atmak istiyordu. Yüzünün her bir yanı mükemmel bir şekilde çizilmiş gibiydi. Ona beslediği duygular kolay değildi. Belki eskiden bunun farkında değildi fakat son zamanlarda Taehyung'a gerçekten aşık olduğunu hissedebiliyordu.

Aşk kavramını her zaman sorgulayan, bazen insana ne kadar zarar verdiğini düşünen fakat daha sonra Taehyung aklına geldiğinde bu düşünceden vazgeçen Jungkook bu sefer cidden ona aşık olduğunu hissetti. Taehyung onun bir için bir hata veya zarar değildi. Taehyung onun güneşiydi, ayıydı veya yıldızıydı. Taehyung kanatları olmamasına rağmen Jungkook'un kalbine konan bir melekti. Taehyung benim evrenim, diye düşündü.

Opere D'arte : Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin