Bölüm 19

5.4K 312 58
                                    

Çok geç bitirebildim ve yorgunum. Düzeltme yapamadım bu yüzden. Kusura bakmayın lütfen.

Ali merdivenlerden aşağı inerken meraklı arkadaşının kendisi ile konuşacağı konuyu ve nereye bağlayacağını az çok biliyordu. Üzerine kendisini soğuktan koruyacağını umduğu yeleği giyerken, keşke Emre' nin sorgusundan da koruyacak bir şey olsa diye düşündü. Açıkçası içinde yeşermeye başladığını düşündüğü, ona çok uzak gelen o... o şeyi işte, daha adını bile koyamıyordu.

Kendini kaybettiği zamanlar da, karşısındaki insanlara olan davranışları bir insanoğlunun yapacağından çok farklı bir boyut kazanıyordu. O zamanlar da çığlıklar duvarları döverken, kan ve göz yaşı birbirine karışıp yerleri süpürürken Ali' in düşündüğü tek şey, içinde kalan insanlığın miktarıydı.

İnsanlığı besleyen duyguların anavatanı olan kalbinin de ne kadar ağır darbeler aldığını hayal edemiyordu. Şimdi ise, içten içe bir kalbinin kaldığına ve bu kalpteki tahta bir kadını oturtma fikri çok uzak geliyordu.

Yapabilir miydi, yıllarca aşığım deyip öbür gün ayrılan arkadaşlarından duyduğu o duyguyu Ekin ile yeşertebilir miydi içinde? Ama en önemlisi, Ekin ister miydi Ali' yi.

Aşağı katta çeşit çeşit yiyeceğin kokusunu aldığında, karnında çalmaya başlayan müziği duymazdan gelip kapıya doğru yürüdü. Güneş tepeye çıkmıştı, onun ışıltısını kıskanan bulutlar ise engelliyordu yüzlerine düşmesini ışık tanelerinin. Genzine dolan serin havayı bol bol içine çekti. Pamukları andıran kar yığınlarına bir göz atıp yürümeye başladı. Yazları geldiğinde burası daha da güzel oluyordu. En azından insan, hem kendi içinden hem de dışarıdan gelen soğukla cebelleşmiyordu yazları.

İleride çalışan bir kaç işçiye Emre' yi sormak istedi ama yan tarafta, beyaz karların içinde dolaşan iri cüsseli arkadaşını görünce o yana yürümeye başladı. Biriyle konuşmaya ihtiyacı vardı. Emre' nin güvendiği sayılı insanlardan biri olduğunu bildiği için de rahattı.

Emre onu görünce üzerine çökmüş karları eliyle temizlediği büyük bankı gösterdi. Ondan önce oturup, ellerini birbirine bağladı. Bir an Ekin' in abisi gibi hissetmişti kendini. Ali yanına oturunca ona baktı. Günlerdir var olan düşünceli halini merak etmişti. Ama birkaç gündür o küçük, korkak cadıya olan bakışlarını, üzerine titremesini anlamamak içten bile değildi. Herkes genç kız korktuğu için böyle yaptığı nı düşünse bile, Emre genç adamın kurtardığı çoğu kızla olan iletişimini biliyordu. Ekin' in yeri Ali' de çok bambaşkaydı.

"Evet, önden başlangıç ister misin, yoksa direk törene mi geçeyim!"

"Espri yapmadığında, daha doğrusu yapmaya çalışmadığın zamanlar da daha çekilir oluyorsun Emre, bozma kendini."

"Bana olan sevgini..." eliyle kendini gösterip, gözlerini belertmişti Emre. " hassasiyetini bilmesem alınırdım. Neyse, konumuza gelelim. Ekin ile ciddi mi düşünüyorsun?"

Ali kızgınca ona baktı. "Önce bir sor bakalım, Ekin' i düşünüyor musun diye?"

"Hadi be, anlamamak için aptal olmak lazım." Bir süre sustu ancak sonra aklına gelen şey ile başını ışık hızı ile kaldırdı. "Ailen hariç tabi, onlar senin Ekin' i korumak için öyle yaptığı o sanıyorlar. Poyraz' da bizimle çok vakit geçirdiği için anlardı senin halinden,  o da biliyor diğer kızlara davranışlarını. Ama iş seyahatine gittiği için göremedi."

"O kadar belli diyorsun..." diye fısıldadı Ali. Düşünceleri kafasının etrafındaki döngüde dönüp duruyordu. Birini gözüne kestirdiği an yan taraftan kayboluyor, bir diğer geliyordu sonra gözlerinin önüne.

Güllerin FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin